Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10704 Esas 2022/12847 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/10704
Karar No: 2022/12847
Karar Tarihi: 19.10.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10704 Esas 2022/12847 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/10704 E.  ,  2022/12847 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Orhaneli Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya bağlı ... Termik Santrali İşletme Müdürlüğünde alt işveren işçisi olarak çalıştırıldığını, davalı ile dava dışı alt işverenler arasında kanuna uygun olarak kurulmuş asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini ve muvazaa bulunduğunu, davacının davalı ...Ş.'nin (...) işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek müvekkilinin işe girdiği tarihten itibaren davalı Kurumun işçisi olduğunun tespitine ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazlarının olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının davalı Kurum işçisi olmadığını, davacının müvekkili Kurumun asıl işi olan elektrik üretim işinin bölünmesi suretiyle verilen bir işte çalışmasının söz konusu olmadığını, davacının yapmış olduğu işin elektrik üretim işinden tamamen bağımsız bir ... olduğunu, bu nedenle alt işverenlik sözleşmesinin düzenlenmesinde muvazaadan söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı işçinin, davalı ...'a bağlı ... yerinde çeşitli alt işveren nezdinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, davalı Kurumun asıl işinin elektirik üretim işi olduğu, güvenlik işinin davalı ...'ın asli işlerinden olmayıp yardımcı ... niteliğinde olduğu, davacı işçinin de yapmış olduğu işin yardımcı ... niteliği taşıdığı, bu kapsamda alt işverenler nezdinde çalıştığı, davalı ... ile alt işverenler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığı, davacı tarafın buna ilişkin taleplerinin yerinde olmadığı, bu nedenle ödenmesi gereken ilave tediye alacağının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın esas itibarıyla muvazaa tespitine ilişkin olduğunu, bu sebeple miktar itibarıyla kesinlikten söz edilemeyeceğini, davacının baştan itibaren davalı ...'ın işçisi sayılmasını gerektiren şartlar mevcut iken davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin yaptığı işte daha önce davalı İdareye bağlı kadrolu işçiler çalışırken emekli olarak eksilen işçiler yerine yemekhane işlerinin devamı için daha sonra alt işverene ihale edildiğini, taşeron işçilerin Kurum işçileriyle birlikte çalıştığını, aynı işi yaptıklarını, davalı ile müvekkilinin işvereni taşeron firma arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığını, Mahkemece ... ile alt işverenler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığı kanaatine varılarak verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Somut olayda yerel mahkemesince 29/01/2021 tarihinde davacının çalıştığı birimde keşif yapıldığı, keşfen bilirkişi heyetinden 02/02/2021 tarihli heyet raporunun alındığı anlaşılmıştır. Alınan bu raporda "dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesine göre yapılan tespitler ve yürürlükte ki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu davalı asıl işveren ile dava dışı alt işverenler arasında akdedilen ihale sözleşmelerinin 6098 sayılı Borçlar Kanunun 19.maddesi uyarınca muvazaalı olduğu kanaatine varıldığı" bildirilmişse de sözkonusu raporda davacının alınan ihaleler doğrultusunda güvenlik görevlisi olarak çalıştırıldığı da tespit edilmiştir.
    Davacının ilk işe girdiği tarihten itibaren ... akdinin feshedildiği tarihe kadar alt işverenler nezdinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığı ve güvenlik işinin alt işverene verilebilecek asıl işten ayrı yardımcı ... olduğu dikkate alındığında davalılar arasındaki ilişkinin asıl işveren, alt işveren ilişkisi olduğu ve muvazaaya dayanmadığının tespiti usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
    ..." gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasında, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl işin bölünerek alt işverenlere verilemeyeceğinin belirtildiğini, bilirkişi raporunda, müvekkilinin
    yaptığı işin teknolojik uzmanlık gerektiren bir ... olmadığının tespit edildiğini, davalı Kurum ile müvekkilinin
    işvereni olan taşeron firma arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığını, müvekkilinin
    çalıştığı süre boyunca, işyerinde emir ve talimatları taşeron işverenden değil, davalı işveren yetkililerinden aldığını, işin yürütülmesine dair talimatların, çalışma şartlarının ve koşullarının belirlenmesi ve işçilerin işe alınması, çıkışlarının verilmesi, izin kullanma zamanlarının belirlenmesi vb. hususlarda karar yetkisinin davalı Kurum yetkililerinde bulunduğunu, taşeron işverenin davalıya ait işyerinde ayrı bir organizasyon yapısına sahip olmadığını, aynı işlerde davacı ile birlikte Kurum personelinin çalıştığını, Kurum personelinin ücretlerinin ve özlük haklarının, aynı yerdeki ve görevdeki taşeron işçilerinden daha yüksek olduğunu, ihale veren ile ihale alan arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Taraflar arasında, davalı ile alt işverenleri arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının ilave tediye alacağının bulunup bulunmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, Alt İşverenlik Yönetmeliği, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun.
    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    19.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara