Esas No: 2022/13328
Karar No: 2022/12836
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/13328 Esas 2022/12836 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/13328 E. , 2022/12836 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞLETME DÜZEYİNDE YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 8. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlığın yetki tespitinin Kanun ve ilgili mevzuata aykırı olduğunu, davacı Şirketin sağlık kolunda ihale yoluyla taşeron olarak hizmet sunduğunu, müvekkili Şirketin ihale ile aldığı tüm işlerin süreli olup, birçok ihalenin süresinin bitmek üzere olduğunu, davalı Sendika tarafından ihale süresi biten ve bitmek üzere olan tüm ihalelerin göz ardı edildiğini, davacı Şirketin süreli ihaleler aldığının dikkate alınmaması, sürelerin dolmak üzere olduğunun göz ardı edilmesinden dolayı yetki tespitine yasal süre içerisinde itiraz ettiklerini, davalı Bakanlığa ... İl Müdürlüğü kanalıyla 12.03.2021 tarihli 524699 sayı ile kayıt yaptırarak bildirimde bulunduklarını, davacı Şirketin işkolu ve çalışan sayısının hatalı hesaplandığını, aynca davalı 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesinde anılan üye şartını da yerine getirmediğini, davalı Sendikanın tüm işkolunda üye işçi sayısının en az %1 olması gerekirken bu şartı sağlayamadığını, ayrıca davacının işçi sayısının ve bu sayıya göre hesaplamanın hatalı yapıldığını, başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasını üye yapma koşulunu da sağlamadığını, davacı Şirketin hastanelerde taşeron olarak çalıştığını, bu yönü ile asıl işverenin işçi sayısının dikkate alınmadan yetki tespitinde bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu, Şirketin ... Devlet Hastanesi, ... Şehir Hastanesi, ... Şehir Hastanelerinde alt işveren olarak çalıştığını, dava dışı asıl işverene ait hastaneleri işyeri olarak kullandığını, işyerlerinin hastaneler olmasından dolayı asıl işverenin tüm çalışanları üzerinden yarıdan fazla hesabının yapılması gerektiğini, davalı Sendikanın işçi sayısını ve çoğunluğu sağlayamadığını iddia ederek davalı Bakanlığın yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; yetki tespit yazısını tebliğ alan davacı tarafın yetki tespit yazısına karşı itiraz dilekçesini süresinde sunup sunmadığının tetkiki ile süresinde sunulmadığının tespiti halinde davanın süre yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini; esasa ilişkin olarak da; davalı Bakanlık kayıtlarına göre davalı Sendikanın ... Özel Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. unvanlı işyerleri için 22 02.2021 tarihinde yetki tespit başvurusunda bulunduğunu, Bakanlıkta kullanılan yetki tespit sistemine göre, işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna yapmış olduğu bildirimlere göre 200 isçinin çalıştığı, e-Devlet üzerinden gelen sendikal bilgilere göre bu isçilerden 81'inin yetki tespiti için başvuran Sendikaya üye olduğu, bu bağlamda yetki tespiti için başvuran Sendikanın 6356 sayılı Kanun'da düzenlenen şartları taşıdığını belirten 04.03.2021 tarihli ve 544489 sayılı olumlu yetki tespit yazısının taraflara iletildiğini, yetki tespit yazısının işverene 10.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, yetki tespitine yasal itiraz süresi olan 6 iş günü içerisinde itiraz kaydının ... Valiliği Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne 12.03.2021 tarihinde yapıldığını, 6356 sayılı Kanun'a göre toplu iş sözleşmelerinin süresinin en az 1 en çok 3 yıl olduğunu, ancak mezkur Kanun'un 35 inci maddesinin üçüncü fıkrasında "Faaliyetleri bir yıldan az süren işlerde uygulanmak üzere yapılan toplu İş sözleşmelerinin süresi bir yıldan az olabilir. İşin bitmemesi halinde bu sözleşmeler bir yılın sonuna kadar uygulanır" hükmünün bulunduğunu, ihalenin süreli iş olmasının Anayasa ve kanunlarca sağlanan toplu iş sözleşmesi hakkını engellemediğini, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca Bakanlıkça her yıl Ocak ve Temmuz aylarında bir işkolunda çalışan ve sendikalı işçi sayısının Resmî Gazete'de yayımlandığını, 31 Ocak 2021 tarihli ve 31381 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tebliğ'e göre ... Sağlık-İş Sendikasının %28,37 oranı ile işkolunda aranan %1 lik şartı sağladığını, ilgili Kanun maddeleri uyarınca Bakanlığa yapılan yetki tespit başvuruları değerlendirilirken işverenler tarafından Kuruma yapılan işyeri ve işçi bildirimleri ile Bakanlığa yapılan sendika üyelik ve istifa bildirimlerinin esas alınarak değerlendirildiğini ve ayrı işverene ait aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması hâlinde işletme olarak tespit yapıldığını, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinde "... asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile İlgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur." denildiğini, söz konusu maddede geçen "alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi" ifadesinden alt işverenlerin fiziki olmasa da hukuken ayrı bir işyeri olarak toplu iş sözleşmesinin tarafı olabileceğinin mümkün görüldüğünü, devamında asıl işverene de alt işverenlerce yapılan toplu iş sözleşmelerinden doğan yükümlülükler için işçilere karşı birlikte sorumluluk yüklendiğini, sonuç olarak Bakanlıkça yapılan olumlu yetki tespiti işleminin ıısul ve kanuna uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
2.Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davacı vekili tarafından yetki tespiti yazısının tebliğ tarihinden itibaren 6 iş günlük süre geçtikten sonra dava açıldığından davanın usul yönünden reddi gerektiğini, yine davacı vekili tarafından yetki tespitine itiraz dilekçesinin yetkili makam olan işletme merkezinde bulunduğu yerdeki Çalışma ve İş Kurumu İI Müdürlüğüne kaydettirilmeden dava açıldığından, davanın esasa girilmeden usulden reddi gerektiğini, davacı Şirket tarafından dava dilekçesi ve ekinde dava konusu yetki tespitinin eksik yapıldığına dair hiçbir somut delile yer verilmediğinden 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereği itirazın inceleme yapılmaksızın reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün 04.03.2021 tarihli olumlu tespit yazısının 6356 sayılı Kanun'da yer alan yasal düzenlemeler ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu, davalı Sendikanın davacı Şirkete ait işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak üzere 22.02.2021 yetki tespit başvuru tarihi itibarıyla üye çoğunluğunun bulunduğunu, davacıya ait işyerlerinde fiilen çalışan işçilerin %40,5'inin 22.02.2021 yetki tespit başvuru tarihi itibarıyla davalı Sendikanın üyesi olduğunu, bu durumun dosyaya sunulacak olan üye kayıt fişleri ve üyelikten çekilme bidirimlerinin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, yetki tespit başvuru tarihi alan 22.02.2021 tarihi itibarıyla diğer davalı Bakanlık kayıtlarına göre davacı Şirketin işletme bünyesinde çalışan işçi sayısının 200 (ikiyüz) olup bunlardan 81 (seksenbir) işçinin davalı Sendikanın üyesi olduğunu, diğer davalı Bakanlık kayıtlarına göre davalı Sendikanın üye sayısıyla kanunda aranan çoğunluğu sağladığını, 31.01.2021 tarihli ve 3138 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gereğince; işkollarındaki İşçi Sayılan ve Sendikaların Üye Sayılarına ilişkin 2021 Ocak ayı İstatistikleri Hakkında Tebliğ'de işkolundaki toplam işçi sayışının %28,37 ile işkolunun en büyük sendikası olduğunun görüleceğini, yapılan itirazın dava konusu yetki tespitine konu işletmede imzalanacak toplu iş sözleşmesi prosedürünü engelleme amacı güttüğünün açık olduğunu, yine dava dilekçesinde, Şirketin ihale aldığı tüm işlerin süreli olduğu ve bir çok ihalenin süresinin bitmek üzere olduğu belirtilmiş ise de ihalenin süreli olması ya da sürelerinin bitmeye yakın olmasının toplu iş sözleşmesi yapılmasına engel teşkil etmediğini, davacı Şirketin olumlu tespite itiraz ederek bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı Şirket tarafından özellikle dürüstlük kurallarına aykırı şekilde dava açma hakkının kötüye kullanıldığını, davacı Şirketin dava konusu işletme bünyesinde çalışan işçilerin işvereni olduğu gibi burada yetki sürecinin sonunda imzalanacak toplu iş sözleşmesinin de kanunen tarafı olduğunu, dava konusu işletmede davacı işverene bağlı olarak çalışan tüm işçilerin başlangıçtan itibaren İşkolları Yönetmeliği'nin 17 numaralı Sağlık ve Sosyal Hizmetler işkoluna kayıtlı olup davalı Sendikaya üye olduklarını, bu hususun üye kayıt fişlerinden net olarak görüleceğini, davalı Bakanlık Çalışma Genel Müdürlüğü'nün 04.03.2021 tarihli davalı Sendika lehine verdiği olumlu tespit yazısının işletme düzeyinde verildiğini, yani davalı Bakanlığın kendi kayıtlarında aynı ihale sözleşmesi kapsamında görünen olumlu tespit yazısının ekinde belirttiği işyerlerindeki toplam işçi sayısını ve bu işyerlerindeki davalı Sendikanın üye sayısını dikkate alarak söz konusu yetki tespitini işletme düzeyinde ve davalı Sendika lehine verdiğini, dolayısıyla davalı Bakanlığın dava konusu olumlu tespit yazısının yasal düzenlemeye uygun olduğunu, davacının bu yöndeki iddia ve itirazlarının yersiz olup, tespite konu işletmede devam eden toplu iş sözleşmesi sürecini sürüncemede bırakmaya matuf olduğunu savunarak öncelikle süre ve usul yönünden davanın reddine, aksi hâlde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini talep ettiği 22.02.2021 tarihi itibarıyla davacı işverenin 1201303 sicil numaralı ... Şehir Hastanesi işyerinde 82 işçi, 1585358 sicil numaralı ... ... ve ... Hastanesi işyerinde 89 işçi, ... sicil numaralı ... Devlet Hastanesi işyerinde 21 işçi ve davacı Şirket merkezinde 9 işçi olmak üzere işletme bazında toplam 201 işçinin bulunduğu ve 2021/2 ayı itibarıyla davacıya ait işyerlerinde çalışan ve davalı Sendikaya üye olmuş toplam 81 işçi bulunduğu, buna göre davalı Sendikanın davacıya ait işyerlerinde teşekkül eden işletmede çalışan toplam işçi sayısının % 40,29'u oranında üyesinin bulunduğu, bir başka deyişle asgari %40 oranında üyesi bulunma koşulunu sağladığı, ayrıca davalı Bakanlıktan celp edilen istatistik verilerine göre, ... genelinde 17 nolu işkolunda çalışan toplam 653.513 işçiden 185.370 işçinin davalı Sendikaya üye olduğu, böylece davalı Sendikanın % 28,37 üye oranı ile en fazla üyeye sahip Sendika olduğundan ... geneli ve toplu iş sözleşmesi yapılacak işletme bazında üye sayısı bakımından yeterliliğinin bulunduğunun anlaşıldığı, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, davalı Sendikanın toplam işçi sayısının en az % 40'ı oranında üye işçisinin bulunmasına dair koşulu sağlamadığı şeklinde görüş belirtilmiş ise de bilirkişi raporunda, davacıya ait ... sicil numaralı ... Devlet Hastanesi işyerinde çalışan ...,... ve ... isimli işçilerin, yetki tespitinin talep edildiği 22.02.2021 tarihinden sonra 23.06.2021 tarihinde işe başladıklarının belirtildiği, ancak adıgeçen işçilerin tamamının, gerek davacı tarafından sunulan işçi listeleri ve gerekse SGK'dan celp edilen dönem bordrolarına göre davacıya ait 1029444 sicil numaralı ... Devlet Hastanesi işyerinde 09.11.2019 tarihinde işe başladıkları, 2021/2 ayı itibarıyla ve sonrasında da çalışmaya devam ettiklerinin anlaşıldığı, bu bakımdan dosyaya sunulan bilirkişi raporuna itibar edilmediği, davacı tarafın, işyerlerinde ihale yolu ile süreli iş aldığı ve birçok ihalenin süresinin sona ermek üzere olduğu, işyerindeki işçi sayısı belirlenirken asıl işveren bünyesinde çalışan toplam işçi sayısına göre değerlendirme yapılması gerektiği yolundaki iddia ve itirazlarına, açık ve emredici yasal düzenlemelere göre yetki tespit talebinde bulunulan tarih itibarıyla davalı Sendikanın ... Genelinde ve davacıya ait işletme düzeyinde gerekli üye sayısına sahip olduğunun anlaşılması karşısında itibar edilmediği, sonuç olarak davacıya ait işletmede toplu iş sözleşmesi yapılmasına dair davalı Sendikaya yetki verilmesine ilişkin işlemin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvurusunda; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davalı Bakanlık tarafından Sendikaya kanuna aykırı yetki tespiti kararı verildiğini , müvekkili Şirket tarafından bu hususa itiraz edilerek yetki tespit işleminin iptali gerektiğinin belirlendiğini, Mahkemece yetki tespitinin iptali gerektiği görüşüne itibar edilmediğini, davalı Bakanlık tarafından müvekkili Şirketin faal olmayan işyeri ve işçileri esas alınarak davalı Sendikanın üye oranının hatalı belirlendiğini, müvekkilinin birden fazla işyeri bulunduğunu, Mahkemece işçilerin işe giriş çıkış tarihlerinin hatalı incelendiğini, müvekkilinin dava dışı asıl işverene ait hastaneleri işyeri olarak kullandığını, müvekkilinin işyerinin hastaneler olduğunu asıl işverenin tüm çalışanları üzerinden yarıdan fazla hesabının yapılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Sendikanın asgari %40 oranında üyesi bulunma koşulunu sağladığından dolayı dava konusu işyerinde toplu iş sözleşmesi yapma yönünde yetkili olup Mahkemece davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan redine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde; gerekli ve yeterli incelemeler yapılmadan karar verildiği, yetki tespiti başvurusunda bulunulduğu sırada müvekkili Şirkette 81 değil, 75 adet Sendikaya bağlı çalışan bulunduğu, bu yönüyle Kanun hükmünde aranan %40 çoğunluğun sağlanamadığı, başvuru tarihi olan 22.02.2021 tarihi itibarıyla, müvekkili Şirket bünyesinde toplamda 201 çalışan bulunduğu, Sendikaya üye olan 75 çalışanın, tüm çalışanların ancak %37'sine denk geldiği, müvekkili Şirketin, asıl işverenlerin hastanelerini işyeri olarak kullandığından asıl işverenin tüm çalışanları üzerinden yarıdan fazla çalışan hesabının yapılması gerekirken bu hususun dikkate alınmamasının da haksız ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, olumlu yetki tespitine itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.Toplu iş sözleşmesi kavramı 2709 sayılı T.C. Anayasası'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
3. Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
4 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir :
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
5. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
6. Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.