Esas No: 2022/11613
Karar No: 2022/13142
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/11613 Esas 2022/13142 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/11613 E. , 2022/13142 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... ... 3. ... Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.10.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin yurt dışı projelerinde 2003-2013 yılları arasında inşaat teknikeri olarak net 3.000,00 USD sabit ücret ile çalıştığını, ayrıca davacıya ücretinden bağımsız olarak prim ödemesi yapıldığını, müvekkilinin haftada 7 gün 08.00-20.00/21.00 saatleri arasında çalıştırıldığını, tüm ısınma, aydınlatma, yatacak, 3 öğün yemek ve benzeri masrafların işveren tarafından karşılandığını, ... sözleşmesinin haksız feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili dava dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2017 tarihli ve 2016/420 Esas, 2017/528 Karar sayılı kararıyla davacının işyeri kayıtları, tanık anlatımları ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 17.01.2019 tarihli ve 2018/903 Esas, 2019/334 Karar sayılı kararıyla
"...Bilirkişi raporunun 2. Sayfasında ücret tespiti ile ilgili açıklamada, bordrolarda ücretin 1914 TL olarak hesaplandığı tespit edildikten sonra, fazla mesai ve diğer ücretler toplanıp çalışma gün sayısına bölünüp 30 ile çarpıldığında 3000 USD olduğu belirtilerek net ücretin 3000 USD olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak fazla mesai ücreti, ücret hesabında dikkate alınamayacağından bu hesaplama yanlıştır. Davacının ücreti bordrolarda yazılı olduğu ve davalı tarafından kabul edilen 1915 USD olup davacı tarafından 3000 USD olduğu ispatlanamamıştır.
Davacının bordrolarda yazılı olduğu üzere, net ücreti 1914 USD brüt ücreti 2678 USD giydirilmiş brüt ücret 2878 USD olup, buna göre ihbar tazminatı brüt 4.029,20 USD ve net 3.394,24 USD olacaktır. Kıdem tazminatı tavan ücretini aştığından bir değişiklik bulunmamaktadır.
Bilirkişi raporunda davacının ücret bordrolarında fazla mesai ve genel tatil ve hafta tatili tahakkukları olduğunu, ancak bordroların imzalı olmadığından bu alacaklar yönünden de hesaplama yapmıştır. Ancak yargıtay içtihatlarına göre bankadan ödeme yapılıyor ve bordrolarda fazla mesai hafta tatili genel ücreti tahakkuku varsa, davacının bu alacaklarının ödendiği kabul edildiğinden davacının fazla mesai hafta tatili genel ücreti taleplerinin reddi gerekmektedir.
Yabancı para borcuna hangi faizin uygulanacağı 3095 sayılı yasanın 4/a – (Ek madde: 14/11/1990 – 3678/30 md.) maddesinde “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava konusu ihbar tazminatı hafta tatili , genel tatil ve fazla mesai alacaklarının yabancı parayla tahsili talep edildiğinden, bu alacağa 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca, ''Devlet bankalarınca ... doları üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faize'' hükmedilmesi gerekirken kıdem tazminatına mevduata uygulanan en yüksek faize ve ihbar tazminatına yasal faize hükmedilmesi hatalı..." olduğunu gerekçe göstererek davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 08.03.2021 tarihli ve 2021/4140 Esas, 2021/5761 Karar sayılı bozma ilâmında;
"...Davalı tarafça sunulan bordroların incelenmesinde; bordrolarda aylık 65 saat fazla mesai ve 20 saat hafta tatili tahakkuklarının yapıldığı görülmektedir. Örneğin Eylül 2012 ayına ait imzasız bordronun incelenmesinde 65 saat fazla mesai ve 20 saat hafta tatili tahakkuku yapılarak, davacının brüt hakedişinin 3.000 USD olduğu 150 USD Sosyal Güvenlik Kurumu kesintisi yapılarak net hakedişinin 2.850 USD olarak belirilendiği, davacıya şantiyede avans olarak ödenen 243 USD'nin mahsubu ile davacıya toplam 2.607 USD ödeme yapılması gerektiği görülmüştür. Aralık 2012 maaş bordrosu da aynı şekildedir.
Yine davacının 27 gün yıllık izinde olduğu Nisan 2013 bordrosunda davacının 27 gün izinde olduğu belirtilmesine rağmen 27 gün üzerinden 2.700 USD brüt hakediş hesaplanmış 100 USD Sosyal Güvenlik Kurumu kesintisi ile davacıya 2.600 USD ödeme yapılması gerektiği yazılmıştır.
Bu açıklamalar karşısında davalı ... yerinde bordro hilesi bulunduğu anlaşılmakla, bordro hilesinin söz konusu olduğu hallerde bordrodaki (fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti gibi) tahakkuklar aslında gerçekte bu çalışmaların karşılığı olan ücretler olmayıp, işçinin temel ücretinin bir parçası olduğundan, bu tahakkuk miktarları hiç dikkate alınmadan sonuca gidilmesi gerekmektedir.
Ancak, davacı tanıkları, davalı işyerinde elden alınan avans dışında geri kalan miktarların banka aracılığı ile yatırıldığını beyan etmişlerdir. Elden alınan avans miktarları davalı tarafça sunulan imzasız bordrolarda gösterilmiştir. Davacı ücretinin net 3.000 USD olduğunu beyan etmiş, davalı tarafça sunulan bordrolarda ise ücretinin brüt 3.000 USD net 2.850 USD olarak belirtildiği görülmüştür. Bu halde mahkemece davacıya ait banka kayıtları getirilerek, davacının aylık ücreti davalı ... yerinde bordro hilesi bulunduğu da göz önüne alınarak tespit edildikten sonra, davacının fazla mesai, hafta tatili ve ulusal ... ve genel tatil ücreti hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı..." olduğu gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
"...Dairece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Davalı işyerinde bordro hilesi olduğu kabul edilerek ve davacıya ait banka kayıtları getirtilerek, davacının fazla mesai, hafta tatili ve ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanması bakımından dosyada Yargıtay Bozma İlamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğundan, bilirkişi raporunun 2. seçeneğinde belirtilen hesaplamaya göre ..." davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olmaması nedeniyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, davacı işçinin ... sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermediğini, davacının kabul edilen ücretinin hatalı olduğunu, dava konusu fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları yönünden dosyaya sunulmuş olan yazılı delil niteliğindeki bordrolar dikkate alınmadan davacı yanın soyut talepleri ve hükme esas alınmaması gereken davacı tanık beyanları dikkate alınarak davacı lehine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Mahkemece Yargıtayın "...işveren aleyhine dava açan kişiler davacı tanığı olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına kural olarak itibar edilmemesi..." şeklindeki emsal kararı dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.