Esas No: 2021/5331
Karar No: 2022/3952
Karar Tarihi: 08.09.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/5331 Esas 2022/3952 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/5331 E. , 2022/3952 K.Özet:
Davacı, davalı yanında terzi olarak çalışmış ve iş akdinin sona ermesiyle birlikte kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, genel tatil ücreti, fazla mesai, asgari geçim indirimi ve maaş alacaklarını talep etmiştir. İlk olarak görevsizlik kararı verilmiş, ancak Yargıtay bu kararı bozmuştur. Mahkeme, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığını ancak eser sözleşmesi hükümlerine göre tahkikat yapılabilecek herhangi bir talep bulunmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Yargıtay ise maddi gerçeğin tespiti için uzman bilirkişi aracılığıyla yapılacak hesaplamalar sonucu taleple de bağlı kalınarak karar verilebileceğini belirtmiş ve kararı bozmuştur. Kanun maddeleri ise; HMK'nın 266. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu olarak açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ...'ın davalı yanında 01/04/2013 tarihinde terzi olarak işe başladığını, 30/08/2014 tarihinde müvekkilinin iş akdinin sonlandırıldığını ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 1.000,00 TL genel tatil ücreti alacağı, 1.000,00 TL fazla mesai, 100,00 TL asgari geçim indirimi, 24.000,00 TL maaş alacağı olmak üzere toplam 26.300,00 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 27.08.2015 harçlandırma tarihli dilekçesi ile talebini 33.182,64 TL’ye arttırmıştır.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının kendi ad ve hesabına terzilik yaptığını, müvekkilinin de istisna akdi ile bazı terzilik işlerin yapımını verdiğini ve karşılığında bedelini ödediğini, davacının müvekkilinin işçisi olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iş mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesine dayandığı, eser sözleşmesine dayalı alacağa ilişkin yargılama görevinin iş mahkemesine ait olmayıp genel mahkemelere ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Ünye Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 12/03/2018 tarih, 2017/11583 Esas, 2018/4944 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının tüm taleplerinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olduğu ve genel hükümlere göre tahkikat yapılıp sonucuna göre hüküm kurulabilecek herhangi bir talebin bulunmadığı, ayrıca davanın ikinci kez ıslahının da mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında yazılı olarak düzenlenmiş bir eser sözleşmesi bulunmamakta ise de, akdî ilişkinin varlığı çekişmesiz olup, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 12/03/2018 tarih, 2017/11583 Esas, 2018/4944 Karar sayılı kararı ile kesinleşmiştir.
Öte yandan 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hâkimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HMK. madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirme yapılmalıdır. Somut olayda, iddianın ileri sürülüş şekline göre talep, parça başı dikim işinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsiline ilişkindir.
Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı hususunun onama kararı ile kesinleştiği, dava dilekçesinde zikredilen vakıların görevli mahkeme önünde değiştirilmediği, bu nedenle davanın ikinci kez ıslahına da gerek olmadığı, davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olduğu hususları dikkate alınarak davanın esasının incelenmesi gerekirken, eser sözleşmesi hükümlere göre tahkikat yapılıp sonucuna göre hüküm kurulabilecek herhangi bir talebin bulunmadığı ve davanın ikinci kez ıslahının da mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; maddi gerçeğin tespiti için HMK'nın 266. maddesine göre konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile davacı/yüklenicinin yaptığı işi yapıldığı yıl itibariyle mahalli rayiç fiyatlarına göre (KDV ve kar içinde olacak şekilde) hesaplatılarak ödeme miktarlarıda mahsup edilmek suretiyle rapor alınarak, taleple de bağlı kalınarak karar vermekten ibarettir.
Açıklanan şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.