Esas No: 2022/13013
Karar No: 2022/13255
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/13013 Esas 2022/13255 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/13013 E. , 2022/13255 K.Özet:
Dava dosyası incelendikten sonra, bir hastanede hemşire olarak çalışan davacının fazla çalışma nedeniyle sağlığının bozulması sonucu sözleşmesini haklı sebeple feshettiği ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal ve genel tatil ücreti ile Sosyal Güvenlik Kurumu'na eksik ücret bildirimi olarak talepte bulunduğu ancak davalının bunu reddettiği bir dava söz konusu. Mahkemece davacının asıl taleplerinin kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verildiği belirtiliyor. Ancak Yargıtay, kararda belirtilen alacakların hüküm altına alınmasına ve karşı davanın reddine dair herhangi bir gerekçeye yer verilmediğini belirterek kararın bozulmasına karar veriyor. Kanun maddeleri olarak, davacının feshine ilişkin olarak 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesi ve fazla çalışma ücreti ile ulusal ve genel tatil ücretleri için 4857 sayılı Kanun'un 46. maddesi ve SGK bildirimi için 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi belirtiliyor.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-Karşı Davalı İsteminin Özeti
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait hastanede hemşire olarak çalışırken çalışma saatlerinin fazla olması ve üst üste nöbet tutması nedeniyle sağlığının bozulması nedeni ile ... sözleşmesini 4857 sayılı ... Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendinin (a) alt bendi uyarınca haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları ve Sosyal Güvenlik Kurumuna (...) eksik ücret üzerinden bildirilen primlerin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-Karşı Davacı Cevabının Özeti
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; davacının istifa ettiğini, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, davacının tazminat ve alacak istemlerinin haksız olduğunu ve zamanaşımı def’inde bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili 20.04.2011 tarihli s cevap dilekçesinde, davacı-karşı davalının 4857 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinde düzenlenen bildirim sürelerine uymaksızın istifa etmesi nedeni ile ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece 17.12.2013 tarihli ve 2014/10529 Esas, 2015/22571 Karar sayılı ile toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davacının giderek arttırılan gece çalışma saatleri nedeniyle fazla çalışma yapmak istememesi üzerine yapılan baskılar sonucunda ... sözleşmesini sona erdirdiği, ... sözleşmesinin haklı sebeple feshi nedeniyle kıdem tazminatına kazandığı, ... sözleşmesi haklı nedenle davacı tarafça sona erdirildiğinden karşı davacının talep ettiği ihbar tazminatı şartlarının oluşmadığı, davacının ulusal ... ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti alacağının bulunduğu gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.....2015 tarihli ve 2014/10529 Esas, 2015/11571 Karar sayılı kararı ile;
“…Mahkemece yapılacak ..., ...'nın da taraf olmasını gerektiren prime esas kazancın tespitine yönelik davayı tefrik edip yeni esasa kaydederek prime esas kazancın tespiti yönünden ...' yı da dahil edip sonuca gitmektir.
Ayrıca davacının gerçek ücretinin farklı olduğunu iddia etmesi ve bu yolda dava açması dikkate alınarak işçilik alacaklarına yönelik davanın yukarıdaki açıklanan ve tefrik edilmesi belirtilen prime esas kazancın tespitine yönelik davanın sonucu beklenmelidir.
Açıklanan usul eksiklikleri giderilmden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de davacı 15/07/2010 tarihli dilekçesi ile istifa etmiş olup, bu dilekçenin irade fesadı altında alındığını da iddia ve ispat edememiştir. Bu halde istifa dilekçesine değer verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.” gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancın tespitine ilişkin davası tefrik edilmiş ve tefrik edilen dosyanın bekletici mesele yapılmasına karar verildikten sonra, bekletici mesele yapılan dosyayla işbu dosyada önceki karardan ayrılmayı gerektirir bir tespit yapılmadığı gerekçesi ile bozma öncesinde olduğu gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz
Karar süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, Kanun'un aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Mahkemece, bozma sonrasında verilen kararda asıl dava bakımından kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınarak davanın kısmen kabulüne; karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Öncelikle asıl davada söz konusu alacakların hüküm altına alınmasına ve karşı davada ise davanın reddine dair herhangi bir gerekçeye yer verilmediği görülmektedir. Mahkemece iddia, savunma ve tarafların delilleri değerlendirilerek, T.C. Anayasası’nın 141 nci maddesine ve 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesine uygun şekilde gerekçe tesis edilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmeksizin karar verilmesi hatalıdır.
Ayrıca Mahkemece 24.11.2015 tarihli celsede verilen ara kararda, Dairemizin 22.....2015 tarihli ve 2014/10529 Esas, 2015/11571 Karar sayılı bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir. İlgili bozma ilâmında “…davacı 15/07/2010 tarihli dilekçesi ile istifa etmiş olup, bu dilekçenin irade fesadı altında alındığını da iddia ve ispat edememiştir. Bu halde istifa dilekçesine değer verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.” şeklinde bozma gerekçesi yer almasına ve bozmaya da uyulmasına rağmen, herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin kıdem tazminatının bozma öncesinde olduğu gibi kabulüne karar verilmesi de çelişkili olmuştur.
Gerekçeli karar başlığında dava tarihinin 15.10.2010 yerine 18.08.2015 olarak gösterilmesi de hatalıdır.
Sonuç
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgililere iadesine 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.