11. Hukuk Dairesi 2020/3455 E. , 2020/5752 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 12.09.2018 tarih ve 2016/428-2018/176 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında devam eden ticari ilişki kapsamında gönderilen 3 adet faturaya itiraz edilmediğini ancak bakiye bedelinin ise ödenmediğini, davalıya çekilen ihtarnameye rağmen ödenmeyen bedelin tahsili için başlatılan takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkinin kapsamını belirleyen 21.05.2011 tarihli sözleşme gereği işin tüm maliyet bedelinin 15.000.- TL olduğunu buna dair düzenlenen fatura bedellerinin üç adet çek karşılığı ödendiğini, davacıya boçlu olmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraf defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/1804 Esas ve 2016/12765 Karar ve 29.09.2016 tarihli ilamı ile “Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu uyuşmazlığın davacı defterinde kayıtlı olup davalı defterinde kaydı bulunmayan 2.959,44 TL"lik fatura ile 1.575,30 TL"lik fatura konusunda olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf uyuşmazlık konusu 2 fatura içeriğindeki malı davalıya teslim ettiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Davacıdan bu fatura konusu malların davalıya teslim edildiğine dair delillerin ibrazı sağlandıktan sonra uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı tarafça yeni delil ibraz edilmediği ve bozma öncesi ibraz edilen davacı delilleri de davalı defterlerinden anlaşılamadığı ve hükme esas alınması mümkün görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükme uyulan Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında bahsi geçen iki adet fatura ile ilgili davacı dosyaya sevk irsaliyesi sunmuş olup,bu irsaliyelerden 17.07.2013 tarihli olanda teslim alan imzasının bulunmadığı, 26.08.2013 tarihli sevk irsaliyesinde bulunduğu görülmekle, mahkemece, teslim alan kişinin davalı çalışanı olup olmadığının SGK’dan sorularak ve gerekirse zabıta araştırmasıda yapılarak teslim tarihinde davalı çalışanı olduğunun tespiti halinde imza inkarına gidilmesi durumunda, emsal imza karşılaştırması yapılarak varılacak uygun sonuç çercevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.