Esas No: 2007/266
Karar No: 2007/183
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2007/266 Esas 2007/183 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2007/266 E. , 2007/183 K.- ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURU
- SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) (506) Madde 140
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : S. Tekstil Gıda Petrol Ürünleri İnşaat İthalat İhracat Tic. ve San. Limited Şirketi Davalı : Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı (Bakırköy Sigorta Müdürlüğü) O L A Y : Sigortalı işe giriş bildirgesinin yasal süre içersinde Kuruma verilmemesi nedeniyle davacı adına 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 140. maddesine göre idari para cezası verilmiş, yapılan itiraz komisyon kararı ile reddedilmiştir. Davacı, söz konusu para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ; 11.10.2006 gün ve E:2006/1863, K:2006/4143 sayı ile, davanın açıldığı İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nce, dava konusu işlemin iptaline karar verildikten sonra yapılan itiraz üzerine, kendisine gelen dava dosyasında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 140. maddesinin 4. fıkrasında, ""İdari para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ, tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir, itiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ sarihinden itibaren altmış gün içinde idare mahkemesine başvurabilirler....." hükmü yer almakta iken anılan hükmün;15.2.2006 gün ve 26081 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan ve bu tarih itibariyle yürürlüğe giren bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin 5454 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile değiştirilerek, "İdari para cezalan ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari para cezası kararı kesinleşir......." hükmünün yer aldığı, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağının bilinen bir genel hukuk ilkesi olduğu; buna göre, davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği, bu durumda 506 sayılı Kanunun 5454 sayılı Kanunla değişik 140. maddesinde, idari para cezalarına karşı Sulh Ceza Mahkemelerinde dava açılacağı hükme bağlandığından, 506 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan bu davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle esasa ilişkin kararın bozulmasına, davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar kesinleşmiştir. Davacı bu kez, aynı istemle 30.1.2007 tarihinde adli yargı yerinde itirazda bulun-muştur. BAKIRKÖY 1. SULH CEZA MAHKEMESİ ; 16.3.2007 gün ve E: 2007/102 D. İş, K: 2007/58 D. İş sayı ile, 5326 sayılı Yasa’nın 28/1-b maddesi uyarınca başvuru konusu idari yaptırım kararının Sulh Ceza Mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığı görevli yargı yerinin İdare Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiş, karar kesinleştikten sonra davacının talebi ve 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 15. maddesi uyarınca ortaya çıkan görev uyuşmazlığının çözümü için dosya Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, O. Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 07.07.2008 günlü toplantısında; Hâkim-Raportör G. Fatma BÜYÜKEREN’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkûmiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...”açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Her ne kadar adli yargı yerince verilen kararın hüküm fıkrasında “ mahkemenin görevsizliğine”, “davanın görev yönünden reddine” şeklinde bir ibare yer almamakta ise de, karar gerekçesinde davanın idare mahkemesinde görülmesi gerektiğinin açıkça belirtilmiş olması karşısında verilen kararın görevsizlik kararı olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Dosyanın incelenmesinden, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nce, Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 1.6.2007 gün ve Değ. İş E:2007/110, D.İş K:2007/1019 sayılı ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin 11.10.2006 gün ve E: 2006/1863, K:2006/4143 sayılı görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığı hakkında daha önce önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığını 3.3.2008 gün ve E:2007/558, K:2008/72 sayılı karar ile çözüme bağlandığı ve bu karar ile İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin 11.10.2006 gün ve E:2006/1863, K:2006/4143 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir.”, 27. maddesinde ise, “Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder.” denilmektedir. Açıklanan nedenlerle, daha önce Mahkememizce İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin görevsizlik kararı kaldırılmış olduğundan, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen koşulları taşımayan başvurunun aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ : 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 07.07.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.