Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/13820 Esas 2022/14638 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/13820
Karar No: 2022/14638
Karar Tarihi: 09.11.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/13820 Esas 2022/14638 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/13820 E.  ,  2022/14638 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    BİRLEŞEN DAVA : ... 42. ... MAHKEMESİ 2017/185 ESAS SAYILI DOSYASI

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisinin muvazaa nedeniyle baştan itibaren davalı ...'nün işçisi olduğunun tespitine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek davalı ile Yol-... Sendikası arasında imzalanan toplu ... sözleşmesinden kaynaklı fark ücret, fazla çalışma, yemek yardımı, sosyal yardım alacağı, yıpranma primi, ek ödeme, ilave tediye, yıllık izin alacakları ve kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; bakiye kıdem tazminatı ve bakiye yıllık izin alacağı talebinde bulunmuştur.
    II. CEVAP
    Davalı vekili asıl ve birleşen davadaki cevap dilekçelerinde; dava dışı alt işveren yükleniciler ile davalı ... Müdürlük arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanmadığını, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'un (6001 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi gereğince asıl işin bir bölümünün ya da tamamının alt işverene verilebileceğini ve bu gibi durumlarda muvazaanın ileri sürülemeyeceğini, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 21.02.2017 tarihli ve 2014/1064 Esas, 2017/110 Karar sayılı kararı ile davacıların murisinin çalıştığı yüklenici firmalar ile davalı Kurum arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisi muvazaaya dayandığından davacıların murisinin baştan beri davalı Kurum işçisi olduğu, dolayısıyla toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacaklara ve fark alacaklara hak kazandığı; davacıların murisinin baştan beri davalının işçisi olması ve davalının kamu Kurumu olması nedeniyle ilave tediye alacağına da hak kazandığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 30.....2017 tarihli, 2017/1526 Esas, 2017/1371 Karar sayılı kararı ile dosya içeriğine göre davalının çalışanlara emir ve talimatlar verdiği, yüklenici firmaların davalıya ait araç ve ekipmanları kullanmak suretiyle edimini yerine getirdiği, dava dışı yüklenici firma işçilerinin sonradan davalı nezdinde çalıştırıldığı, bu durumda davalı ile dava dışı yüklenici firmalar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı, belirtilen sebeplerin varlığı hâlinde 6001 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 15 inci maddesine göre asıl işin tamamının ya da bir kısmının alt işverene verilmesinin muvazaayı ortadan kaldıramayacağı gibi muvazaa incelemesine de engel olamayacağı ... olduğundan İlk Derece Mahkemesince dava dışı yüklenici firmalar ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin muvazaaya dayandığının tespitinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    2. Dairemizin 28.12.2017 tarihli ve 2017/43970 Esas, 2017/31074 Karar sayılı ilâmı ile Mahkemece öncellikle her bir davacı tarafından açıldığı belirtilen kesinleşen dava dosyaları getirtilip bu dosyalarda hangi alt işveren ile yapılan hangi hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun tespit edilmiş olduğunun belirlenmesi gerektiği, davacı hakkında kesinleşen tespit davasının açıldığı tarihte yürürlükte bulunan hizmet alım sözleşmesinin sona erme tarihine kadar olan süre için fark alacakların hesaplanmasının kesinleşen yargı kararı nedeniyle yerinde olacağı, ancak söz konusu hizmet alım sözleşmesinin sona ermesinden sonra yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaa açısından araştırılması gerektiği, bu nedenle hesaplama dönemine ait hizmet alım sözleşmeleri ve eklerinin dosyaya getirtilip her bir davacının hesaplama yapılan dönemde hangi alt işverenler nezdinde, hangi hizmet alım sözleşmesi kapsamında ve hangi işi yaparak çalıştığı tek tek incelenerek 6001 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi bakımından davacının yürüttüğü ... yönünden alt işveren ilişkisinin kurulabilir olup olmadığı irdelenerek muvazaa olgusu her bir dosya için ayrı ayrı tartışıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece hükme esas alınan 16.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda ... 37. ... Mahkemesinde görülmüş olan davanın 01.03.2013 tarihinde açıldığının tespit edildiğini; ancak Mahkeme tarafından ... 37. ... Mahkemesine yazılan müzekkere cevabında davanın tarihinin 05.05.2014 olduğu ve bu tarihe kadar olan tüm ihale sözleşmelerinin ... 37. ... Mahkemesi tarafından verilen ve onanarak kesinleşen kararla muvazaalı olduğunun tespit edildiği dikkate alındığında 16.03.2016 tarihli raporun (II) numaralı seçeneğine göre karar verilmesi gerektiğini, ayrıca taraflarınca tanık ismi bildirilmesine rağmen bu tanıkların dinlenmemesinin adil yargılanma hakkının bir parçası olan hukuki dinlenilme hakkının ihlali olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili davalının ihale makamı olduğunu, ihale ettiği işi yükleniciye verdiğini, bu nedenle ihale makamı olan davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, bu hususta pek çok emsal Yargıtay kararı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ile davacının asıl ve birleşen davaya konu alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    VII. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
    Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
    09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara