Esas No: 2021/4187
Karar No: 2022/4090
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4187 Esas 2022/4090 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/4187 E. , 2022/4090 K.Özet:
Mahkeme, davacı şirketin davalı arsa sahipleri ile imzaladığı sözleşmeye aykırı olarak diğer davalı şirkete satılan iki adet villanın tapu kaydının iptali ile müvekkilinin şirketi adına tescili, mümkün olmaması halinde zararının tazmini istemiyle açtığı davada, davalıların feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş. Feragat, “tasarruf ilkesi” kapsamında mümkündür ve kesin hüküm sonuçları doğururken, karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Feragat, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ila 312. maddelerinde düzenlenmiştir ve davadan feragat karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyledir: Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ila 312. maddeleri, 311. maddesi, 309/2 maddesi, ve 310. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalılar ... ve ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, ... ve ... yönünden kabulüne yönelik verilen hüküm davacı kayyımı tarafından duruşmasız, davalılar vekilince duruşmalı temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 13.09.2022 gününde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalılar ... vd. vekili Avukat ...ile Fer'i Müdahil ... vekili Avukat ... gelmiş. Tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davalı arsa sahipleri ... ve ... ile müvekkili şirket arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, müvekkili şirkete ait olacağı kararlaştırılan iki adet villanın, sözleşmeye aykırı olarak diğer davalı şirkete satıldığını, davalı ...’in de şirket yetkilisi olduğunu, bu satış işlemi ile müvekkilinin zarara uğratıldığını ileri sürerek, dava konusu iki adet villanın tapu kaydının iptali ile müvekkili şirket adına tescilini, mümkün olmaması halinde zararının tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, arsa sahiplerince davacı ile aralarında akdettikleri sözleşme resmi şekilde tadil edilmediği halde, sözleşmede davacıya bırakılması kararlaştırılan taşınmazları davalı Nas Yapı İnşaat Taahhüt Turizm Ticaret Limited Şirketine devrederek sözleşmeye aykırı davranmak suretiyle temerrüte düştükleri, davalı ....,Yapı İnşaat Taahhüt Turizm Ticaret Limited Şirketinin taşınmazları tapuda malik görünenlerden satın alması, kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmaması, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olmaması nedeniyle davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davalı ...'in temsilci sıfatı bulunduğu ve husumetin tüzel kişilik yerine temsilciye yöneltilmesinin mümkün olmadığı, taşınmazların rayiç değerinin 793.560,00 TL olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereğince 200.000,00 TL'nin hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle, davalılar ... ve ..., Yapı. Ltd. Şti. yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulü ile, 200.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili ve davacıya atanan kayyım temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı kayyımının tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava, davacı şirket ile davalı arsa sahipleri arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin yöntemlerinden biri de davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ila 312. maddelerinde düzenlenmiştir.
Feragat, 6100 sayılı HMK'nın 311. madde hükmü uyarınca, kesin hükmün sonuçlarını doğurduğu gibi aynı Kanun'un 309/2 maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Öte yandan, aynı Kanun'un 310. maddesi uyarınca davadan feragat, karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür.
Somut olayda davacı şirketin 23.02.2015 tarihli genel kurul toplantısında, davalılardan ...'in yönetim kurulu üyeliğine ve başkanlığına tek kişi olarak seçildiği ve seçildikten sonra 27.02.2015 tarihinde davacı şirket yetkilisi olarak davadan feragat ettiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece davalılardan ...'in davacı şirket yetkilisi dönemde feragat dilekçesi sunduğu ve feragatin geçerli olduğu göz önünde bulundurularak davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı kayyımının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalılar yararına takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı kayyımından alınarak davalılara verilmesine, aşağıda yazılı harcın davacı kayyımından alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, peşin alınan harcın talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.