Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/5749 Esas 2022/4080 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5749
Karar No: 2022/4080
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/5749 Esas 2022/4080 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı ile yaptığı taşeronluk sözleşmesi uyarınca gemide boru devreleri imalatın ve montaj işini taahhüt ettiğini ancak patlama sonucu ayağı alçıda kaldığını ve kazanç kaybına uğradığını iddia ederek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Mahkeme, yapılan bilirkişi raporlarına dayanarak davacının %30, davalının ise %70 oranda kusurlu olduğuna ve davacının 6.872,65 TL maddi, 3.000 TL manevi tazminat alacağı olduğuna hükmetmiştir. Ancak davalı vekili, ıslah edilen alacak bakımından zaman aşımı def'inde bulunmuştur. Mahkeme, zamanaşımı def'i dikkate almadan tüm alacakları hüküm altına almıştır. Yargıtay, sair temyiz itirazlarını reddederken, zamanaşımı def'ine ilişkin itirazı kabul ederek kararı bozmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı HMK'nın 177/1. maddesi tahkikat sona erinceye kadar ıslah yapılabilir.
- 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK'nın 177/2. maddesi bozma kararından sonra tahkikata ilişkin işlem yapıldığı durumlarda da ıslah yapılmasını mümkün kılmıştır.
6. Hukuk Dairesi         2021/5749 E.  ,  2022/4080 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile akdettiği 05/01/2009 tarihli taşeronluk sözleşmesi uyarınca davalının inşasını üstlendiği geminin boru devreleri imalat ve montaj işini taahhüt ettiğini, 16/01/2009 tarihinde iş sahasında meydana gelen patlama neticesinde müvekkilinin ayağının 57 gün alçıda kaldığını, olay gününde imalat ve montajın son safhasına gelindiğini ancak işbaşı yapamadığından davalının kalan işi başkasına verdiğini, müvekkilinin bu yüzden kazanç kaybına uğradığını belirterek, yaralanma nedeniyle maddi zararları için şimdilik 1.000 TL maddi, manevi zararı için de 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 23/11/2020 tarihli tam ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 6.872,65 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında eser sözleşmesi olduğundan iş güvenliği kurallarına uymanın davacının sorumluluğunda olduğunu, bu hususta müvekkiline düşen herhangi bir yükümlülük olmadığını, olayın meydana geldiği alanın askeri alan olduğunu, patlamadan ve meydana gelen zarardan yer teslimi yapan askeri kurumun sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk kararın davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 03.06.2015 tarih, 2015/1152 esas ve 2015/3027 karar sayılı ilamı ile “talep edilen 1.000,00 TL maddi tazminat kalem kalem açıklattırıldıktan sonra bilirkişiden gerekirse mahallinde keşif yapılmak suretiyle rapor alınarak yürürlükteki mevzuata ve yanlar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davalının patlamanın vukuunda ve zararın doğmasında kusurlu olup olmadığının, kusurlu ise kusur oranını, davacının uğradığı maddi zararların miktarının belirlenmesi, davalının kusuruna karşılık gelen miktarda maddi tazminatın ve uygun görülecek miktarda manevi tazminatın kabulüne, davalının herhangi bir kusurunun bulunmaması halinde ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre olayın ve zararın meydana gelmesinde davacının %30, davalının ise %70 oranda kusurlu olduğu belirlendikten sonra, kusur oranları uygulanarak yapılan hesaplama neticesinde; davacının 180,21 TL tedavi masrafı, 2.318,89 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 4.373,55 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 6.872,65 TL maddi tazminat alacağının bulunduğunun belirlendiği gerekçesiyle, ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, davacının manevi anlamda geçirdiği sıkıntılı dönemin karşılığı olmasa da manevi anlamda tatmin yaratacağı gerekçesiyle davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile 3.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
    Karar, davalı yüklenici vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde bulunmayan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulun 16.03.2005 tarihli 2005/13-97 Esas, 2005/150 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı ve bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir usul işlemidir. 6100 sayılı HMK’nın 177/1. maddesi uyarınca tahkikat sona erinceye kadar ıslah yapılabilir. 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılması mümkün hale getirilmiştir.
    Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporları neticesinde davacı taşeronun 180,21 TL tedavi masrafı, 2.318,89 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 4.373,55 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 6.872,65 TL maddi tazminat alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili ibraz ettiği 23/11/2020 tarihli tam ıslah dilekçesi ile dava türünü kısmi davadan belirsiz alacak davasına dönüştürerek, maddi tazminat talebi olarak 180,21 TL tedavi masrafı, 2.318,89 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 4.373,55 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 6.872,65 TL ile manevi tazminat olarak 10.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır. Davacının tam ıslah dilekçesi davalı vekiline 30/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili süresinde sunduğu 14/12/2020 tarihli dilekçesi ile ıslah edilen alacak bakımından zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Bu durumda, davalı vekilinin ileri sürdüğü zamanaşımı def’i değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'i dikkate alınmadan ve karar yerinde gerekçelendirilmeden, ıslahla artırılan alacakların tümünün hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın talep halinde temyiz edene iadesine,
    karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Hemen Ara