Esas No: 2003/28
Karar No: 2003/31
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2003/28 Esas 2003/31 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2003/28 E. , 2003/31 K.- 1475 SAYILI İŞ KANUNU KAPSAMINDA VE SENDIKA ÜYESI OLARAK ÇALIŞAN PERSONEL ILE KURUMU ARASINDAKI ANLAŞMAZLIKTAN DOĞAN DAVANIN, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI
- İŞ KANUNU ( 14. maddesi yürülükte ) (1475) Madde 5
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı :E.S. Vekili :Av. N.S. Davalı :Türk Hava Yolları A.O. Genel Müdürlüğü Vekilleri :Av. E.E., Av. O.G. O L A Y :Türk Hava Yolları A.O.’ da hizmet akdi ile çalışan ve HAVA- İŞ Sendikasının üyesi olan davacı, hizmet akdinin 1475 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre ihbar öneline ait ücreti peşin ödenmek suretiyle bildirimli olarak feshedildiğine ilişkin 22.10.2001 gün ve 115 sayılı Yönetim Kurulu kararının iptali ile muhtemel kazanç kayıplarından şimdilik 15.000.000.000.-liralık kısmının faiziyle birlikte tazmini istemiyle, 28.11.2001 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır. Davalı Ortaklık vekillerince, birinci savunma dilekçesinde, 4046 sayılı Yasa kapsamında bulunan ve Türk Ticaret Kanununa tabi olarak ticari faaliyet yürüten Ortaklık ile özel hukuk hükümlerine göre istihdam edilen davacı arasındaki ilişkinin özel hukuk ilişkisi olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur. İSTANBUL 6. İDARE MAHKEMESİ; 8.3.2002 gün ve E:2001/1670 sayı ile, 1475 sayılı İş Kanununun 5/1. maddesinde deniz ve hava taşıma işlerinde bu Kanunun uygulanmayacağının belirtildiği; davacının iş akdinin feshine ilişkin işlemin, THY A.O. norm kadro uygulaması uyarınca, özelleştirme kapsamında bulunan ancak henüz özelleştirilmesi tamamlanmamış davalı idare tarafından tek yanlı ve kamu gücüne dayalı olarak tesis edildiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazını reddederek görevlilik kararı vermiştir. Davalı THY A.O. vekilince, süresi içinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin 8.11.2002 gün ve E:2001/1670 sayılı kararı ile, itiraz ve başvuru dilekçesi ile idari yargı dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Davalı Türk Hava Yolları A.O.’nın, 233 sayılı KHK. ile kurulmuş bir kamu iktisadi kuruluşu iken Bakanlar Kurulunun 28.8.1990 gün ve 90/822 sayılı kararı ile 3291 sayılı Yasaya göre özelleştirilmesine karar verilmiş olup, halen 4046 sayılı Yasa’nın 4/f. maddesine göre yönetimi ve denetimi Özelleştirme İdaresi Başkanlığına ait bulunduğu ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşmediğinden kamusal niteliğini koruduğu; davacının ise, davalı Ortaklıkta özel hukuk hükümlerine tabi bir hizmet akdi ile kapsam içi ve sendika üyesi olarak çalışmış olduğu; davalı Ortaklık hernekadar kamusal nitelikte olsa da, taraflar arasında bulunan hizmet akdi özel hukuk hükümlerine tabi bir akit olduğundan yargısal denetiminin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde yapılmasının gerektiği; öte yandan, davacının kapsam içi personel olması nedeniyle Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ilke kararının kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle, adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış olup, 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nden istemiştir. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, Danıştay Başsavcısından yazılı düşüncesi istenilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Özelleştirme kapsamında bulunan ya da bulunmayan kamu iktisadi kuruluşlarında 1475 sayılı Kanuna tabi ve sendika üyesi olarak toplu iş sözleşmesinden yararlanarak çalışan ( kapsam içi) personelin kurumları ile aralarında doğan uyuşmazlıkların, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ilke kararının kapsamı dışında olup, özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu; olayda, davalı Ortaklıkta kapsam içi statüde görev yapan ve sendika üyesi olup toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanan davacı ile Ortaklık arasında, 1475 sayılı Kanun hükümlerine göre düzenlenmiş hizmet akdi bulunduğu anlaşıldığından, bu hizmet akdinin sona erdirilmesine ilişkin uyuşmazlığın adli yargıda görülmesinin gerektiği; bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre yaptığı başvurunun kabulü gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Ayla ALKIVILCIM, Ahmet BAŞPINAR, Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR ve Hıfzı ÇUBUKLU’nun katılımlarıyla yapılan 28.4.2003 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve Danıştay Başsavcısı’nın davada adli yargının görevli bulunduğuna ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ’in yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: USULE İLİŞKİN İNCELEME: Başvuru dilekçesi ve ekleri üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı THY A.O.’nca anılan Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen şekilde görev itirazında bulunulduğu ve 12. maddede öngörülen süre içinde başvurulduğu, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından Yasa’da öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmakta olup esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi. ESASA İLİŞKİN İNCELEME : Dava, davalı ortaklıkta hizmet akdi ile çalışan ve üyesi olduğu Sendikaca bağıtlanan toplusözleşme hükümlerinden yararlanması nedeniyle kapsam içi personel statüsünde bulunan davacı tarafından, hizmet akdinin 1475 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre feshinin iptali ve yoksun kaldığı kazançların tazmini istemiyle açılmıştır. Türk Hava Yolları A.O., 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi bir Kamu İktisadi Kuruluşu iken, Bakanlar Kurulunun 22.8.1990 tarih ve 90/822 sayılı kararı ile 3291 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre özelleştirilmesine karar verilmiş olup; halen 4046 sayılı Yasa hükümlerine göre, sermayesindeki kamu payı % 50’nin altına düşünceye kadar yönetimi ve denetimi Özelleştirme İdaresi Başkanlığına ait olan, dolayısıyla kamu kurumu niteliğini koruyan bir kuruluştur. Davacı ise, davalı Ortaklıkta 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabi hizmet akdine dayalı olarak ve üyesi bulunduğu HAVA- İŞ Sendikası ile işveren arasında akdedilmiş toplu iş sözleşmelerinden yararlanarak çalışmış olması nedeniyle “işçi” ya da bir başka adlandırmaya göre ( toplu iş sözleşmesinin kapsamına girmesi nedeniyle) “ kapsam içi personel” statüsünü taşımış bir kişidir Bu duruma göre, davalı Ortaklık ile davacı arasındaki hukuki ilişki, İş Kanunu’na tabi hizmet sözleşmesine dayalı olarak kurulmuş bir özel hukuk ilişkisi niteliğini taşıdığından, davacının hizmet akdinin bildirimli olarak feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemin, Ortaklığın yetkili organı tarafından tesis edilmiş bir özel hukuk işlemi olduğu açıktır. Aksine bir düşünce, işverenin salt bir kamu kurumu olması nedeniyle, statü hukukuna tabi olmayan personeli hakkındaki tüm yazılı irade beyanlarının idari işlem niteliğinde görülerek, özel hukuk alanına dahil bulunan uyuşmazlıkların da idari yargı denetimine tabi kılınması sonucunu doğurur. Öte yandan, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, 1.3.1996 tarih ve 22567 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 22.1.1996 günlü, E:1995/1, K:1996/1 sayılı “ özelleştirme kapsamında bulunan ya da bulunmayan Kamu İktisadi Teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı personel statüsünde çalışanların kurumlarıyla ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların idari yargı yerinde çözümlenmesi” yolundaki İlke Kararı, “ kapsam içi personel” statüsünde çalışmış olan davacı ile Ortaklık arasındaki anlaşmazlığı kapsamamaktadır. Belirtilen tüm bu hususlara göre ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi ile, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesiyle İş Mahkemelerinin görevli kılınmış olması karşısında, işçi ( kapsam içi personel ) olan davacı ile işvereni arasında iş akdinden doğan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nce verilen görevlilik kararının kaldırılması gerekmektedir. SONUÇ :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin 8.3.2002 gün ve E:2001/1670 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.4.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.