Esas No: 2013/1291
Karar No: 2013/1565
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1291 Esas 2013/1565 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2013/1291 E. , 2013/1565 K.- 2547 SAYILI YASANIN 35.MADDESI UYARINCA BAŞKA BIR ÜNIVERSITEDE GÖREVLENDIRILEN DAVACININ, MECBURI HIZMET YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN IPTALI ILE NOTER SENEDININ IADESI ISTEMIYLE AÇTIĞI DAVANIN, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : G.S.E. Davalı : Dicle Üniversitesi Rektörlüğü Vekili : Av. M.İ. O L A Y : Davacı, dava dilekçesinde, Dicle Üniversitesi adına Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde doktora eğitimi alması nedeniyle davalı Dicle Üniversitesi ile imzalamış olduğu kefalet senedine göre yerine getirmesi gereken mecburi hizmet yükümlülüğünün iptali ile noter senedinin iadesi istemiyle davalı idareye vermiş olduğu dilekçesindeki talebinin reddine ilişkin davalı Üniversitenin 21.12.2012 gün ve 14045 sayılı işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. Davalı idare vekilince birinci savunma dilekçesinde, taahhüt ve kefalet senedinin davacı ve kefilleri tarafından tek taraflı olarak imzalanıp idareye karşı taahhütte bulunulduğunu, taraflar arasında yüklenme ve kefalet senedinden doğan alacak borç ilişkisi nedeniyle özel hukuk hükümlerine göre adli yargının görevli olduğunu ileri sürerek, görev itirazında bulunulmuştur. DİYARBAKIR 2. İDARE MAHKEMESİ; 28.2.2013 gün ve E:2012/1173 sayı ile, 2547 sayılı Yasa’nın 35., 2914 sayılı Yasa’nın 20. ve Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddelerinden söz ederek, davalı idarenin kamu gücüne dayalı olarak tesis ettiği mecburi hizmet yükümlülüğünden kaynaklanan işlemin idari yargıda görülen iptal davalarının konusuna girdiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle görev itirazının reddine karar vermiştir. Davalı idare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolunda süresi içerisinde verdiği dilekçesi üzerine dava dosya örneği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Olayda, davacı görevlendirilmeden önce yüklenme senedi ve kefalet senedi ile, Üniversiteye karşı mecburi hizmet yükümlülüğü ya da parasal karşılığı taahhüt edilmek suretiyle Üniversite ile araştırma görevlisi arasında, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini içeren bir sözleşme ilişkisi kurulduğu, dolayısıyla, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeden diğer bir ifadeyle yüklenme ve kefalet senedinde yer alan borçtan kaynaklandığı, sözleşmede yer alan borçtan kaynaklanan uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu bu nedenlerle 2247 sayılı Kanun’un 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri Baydar, Ali Çolak, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU‘nun katılımlarıyla yapılan 11.11.2013 günlü toplantısında: l-İLK İNCELEME:Başvuru yazısı ve dava dosya örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 2547 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca davalı Üniversite adına Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsünde doktora öğrencisi olan davacının, davalı üniversite lehine yüklendiği mecburi hizmet yükümlülüğünün iptali ile noter senedinin iadesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun, “Öğretim elemanı yetiştirme” başlıklı 35. maddesinde “Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler. (Ek fıkralar: 17/8/1983-2880/18 md.) Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler. Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır.” hükmüne yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, Dicle Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu"nun 35.maddesi uyarınca davalı idare adına Çukurova Üniversitesi’nde lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilen davacının, doktora öğrencisi olarak Çukurova Üniversitesine gönderilmesinden önce düzenlenen sözleşme uyarınca mecburi hizmet yükümlülüğü getirildiği ve bu yükümlülük ile taahhüt ve kefalet senedinin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, taahhüt ve kefalet senedinin davacı ve kefilleri tarafından tek taraflı olarak imzalanarak idareye karşı taahhütte bulunulması karşısında, davacı tarafından mecburi hizmet yükümlülüğünün iptali ile noter senedinin iadesi istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Rektörlük vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın görüm ve çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Rektörlük vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin 28.2.2013 gün ve E:2012/1173 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 11.11.2013 gününde Üyelerden Sıddık YILDIZ’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, Davalı Üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu"nun 35.maddesi kapsamında davalı idare adına başka bir üniversitede lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilen davacının, görevlendirme işleminden önce imzaladığı taahhüt ve kefalet senedi uyarınca, mecburi hizmet yükümlülüğünün iptali istemiyle açılmıştır 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-a maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır. 2547 sayılı Yasa uyarınca başka bir üniversitede öğretim üyesi yetiştirme programı kapsamında eğitim yapmak üzere görevlendirilmesindeki amaç göz önünde bulundurulduğunda, davacının bu taahhüt ve kefalet senedini idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığından söz etmeye olanak bulunmadığından, ortada özel hukuk alanını ilgilendiren bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İdarece kamu gücüne dayanılarak ve tek taraflı irade ile kurulan taahhüt ve kefalet senedine ilişkin uyuşmazlığın 2577 sayılı Yasanın 2/1-a maddesinde sayılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca yapılan başvurunun reddi gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki karara karşıyım. Üye Sıddık YILDIZ