Esas No: 2020/367
Karar No: 2020/458
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2020/367 Esas 2020/458 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/367 KARAR NO : 2020/458 KARAR TR: 13.07.2020 |
ÖZET: Milli Eğitim Bakanlığı"na bağlı bir okulda usta öğretici olarak çalışmış olan davacı tarafından, davalı idareden işçilik alacakları olduğundan bahisle bu alacaklarının faiziyle tahsili talebiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk. |
KARAR
Davacı: H. İ.
Vekilleri: Av. S.Ş.Y. - Av. S.Ş.
Davalı: Milli Eğitim Bakanlığı
Vekili : Av. A.H.A.B.
O L A Y: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kuruma bağlı Çeşme Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi"nde Konaklama ve Seyahat Hizmetleri alanında usta öğretici olarak 10.4.2003 - 15.11.2017 tarihleri arasında aralıksız çalıştığı, okulda yaptığı işin tamamen hizmet ilişkisine dayandığı ve işçi statüsü ile çalıştığı en son 1.900,00 TL ücret aldığı, iş akdinin haklı bir gerekçe olmaksızın ihbarsız sona erdirildiği, bütün dönemlerde yasal çalışma süresinin çok üzerinde çalışmasına rağmen karşılığı ücretlerin ödenmediğinden bahisle işçilik alacaklarının faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi istemini belirterek adli yargı yerinde dava açmıştır.
İZMİR 11. İŞ MAHKEMESİ: E: 2017/895 sayılı dosyasında verdiği, "... Davacı vekili müvekkilinin davalı kuruma bağlı Çeşme Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Konaklama ve Seyahat Hizmetleri alanında usta öğretici olarak 10/04/2003-15/11/2017 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını, en son 1.900,00 TL ücret aldığını, iş akdinin haklı bir gerekçe olmaksızın ihbarsız sona erdirildiğini, okulda yaptığı işin tamamen hizmet ilişkisine dayandığını, işçi statüsü ile okulda çalıştığını, yıllık izinlerini kullanmadığını, resmi ve dini bayram günlerinde, genel tatillerde çalıştığını, cumartesi ve pazar günleri çalışma yaptığını, çalıştığı bütün dönemlerde yasal çalışma süresinin çok üzerinde çalışmasına rağmen karşılığı ücretlerin ödenmediğini beyan ederek işçilik alacaklarının faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili usta öğreticilerin görevlendirilmelerinin açık ve ayrıntılı bir düzenlemeye tabi tutulduğunu, davacının ek ders karşılığı usta öğretici olarak görev yaptığını, kendisi ile herhangi bir sözleşme veya hizmet akdi imzalanmadığını, 2017-2018 eğitim öğretim yılında görev süresinin uzatılması için olur almak istenildiğini ancak Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 70/A maddesi 2.fıkrasındaki şartları taşımadığından dolayı usta öğretici olarak görevlendirilmesinin uygun bulunmadığını, davacının çalışmalarının İş Kanunu kapsamında olmadığını, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğunu, dava şartı yokluğundan davanın usülden reddi gerektiğini, herhangi bir kadroya bağlı olmadan ek ders ücreti karşılığı çalışması nedeniyle kıdem tazminatı talep edemeyeceğini, yıllık izin, ulusay bayram ve genel tatil alacağı iddialarının gerçek dışı olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davaya bakma görevinin İş Mahkemesine mi yoksa İdare Mahkemesine mi ait olduğu hususundadır.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınır.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 89.maddesinde "Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi ( Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir.Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi, alacaklarının nitelikleri ve diğer hususlar ile ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu"nun kararı ile tespit olunur" hükmü yer almaktadır.
Bu maddeye dayanılarak çıkarılan TC. Milli Eğitim Bakanlığı Kurumlarında Sözleşmeli veya Ek Ders Görevi ile Görevlendirilecek Uzman ve Usta Öğreticiler Hakkında Yönetmeliğin 5/2.maddesinde Uzman ve Usta Öğreticilerin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 89.maddesi uyarınca 02/12/1998 tarihli ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren TC Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebileceği belirtilmiştir.
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5.maddesi uyarınca 5953 Sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 Sayılı Kanuna tabi gemi adamları, 22/05/2003 tarihli ve 4857 Sayılı İş Kanununa veya 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeni ile sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarında çözüm yeri İş Mahkemeleridir.
Davacının Sosyal Güvenlik Hukuku yönünden Sosyal Sigortalar kapsamında bulunması iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermez.
Tüm dosya kapsamı ile davacının 657 Sayılı Yasanın 89.maddesinde belirtilen statü içinde ve Valilik onayı ile görevlendirildiği, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin Statü Hukukuna tabi olduğu, aralarında işçi-işveren ilişkisi olmadığı, ilke kararı niteliğinde olmayan Uyuşmazlık Mahkemesinin çözüm yerinin Adli Yargı olduğuna ilişkin kararının bağlayıcı nitelikte olmaması nedeni ile uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olduğu kanaatine varılarak ... Davanın yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine ..." dair 8.5.2018 gün, K:2018/208 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi"nce, istinaf başvurusunun 30.12.2019 tarihinde esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiş ve hüküm aynı tarihte kesinleşmiştir.
Davacı vekili aynı taleple bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.
İZMİR 5. İDARE MAHKEMESİ: E: 2020/434 sayılı dosyasında, "...Olayda, davacıyla idare arasındaki ilişkinin bir iş ilişkisi olduğu, talep edilen tazminatın İş Kanunundan kaynaklanan hak olduğu anlaşılmakta olup, yukarıda anılan düzenlemeler uyarınca uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin (iş mahkemelerinin) görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle adli yargının görev alanına giren davanın 2577 sayılı Kanun"un 14/3-a ve 15/1-a maddeleri uyarınca görev yönünden reddi gerektiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19 uncu maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadarertelenmesine ..." 6.4.2020 günü karar vermiş, 10.6.2020 gün ve E:2020/434 sayılı yazı ile Mahkememize müracaat etmiş, başvuru 17.6.2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan13.7.2020 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun"un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İzmir 5. İdare Mahkemesi"nce, 2247 sayılı Kanun"un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının, kesinleşmiş adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Burak Cenk İLHAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ"nindavada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, Milli Eğitim Bakanlığı"na bağlı bir okulda usta öğretici olarak çalışmış olan davacı tarafından, davalı idareden işçilik alacakları olduğundan bahisle bu alacaklarının faiziyle tahsili talebiyle açılmıştır.
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesinde "Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…" denilmiş, aynı Kanun"un "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" Başlıklı 134. maddesinde, "Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür" hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı Kanun hükümleri 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı Kanun"un 3. maddesinde; kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79. madde ile başlayan Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde "Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür" denilmiştir.
Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanunun amacının,işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan "İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi" hususuna Kanunun 8. maddesi ve devamında, kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.
Diğer taraftan; 12.10.2017 gün ve 30221 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun;
"İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2. maddesinde,
"(1) İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir.
(2) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.
(3) İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır." denilmiş,
"Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3/1. maddesinde;
" (1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır..." denilmiş,
"Görev" başlıklı 5. maddesinde;
" (1) İş mahkemeleri;
a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar" denilmiştir.
Aynı Kanun"un "Geçici Hükümleri" başlıklı Geçici 1. maddesinde;
"(1) Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.
(2) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.
(3) Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.
(4) İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir. " hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen tazminatlarının İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, İzmir 5. İdare Mahkemesi"nin başvurusunun kabulü ile İzmir 11. İş Mahkemesi"nce verilen 8.5.2018 gün ve E:2017/895, K:2018/208 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 5. İdare Mahkemesi"nin başvurusunun kabulü ile İzmir 11. İş Mahkemesi"nce verilen 8.5.2018 gün ve E:2017/895, K:2018/208 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 13.7.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Aydemir Nurdane Ahmet
TUNÇ TOPUZ ARSLAN