Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/10342 Esas 2015/3715 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/10342
Karar No: 2015/3715
Karar Tarihi: 07.09.2015

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/10342 Esas 2015/3715 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın, boşandığı eşiyle birlikte yaşamasına rağmen, babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı alarak haksız şekilde menfaat temin ettiği iddia edilmiş ve dolandırıcılık suçundan yargılanmıştır. Ancak mahkeme, boşanma kararı bulunmasına rağmen eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme olmadığından, boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi incelendiğinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması veya bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı vurgulanmaktadır. Boşanma kararı açılan davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacıyla yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz. 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesiyle belirlenen durumlarda, tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, cezai müeyyide getirilmemesi nedeniyle anlaşmazlık hukuki ihtilaf niteliğinde kalmaktadır. Sonuç olarak, sanığın suçun yasal unsurları oluşmadığına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi
- 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesi
23. Ceza Dairesi         2015/10342 E.  ,  2015/3715 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    02/11/2006 tarihinde mahkeme kararıyla eşinden resmen boşanan sanığın, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşamayı sürdürmesine rağmen, 13/05/1987 tarihinde vefat eden babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı aylık almak suretiyle haksız şekilde menfaat temin ettiği ve bu yolla katılan ... Başkanlığı"nı dolandırdığı iddia edilen olayda;
    Hukuken geçerliliği hususunda tereddüt bulunmayan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu"nun 166/3 maddesinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacı ile yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz. Üstelik 5510 sayılı Kanun"un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, bu hususta cezai müeyyide getirilmemiş olması anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığını göstermektedir.
    Bu açıklamalar, kanuni düzenlemeler ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 26.11.2013 tarih ve 2012/15-1363 esas 2013/533 karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; suçun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 07/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara