Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2019/678 Esas 2019/687 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2019/678
Karar No: 2019/687

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2019/678 Esas 2019/687 Karar Sayılı İlamı

                     T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

         ESAS NO     : 2019 / 678

         KARAR NO : 2019 / 687

         KARAR TR  : 21.10.2019

ÖZET : Karayolunda meydana gelen trafik kazasında uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacılar  : 1-A.Y. ve diğ.

Vekilleri   : Av. Av. Z.A. - Av. İ. K. -Av. Ş.Y.

Davalı       : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili        : Av. C. S.

 

O L A Y        : Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkilleri A. Y.ve F. Y.’ın çocukları, diğer müvekkillerinin kardeşi müteveffa Y. Y."ın 05/07/2016 tarihinde saat 17:00 sularında İspir İlçesinden Yusufeli istikametine doğru Erzurum İli İspir İlçesi Göçbağları Mevkiinde Devlet Karayolunun 26. km yakınlarında davalıların miras bırakanı O. M."nun sevk ve idaresindeki 06 … 757 plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğu esnada,  davalıların murisi sürücü O.M.’nun kazaya sebebiyet vermesi neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda yaşamını yitirdiğini, müteveffa Y. Y."ın, davalılardan M.Pastacılık Ve Gıda Sanayi Turizm İthalat İhracat Tic. Ltd. Şti. mülkiyetindeki 06 … 757 plaka sayılı aracın kazaya karışması sonucunda vefat ettiğini;  olay yerinde yapılan harici araştırmalara ve yapılacak keşif sonucunda,  kazanın meydana gelmesinde davalıların murisi sürücü ile birlikte ilgili karayolunda gerekli önlemleri almayan,   bariyer, koruma bandı, viraj sonrası uçurum, dere gibi yerlere araçların devrilip uçmasını engelleyici gerekli güvenlik önlemlerini almayan, yolun bakım ve onarımından sorumlu Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunun da açıkça görüleceğini; kaza sonrasında İspir Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonrası düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağında araç sürücüsü davalıların murisi O.M.’nun KTK 52/1-a maddesine göre kusurlu olduğunu, müteveffa Yunus Y.’ın ise kusursuz olduğunun açıkça belirtildiğini, müteveffa Y. Y."ın henüz 17 yaşında olup, hayatının en güzel döneminde iken davalıların murisi sürücü Osman M.’nun sevk ve idaresindeki araç ile tam ve asli kusurlu bir şekilde kaza yapması sonucu vefat ettiğinden dolayı  yaşanan bu elim verici kaza nedeniyle çocuklarının vefatı dolayısıyla adeta yıkıldıklarından bahisle;  fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla şimdilik; baba A. Y. ve anne Fatma Y.’ın her biri için 500,00 TL’nin, anne F. Y. için 50.000,00 TL, baba A. Y.için 50.000,00 TL, kardeşleri Burhan Y., B. Y. ve İ.Y.”ın her biri için ayrı ayrı olmak üzere 20.000,00 TL  toplam 160.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 05/07/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle 1-M.lar Pastacılık Ve Gıda Sanayi Turizm İthalat İhracat Tic. Ltd. Şti., 2-O.M. mirasçıları(....), 3-S. J. Sigorta A.Ş., 4- Karayolları Genel Müdürlüğü"ne karşı adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi: 6.3.2019 gün ve E:2017/372 sayı ile, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü hakkındaki davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar vermiştir.

ANKARA 5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ: 11.3.2019 gün ve E:2019/119, K:2019/220 sayı ile, "(...) Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Dava dosyası öncelikle Mahkememizin 2017/372 Esas sayılı sırasına kaydedilmiş, daha sonra davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden dosya tefrik edilerek Mahkememizin 2019/119 Esasına kaydedilmiştir.

Davaya konu olayda, yolun bakım ve gözetim yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemiş olması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiası ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine husumet yöneltilmiştir.

2577 Sayılı İYUK.nun 2/1-b maddesinde idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava çeşitleri arasında sayılmıştır. Karayolları Genel Müdürlüğü kamu tüzel kişisi olup, 6001 sayılı kanun gereğince kendisine verilen kamu hizmetini yürütmektedir. Bu nedenle yürütmekte olduğu kamu hizmetinin görülmesi sırasında oluştuğu iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. 2918 Sayılı KTK.nun (6099 Sayılı Kanunun 14.maddesi ile değişik) 110.maddesinde "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları adli yargıda görülür." hükmü yer almaktadır. Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne 2918 Sayılı KTK.nun 10/b maddesinde, yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak, karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek görevleri verilmiştir. Bu görevin 2918 Sayılı KTK. ile verilmiş olması, bunun ihlali nedeniyle oluşacak zararlardan dolayı idarenin özel hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucu çıkarılamaz. Esasen 2918 Sayılı Kanunun hukuki sorumluluğa ilişkin 85. ve onu izleyen maddelerinde araç işleteninin sorumluluğu düzenlenmiş olup, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur. Buna göre görev, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınması gerekir. Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında açılan dava yönünden idari yargı görevli olduğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur(Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi"nin 2014/20245-7014/1757.1 E-K, 2016/14578-2016/11336 E-K, 2015/15752- 2018/8766 E-K sayılı ilamları)

KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,

Yargı yolu bakımından mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-b. 115/2 md uyarınca davanın usulden reddine..." karar vermiş, istinaf yoluna başvurulmaması üzerine bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, aynı istemle Karayolları Genel Müdürlüğü"ne karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 9.İdare Mahkemesi: 21.5.2019 gün ve E:2019/1028, K:2019/1078 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14/3-a ve 15/1-a maddesi uyarınca davanın yetki yönünden reddine karar vermiş ve dava dosyası Erzurum İdare Mahkemesine gönderilmiştir.

ERZURUM 2.İDARE MAHKEMESİ: 25.9.2009 gün ve E:2019/793 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1., 2., 3., 10.,  19.1.2011 günlü Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. ve geçici 21. maddesi hükmüne yer verdikten sonra; “Aynı konuda Belediye aleyhine İdare Mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasa"nın 110. maddesinin 1. fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 08.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayılı, 08.11.2012 gün ve E:2012/l 18, K:2012/170 sayılı ve 28.05.2013 gün ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; "2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise İdare Mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır.

 (…)  Bu itibarla, 2918 sayılı Yasa"nın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun"un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Nitekim, 01.08.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesi"nin (Hukuk Bölümü) 01.07.2013 gün ve E: 2013/762 K:2013/1083 sayılı kararı da aynı yöndedir.

13.06.2019 tarihinde Mahkememizce yapılan ara kararımızla Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi"nden E:2010/119 , K:2019/220 sayılı dosyası incelenip iade edilmek üzere istenilmiş olup, Mahkemece gönderilen dosya dosyamız içerisine konulmuştur.

Açıklanan nedenlerle; adli yargının görev alanına giren davada Mahkememizin görevli olmadığına, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine..." karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan 21.10.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli ve idari yargı yerleri arasında, Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, karayolunda seyir halindeyken meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların, davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığından bahisle tazmin edilmesi istemiyle açılmıştır.

 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun,  “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:

a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,

b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,

c) (Mülga: 17/10/1996-4199/47 md.)

d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,

e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,

f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,

g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,

h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,

i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)

j) (Değişik: 17/10/1996-4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,

k) (Ek:18/10/2018-7148/14 md.) Bu Kanunun 31 ve 49 uncu maddeleri kapsamında takoğraf ve çalışma-dinlenme süreleri yönünden karayolları denetim istasyonlarında denetim yapmak ve trafik idari para cezası karar tutanağı düzenlemek,

l) (Ek:29/11/2018-7153/9 md.)(5) Otoyolların habitatları böldüğü yerlerde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün görüşünü alarak yaban hayvanlarının geçişlerine izin verecek menfez, ekolojik köprü ve benzeri tesisleri yapmak,

m) (Ek:29/11/2018-7153/9 md.)(5) Otoyollarda yaban hayvanlarından kaynaklanacak trafik kazalarını önlemek maksadı ile kafes tel çit yapmak,

n) (Ek:29/11/2018-7153/9 md.)(5) Yaban hayvanlarının muhtemel yaşam alanlarının bulunduğu bölgelerdeki karayollarında uyarıcı levhalara yer vermek,

o) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.

(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.) hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacıların yakını Y. Y."ın 05.07.2016 tarihinde saat 17:00 sularında İspir İlçesi"nden Yusufeli istikametine doğu giderken Erzurum İli İspir İlçesi Göçbağları Mevkiinde Devlet Karayolu"nun 26.km yakınlarında O. M. sevk ve idaresindeki 06 … 757 plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğu esnada meydana gelen trafik kazası sonucunda vefat etmesi nedeniyle olayda, ilgili karayolunda gerekli önlemleri almayan,   bariyer, koruma bandı, viraj sonrası uçurum, dere gibi yerlere araçların devrilip uçmasını engelleyici gerekli güvenlik önlemlerini almayan, yolun bakım ve onarımından sorumlu  davalı idarenin kusurlu bulunduğundan bahisle, davacılardan anne Fatma Y. ve baba A. Y."ın her biri için yoksun kaldıkları destekten dolayı maddi zararların tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın ve yine davacılardan anne F. Y. ve baba A. Y."ın her biri için 50.000,00 TL, İ. Y., B. Y. ve B.Y."ın her biri için 20.000,00 TL olmak üzere toplamda 160.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Erzurum 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.3.2019 gün ve E:2019/119, K:2019/220 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Erzurum 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.3.2019 gün ve E:2019/119, K:2019/220 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 21.10.2019 gününde Üye Ahmet ARSLAN"ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                     BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                 Üye                     

                                         Aydemir                           Nurdane                           Ahmet

                            TUNÇ                             TOPUZ                         ARSLAN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                 KARŞI OY

 

İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun"da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum.21.10.2019

                                                      ÜYE

                                             Ahmet ARSLAN

 

 

 

 

 

Hemen Ara