Esas No: 2012/13-1036
Karar No: 2012/269
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/13-1036 Esas 2012/269 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık M.Ç.'yi hırsızlık suçundan 3 yıl hapis cezası ile cezalandırdı. Sanık tarafından temyiz edilen karar, Yargıtay 13. Ceza Dairesi tarafından reddedildi. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanığın temyiz isteminin süresinde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmesini istedi. Ceza Genel Kurulu da oybirliğiyle aynı görüşü paylaşıp dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verdi.
Kanun Maddeleri: 5237 Sayılı TCK'nın 142/1-b, 53. maddeleri, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi, 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 19 ve 35. maddeleri.
"İçtihat Metni"
İtirazname: 2012/124870
Yargıtay Dairesi : 13. Ceza Dairesi
Mahkemesi : ANTALYA 5. Asliye Ceza
Günü : 15.10.2007
Sayısı : 1277-1021
Sanık M. Ç.."in hırsızlık suçundan lehe olan 5237 sayılı TCY’nın 142/1-b maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 15.10.2007 gün ve 1277-1021 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 11.01.2012 gün ve 26169-406 sayı ile;
“Yasal süre içinde temyiz başvurusunda bulunmayan sanığın temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince reddine” karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 29.05.2012 gün ve 124870 sayı ile;
“Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 5237 sayılı TCK"nun 142/l-b, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezasına ilişkin sanığın yokluğunda verilen hükmünün sanığa 7201 sayılı Tebligat Yasasının 35. maddesi uyarınca 18.09.2008 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Sanığın 23.09.2008 tarihli APS yoluyla mahkemeye gönderdiği temyiz dilekçesine Yenipazar Kapalı Cezaevi idaresi tarafından ‘görülmüştür’ kaşesinin vurulduğu ancak anılan dilekçede cezaevi idaresi tarafından konulan bir tarihin ya da hakim havalesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sanığın bu kez 24.09.2008 tarihli APS yoluyla mahkemeye gönderdiği temyiz dilekçesine Yenipazar Kapalı Cezaevi idaresi tarafından ‘görülmüştür’ kaşesinin vurulduğu cezaevi idaresi tarafından tarihi onaylanmayan dilekçede 06.10.2008 tarihli hakim havalesinin bulunduğu görülmüş bu havale tarihi esas alınarak temyiz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yüksek Yargıtay 13. Ceza Dairesinin temyiz talebinin reddine dair kararı ile birlikte hükmün kesinleşmesinin ardından hükümlünün bu kez cezaevi kanalı ile mahkemesine gönderdiği dilekçesinde tebligat tarihinde cezaevinde bulunduğu için gerekçeli karardan haberdar olmadığını temyiz talebinin kabulü gerektiğini ifade ettiği anlaşılmıştır.
Hükümlünün anılan dilekçesi üzerine araştırmaya girişen mahkemenin, cezaevine hükümlünün cezaevine alındığı ve tahliye edildiği tarihlerin bildirilmesi için yazı gönderdiği dosyada mevcut 13.04.2012 tarihli cevabi yazıda hükümlünün 30.05.2008 tarihinde cezaevine alındığının ve 24.10.2008 tarihinde de tahliye edildiğinin bildirildiği görülmüş, verilen cevabi yazıdan (7201 sayılı Tebligat Yasasının 35. maddesi uyarınca yapılan) 18.09.2008 tarihli tebligat tarihinde hükümlünün cezaevinde bulunduğunun belgelendiği anlaşılmıştır.
Cezaevinde bulunan şahıslara tebligatın nasıl yapılacağı hususunun 7201 sayılı Yasanın 19. maddesinde düzenlenmiştir. ‘Mevkuf ve Mahkumlara Tebligat’ başlıklı maddeye göre mevkuf ve mahkûmlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memuru temin eder. Buna göre tebligat tarihinde cezaevinde bulunduğu belgelenen hükümlüye 7201 sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca cezaevi idaresi kanalıyla tebligat yapılması gerektiğinden aynı Yasanın 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatın hükümsüz sayılarak hükümlünün öğrenme üzerine verdiği temyiz dilekçesi süresinde kabul edilerek asıl hüküm hakkında temyiz incelemesi yapılması gerekmektedir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire red kararının kaldırılmasına ve temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık Murat Çiçeker’in temyiz isteminin süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Sanığın yokluğunda verilen hükmün, sulh ceza mahkemesindeki sorgusunda belirttiği ...Mh. Ç..Cd. .. Sitesi, Kat:.. Denizli adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak sanığın adres bırakmadan, belirtilen yerden ayrılmış olması nedeniyle tebligatın bila tebliğ iade edildiği,
Hükmün, bu kez sanığın sorgusunda belirtmiş olduğu diğer adresi olan ... Sk. No:.. ../İzmir’e tebliğe çıkarıldığı, aynı şekilde sanığın adres bırakmadan belirtilen yerden de ayrılmış olması nedeniyle tebligatın iade edildiği,
Bu kez sanığın 305. Sk. No:38 Şirinyer/İzmir adresine, 18.09.2008 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebligat yapıldığı,
Yenipazar Ceza İnfaz Kurumunun 13.04.2012 günlü yazısına göre, 30.05.2008 ila 24.10.2008 tarihleri arasında, belirtilen cezaevinde bir başka suçtan hükümlü olarak bulunan sanık M. Ç.. imzalı, üzerinde cezaevi görüldü kaşesi bulunan 23.09.2008 günlü temyiz dilekçesinin, Yenipazar Postanesinden 23.09.2008 günü APS yoluyla mahkemesine gönderildiği,
Yine sanık M. Ç.. imzalı, üzerinde cezaevi görüldü kaşesi bulunan 24.09.2008 günlü ikinci bir temyiz dilekçesinin de, Yenipazar Postanesinden 24.09.2008 günü APS yoluyla mahkemesine gönderildiği anlaşılmaktadır.
Olağan kanun yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için bir temyiz davasının açılmış olması gerekir. Temyiz davasının açılabilmesi için de 1412 sayılı CYUY"nın 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 310. maddesinde aranan iki koşul gerçekleşmiş olmalıdır.
Bunlardan ilki süre, ikincisi istek koşuludur.
Süre koşulu yönünden anılan maddede, temyiz isteminin yüze karşı verilen kararlarda hükmün tefhiminden itibaren bir hafta içerisinde hükmü veren mahkemeye veya bir başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile veya zabıt kâtibine yapılacak beyanla olacağı, bu takdirde beyanın tutanağa geçirilerek hâkime onaylatılacağı, yoklukta verilen kararlarda ise temyiz süresinin tebliğle başlayacağı belirtilmiştir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
23.09.2008 ve 24.09.2008 günlü temyiz dilekçelerini posta yoluyla gönderen sanığın, dilekçelerin gönderildiği tarihte bir başka suçtan cezaevinde hükümlü olarak bulunduğu, hükümlülerin temyiz dilekçelerinin cezaevi idaresi aracılığıyla mahkemesine gönderileceği ve cezaevi idaresince yapılan havale tarihinin temyiz süresinin hesabında esas alınacağı gözönünde bulundurulduğunda, üzerinde cezaevi idaresinin görüldü kaşesi bulunan temyiz dilekçelerinin APS yoluyla gönderildiği 23.09.2008 ve 24.09.2008 tarihlerinde cezaevi idaresine verildiğinin kabulü ile 18.09.2008 günü tebliğ olunan karara karşı sanığın bir haftalık yasal süre içerisinde 23.09.2008 günü temyiz başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle temyiz istemi süresinde olup, Özel Dairece verilen temyiz isteminin reddi kararı isabetsizdir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanan itirazın kabulüne, Özel Daire temyiz isteminin reddi kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 11.01.2012 gün ve 26169-406 sayılı temyiz isteminin reddi kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.