Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/33487 Esas 2020/4771 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/33487
Karar No: 2020/4771
Karar Tarihi: 10.03.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/33487 Esas 2020/4771 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/33487 E.  ,  2020/4771 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde kebap ustası olarak çalıştığını, fazla çalışma ücretinin gününde ödenmediğini, Sosyal Güvenlik Kurumuna gerçek ücretinin bildirilmediğini, bu sebeple iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı bir sebeple feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının istifa, ibraname ve feragatname imzalamak suretiyle işten ayrıldığını, ayrıca kebapçı ustası olmayıp kalfa olarak çalıştığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Taraflar arasında davacı işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 401. maddesinde de, işverenin işçiye sözleşmede veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde ise asgari ücretten az olmamak kaydıyla emsal ücreti ödemekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde kebapçı olarak çalışan davacının aylık net 1.900,00TL ücretle çalıştığı kabul edilmiş ise de; aynı işyerinde kebapçı ustası olarak çalışan bir başka işçinin 1900 TL ücretle çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Söz konusu davada verilen karar Dairemizce onanarak kesinleşmiştir (Dairemizin ...’a ait 2016/10948 E sayılı dosyası). Gerek Dairemizin 2016/10948 E. sayılı dosyasında gerekse eldeki dosyada dinlenen davacı tanıkları aynı kişiler olup; tanıklar, iki davacının da kebapçı olduğunu, davacı ...’in, (emsal dosya davacısı) Birdal Savaş’ın yardımcısı olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca tanık anlatımlarından, tanıkların emsal dosya davacısının ücret miktarına yönelik bilgisi olduğu halde, eldeki dosyanın davacısının ücret miktarı ile ilgili bilgi sahibi olmadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının diğer dosya davacısının yardımcısı olarak çalışıp çalışmadığı yahut her iki işçinin aynı kıdeme sahip olup olmadığı, aynı işi yapıp yapmadığı gibi hususlar netleştirilmeden eldeki dosyada aylık ücret miktarının, diğer dosyada olduğu gibi 1.900 TL olarak kabul edilmesi hatalıdır. Belirtilen yönlerden gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra, emsal dosya davacısı için belirlenen ücret miktarı da dikkate alınarak dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının aylık ücret miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
    Kabule göre de, hükme esas alınan 29/05/2015 tarihli kök bilirkişi raporundaki hesaplamalarda davacının asgari ücretle çalıştığı benimsenmiştir. Gerekçeli kararda bir taraftan 29/05/2015 tarihli bilirkişi raporuna itibar edildiği ve rapordaki miktarlar doğrultusunda hüküm kurulduğu belirtilirken; diğer taraftan davacının aylık ücretinin 1900 TL olduğunun ifade edilmesi çelişkili olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
    Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara