Esas No: 2021/3854
Karar No: 2022/4303
Karar Tarihi: 21.09.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3854 Esas 2022/4303 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/3854 E. , 2022/4303 K.Özet:
Davalı şirketlerle yapılan hizmet sözleşmesi kapsamında, sözleşmeye uygun çalıştırılan işçinin açtığı işçilik alacakları davasında müvekkilin sorumlu tutulması ve ödeme yapması sonrasında, müvekkilin sözleşme gereği davalılardan tahsil edeceği alacakların talep edilmesi amacıyla açılan davada, Mahkeme davalılardan biri olan Aydın Grup Ltd Şti'nin sorumluluğunu kabul ederek kısmen kabul kararı vermiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hizmet alım sözleşmelerinde yüklenicinin işçiyi çalıştırması ve işverenin bedeli ödemesi gerektiği, işçilik alacaklarının ise yüklenicilerin sorumluluğunda olduğu belirtilerek, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ifade edilmiştir.
İş Kanunu'na göre, işveren ile yüklenici müteselsilen sorumludur ancak rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması temel ilkeler arasındadır. İşçilik alacaklarında yükleniciler işverene karşı sorumlu değildirler. Bunun yanı sıra, işe iade tazminatı alacaklarında da davalı yüklenicilere rücu yapılamaz. Davalılar aleyhine açılan rücu davalarında, her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalı ve takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
Kanun Maddeleri: İş Kanunu (4857)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı On İs İnş. Taah. Tem. Gıda Mak. Bakım Onarım San. Ve Tic. Ltd. Şti. yönünden reddine,Aydın Grup Kurumsal Hizmetler San. Tic. Ltd. Şti. yönünden kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalılar tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçiye icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalıların sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından ödenen bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili; alacaktan davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalılardan ...İnşaat Taah. Temizlik Gıda Makina Bakım Onarım Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında, dava dışı işçi tarafından bu şirket nezninde çalıştığı iki aylık süre için iş mahkemesinde açılmış bir davanın bulunmadığı, dolayısıyla davacının bu davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunmadığı, iş mahkemesi kararı ile sadece davacı bakanlığın sorumlu tutulduğu aynı davada da davalı olan Aydın Grup Ltd Şti'nin sorumlu tutulmadığı alacaklar yönünden ise davalıya rücu imkanı bulunmadığı, bu durumda davalı Aydın Grup Ltd Şti'nin sorumluluğunun 7.268,14 TL olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir
İşe iade tazminatı alacaklarına davacı rücu edemeyecektir.
Bu durumda yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde davacının davalı şirketlere rücu edebileceği miktarın ayrı bir rapor alınarak belirlenmesi gerekirken sadece iş davasındaki miktarlara itibar edilerek karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.