Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3866 Esas 2022/4362 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3866
Karar No: 2022/4362
Karar Tarihi: 26.09.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3866 Esas 2022/4362 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/3866 E.  ,  2022/4362 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalılar tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçiye ödeme ve ayrıca yargılama masrafı yaptığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek, 9.798,35 TL meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini dava ve talep etmiştir.
    Bir kısım davalı vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşme hükümlerinde işçilik alacaklarından kimin ne oranda sorumlu olduğuna dair bir düzenlemenin bulunmadığı, işçinin çalıştığı dönem ve yarı yarıya sorumluluk hususu gözönüne alınarak yapılan bilirkişi raporuyla belirlenen bedeller üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, taraflar arasında hizmet alım sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    1- 6100 sayılı HMK'nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür.
    HMK'nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkeme kararının gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olması, mahkeme kararlarının tereddüt doğurmayacak şekilde açık olması kuralına aykırılık oluşturur.
    Somut olayda, mahkemece kararın gerekçe kısmında, hükmedilen bedele daha önceden temerrüde düşürülmediklerinden dava tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiş olmasına rağmen hüküm kısmına bu gerekçenin yansıtılmayarak, ödeme tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi, yine gerekçe kısmında tam sorumluluğa ilişkin hesaplanma yapan bilirkişi raporundaki bedelin gösterilerek hüküm fıkrasında yarı yarıya sorumluluk esasına göre hüküm tesis edilmesi, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturularak HMK'nın 297. maddesine aykırı davranılması doğru olmamış, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    2-Kabule göre, işçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekirken mahkemece davalıların ödenen bedelin yarısından sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. Diğer yandan, davalı yükleniciler tacir olup, 6102 sayılı TTK'nın 19/2. maddesi gereğince taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm yoksa diğer taraf için de ticari iş sayılır ve dava konusu alacak için ticari faiz istenebilir. Hal böyle olunca mahkemece hükmedilen alacağa 3095 sayılı Yasa 2/2. maddesine göre avans oranında ticari faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi de hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara