Sanık S. Y.’ın 4926 sayılı Yasaya aykırılık suçundan beraatına ilişkin, Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.3.2005 gün ve 758-73 sayılı hükmün katılan kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 04.05.2009 gün ve 13583-5490 sayı ile;
“Cep telefonu ticaretiyle iştigal eden sanığın işyerinde ele geçirilen 28 adet cep telefonundan 27 adedinin Telekomünikasyon Kurumu tarafından kayıt dışı olduğu bildiril¬diğine göre telefonların kaçak olduklarını sanığın yaptığı iş itibariyle bilebilecek durumda olduğu düşünülmeden, kaçak olduklarını bildiğine dair delil bulunmadığından bahisle sanığın beraatına karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesince 09.09.2009 gün ve 1105-1007 sayı ile;
“İç hukukumuzdaki herhangi bir mevzuata göre (yönetmelik veya genelge dahil) ikinci el cep telefonu satan şahısların cep telefonlarının menşeinin imei numaralarından hareketle ayrı ayrı ithalatçı firmalardan sormasını zorunlu kılan herhangi düzenleme yoktur.
Esasen bu fiilen de mümkün değildir.
Bir an için ikinci el cep telefonu alımını herhangi bir şahsın yaptığını düşünsek dahi onun menşeinin ithalatçı firmadan araştırılmasını istemek hayatın olağan akışına göre mümkün değildir.
Eğer böyle bir şey varsa (yani ikinci el cep telefonunun menşeinin ithalatçı firmalardan sorulup teyidinden sonra alımının ve satımının yapılması gibi) devletin bu konuda yasal düzenleme yapması, bunun ülke çapında geçerli kılacak şekilde hayata geçirilmesi gereği vardır.
Bu sebeple usul ve yasaya aykırı bulunan Yargıtay Bozma ilamına karşı direnme kararı vermek gerekmiştir” gerekçeleri ile önceki kararda direnilmiştir.
Bu hükmün de katılan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “dava zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle düşme” istekli 26.01.2012 gün ve 63862 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa yüklenen 4926 sayılı Yasaya aykırılık suçunun sabit olup olmadığı ve buna bağlı olarak da dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de; yerel mahkeme hükmünün direnme kararı niteliğinde olup olmadığı hususu Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınarak öncelikle değerlendirilmelidir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Yerel mahkemece bozma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda, beraat kararına ilişkin direnme gerekçesinde, “İç hukukumuzdaki herhangi bir mevzuata göre (yönetmelik veya genelge dahil) ikinci el cep telefonu satan şahısların cep telefonlarının menşeinin imei numaralarından hareketle ayrı ayrı ithalatçı firmalardan sormasını zorunlu kılan herhangi bir düzenleme yoktur.
Esasen bu fiilen de mümkün değildir. Bir an için ikinci el cep telefonu alımını herhangi bir şahsın yaptığını düşünsek dahi onun menşeinin ithalatçı firmadan araştırılmasını istemek hayatın olağan akışına göre mümkün değildir.
Eğer böyle bir şey varsa (yani ikinci el cep telefonunun menşeinin ithalatçı firmalardan sorulup teyidinden sonra alımının ve satımının yapılması gibi) devletin bu konuda yasal düzenleme yapması, bunun ülke çapında geçerli kılacak şekilde hayata geçirilmesi gereği vardır” denilmek suretiyle, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm; özde direnme hükmü olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün görülmediğinden, dosyanın incelenmek üzere Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın yeni hüküm nedeniyle, temyiz incelemesi için Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.05.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.