Esas No: 2021/362
Karar No: 2021/601
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2021/362 Esas 2021/601 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/362 KARAR NO : 2021/601 KARAR TR : 29/11/2021 |
ÖZET: Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan davacının eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek uğradığı manevi zararın giderilmesi istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
KARAR
Davacı : E.A.
Davalı : Adalet Bakanlığı
Vekili : Av. A.G.
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacı, Keskin T Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunduğunu, aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Adalet Meslek Yüksek Okulu 4. dönem uzaktan eğitim gören öğrencisi olduğunu, bölümün ara ve final sınavlarına hazırlanabilmesi için ders kitaplarını cezaevi idaresinden talep ettiğini, dilekçesine cevap verilmediğini, cezaevinde görevli bir öğretmenden Anadolu Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanlığının cezaevlerinde tutuklu/hükümlülerin web sitesi üzerinde bulunan e-kampüsten faydalanabilecekleri ve bu sebeple ders kitaplarının artık gönderilmeyeceğini öğrendiğini,cezaevi idaresinden e-kampüsten yararlanmak için talepte bulunduğunu, ancak bilgisayar sınıflarında mahkemelerden gönderilen cd ve dvd lerin incelendiği, bu sebeple yoğunluk olduğu ve ders çalışılmasına izin verilmediğinin bildirildiğini, sınavlara hazırlanma hususunda tek yolun e-kampüs sistemi olduğunu, öğrencisi olduğu bölümün sınavlarına çalışabilmesinin idarece şahsından esirgendiğini, eğitim hakkının hukuka aykırı olarak engellendiğini, söz konusu ihlalin durdurulması için Kırıkkale İnfaz Hakimliğine başvurduğunu, talebinin reddedildiğini, itirazı üzerine Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile infaz hakimliği kararının kaldırıldığını, ancak ara sınavların ve final sınavının Ağır Ceza Mahkemesinin kararından önce sona erdiğini, mezun olduğunu ancak e-kampüsten yararlandırılmaması neticesinde daha fazla ders çalışmak zorunda kaldığını ve diğer öğrencilerin başarı seviyelerini yakalayamadığını, bunun kendisinde üzüntü ve strese neden olduğunu ileri sürerek,eğitim hakkı ihlal edildiğinden uğradığı zararın giderilmesi için 200.000 TL manevi tazminatın ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. İdari Yargıda
2. Kırıkkale İdare Mahkemesi 01/11/2019 tarihli ve E.2019/259, K.2019/401 sayılı kararı ile, davanın esasını inceleyerek reddine karar vermiş, davacı istinaf talebinde bulunmuştur.
3. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 19/02/2020 tarihli ve E.2020/257, K. 2020/343 sayılı kararı ile, infaz hâkimliğince verilen karar nedeniyle eğitim hakkının engellendiği iddia edildiğinden istemin adli yargı yerince değerlendirilmesinin gerektiğini belirterek, istinaf talebinin kabulüne, Kırıkkale İdare Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın görev yönünden reddine kesin olarak karar vermiştir.
4. Davacı vekili, bu kez, aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.
5.Keskin Asliye Hukuk Mahkemesi 27/01/2021 tarihli ve E.2020/123, K.2021/25 sayılı kararı ile, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin tabi olduğu hakların kanunlar ve yönetmeliklerle belirlendiği, kanun ve yönetmeliklerin uygulanmasının da idari bir kuruluş olan cezaevi idaresinin sorumluluğunda bulunduğu, davacının e-kampüs sisteminden yararlandırılmadığı yönündeki iddiası cezaevi idaresine karşı yöneltilmesi gereken bir iddia olup, cezaevi idaresinin bu işlemi de idarenin idari görevlerinden kaynaklı idari bir işlem olduğundan davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, ayrıca görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının re’sen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.
III. İLGİLİ HUKUK
6. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un, "Hükümlünün radyo, televizyon yayınları ile internet olanaklarından yararlanma hakkı" başlıklı 67. maddesi şöyledir:
"(1) Hükümlü, ceza infaz kurumlarında merkezî yayın sistemi bulunduğu takdirde bu sisteme bağlı olarak radyo ve televizyon yayınlarını izleme hakkına sahiptir.
(2) Merkezî yayın sistemi bulunmayan kurumlarda, yararlı olmayan yayınların izlenmesini ve dinlenmesini engelleyecek önlemler alınmak suretiyle bağımsız anten kullanılarak televizyon ve radyo izlenmesine ve dinlenmesine izin verilir. Bu cihazlar, bedeli kendisi tarafından ödenmek koşuluyla hükümlü adına kurumca satın alınır. Her ne biçimde olursa olsun dışardan gelenler tarafından getirilen radyo, televizyon ve bilgisayarlar kuruma alınmaz.
(3) Kapalı ve açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde ancak, eğitim ve iyileştirme programları çerçevesinde kurum yönetimince belirlenen yerlerde görsel ve işitsel eğitim araç ve gereçlerinin kullanımına izin verilebilir. Eğitim ve iyileştirme programları gerekli kıldığı takdirde denetim altında internetten yararlanılabilir. Hükümlü, odasında bilgisayar bulunduramaz. Ancak, Adalet Bakanlığının uygun görmesi hâlinde eğitim ve kültürel amaçlı olarak bilgisayarın ceza infaz kurumuna alınmasına izin verilebilir.
(4) Bu haklar, tehlikeli hâlde bulunan veya örgüt mensubu hükümlüler bakımından kısıtlanabilir."
7. "Öğretimden yararlanma" başlıklı 76. maddesi şöyledir:
" (1) Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yaygın öğretimden yararlanmaları sağlanır.
(2) (Ek:14/4/2020-7242/35 md.) Bu maddenin uygulanmasına ve sınavlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."
8. 29/03/2020 tarihli ve 31083 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin "Öğretimden yararlanma" başlıklı 89. maddesi şöyledir:
" (1) Açık kurumlar ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın, kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerin yaygın öğretimden yararlanmaları sağlanır.
(2) Hükümlülere okuma-yazma öğretilmesi, örgün veya yaygın öğretim kurumları aracılığıyla, kuruma gelmeden önce eksik kalan eğitimlerinin tamamlattırılması ve öğrenimlerini devam ettirilmesi sağlanır.
(3) İlköğretim ara sınıflarından terk olanlardan, örgün eğitim çağını geçirmiş on beş ve daha üst yaşlarda bulunan her hükümlünün yaygın eğitime devam etmesi teşvik edilir."
9. "Tutukluların yükümlülükleri" başlıklı 116. maddesi şöyledir:
" (1) Bu Kanunun; yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları, hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi, kuruma alınma ve kayıt işlemleri, hükümlüler ile yakınları ve ilgililerin bilgilendirilmesi, cezayı çekme, güvenlik ve iyileştirme programına ve sağlığın korunması kurallarına uyma, bina ve eşyaların korunması, kapıların açılmaması ve temasın önlenmesi, oda ve eklentilerinde bulundurulabilecek kişisel eşyalar, arama, disiplin cezalarının niteliği ve uygulanma koşulları, kınama, bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma, ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma,haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama, ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma, hücreye koyma, çocuk hükümlüler hakkında uygulanabilecek disiplin tedbirleri ve cezaları, disiplin soruşturması, disiplin cezasını gerektiren eylemlerin tekrarı, disiplin cezalarının infazı ve kaldırılması, yönetim tarafından alınabilecek tedbirler, zorlayıcı araçların kullanılması, ödüllendirme, şikâyet ve itiraz, nakiller, disiplin nedeniyle nakil, zorunlu nedenlerle nakil, hastalık nedeniyle nakil, nakillerde alınacak tedbirler, avukat ve noterle görüşme hakkı, kültür ve sanat etkinliklerine katılma, ifade özgürlüğü, kütüphaneden yararlanma, süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı, telefonla haberleşme hakkı, radyo, televizyon yayınları ile internet olanaklarından yararlanma hakkı, mektup, faks ve telgrafları alma ve gönderme hakkı, bu Kanunda sayılan günlerde dışarıdan gönderilen hediyeyi kabul etme hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, muayene ve tedavi istekleri, hükümlülerin beslenmesi, iyileştirme programlarının belirlenmesi, hükümlülerin sayısı ve uygulanacak güvenlik tedbirleri, eğitim programları, öğretimden yararlanma, muayene ve tedavileri, sağlık denetimi, hastaneye sevk, infazı engelleyecek hastalık hâli, kendilerine verilen yiyecek ve içecekleri reddetmeleri, ziyaret, yabancı hükümlüleri ziyaret, ziyaret ve görüşlerde uygulanacak esaslar, beden eğitimi, kütüphane ve kurslardan yararlanma konularında 9, 16, 21, 22, 26 ilâ 28, 34 ilâ 53, 55 ilâ 62, 65 ilâ 76 ve 78 ila 88 inci maddelerinde düzenlenmiş hükümlerin tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilir.
......"
10. 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesi şöyledir:
"Bu Kanunun amacı, infaz hâkimliklerinin kuruluş, görev, çalışma esas ve usullerini düzenlemektir.
(Değişik ikinci fıkra:14/4/2020-7242/1 md.) Bu Kanun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemlere veya bunlarla ilgili faaliyetlere ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara yönelik şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin hâkim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsar."
11. “İnfaz Hâkimliklerinin Görevleri” başlıklı 4. maddesi şöyledir:
“ İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır:
1. Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
3. Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
4. Ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek.
5. (Ek:14/4/2020-7242/4 md.) Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikâyetleri incelemek.
6. (Ek:14/4/2020-7242/4 md.) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin mahsup, ceza zamanaşımı ve hükümlünün ölümü hâllerinde verilecek kararlar da dahil olmak üzere hâkim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak ve işleri yapmak.
7. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır.”
12. “İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü” başlıklı 5. maddesinde, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararların kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu karar, işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren on beş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği hükmüne ve “İnfaz Hâkimliğince Şikâyet Üzerine Verilen Kararlar” başlıklı 6. maddesinin üçüncü fıkrasında, “İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir” hükmüne ve son fıkrasında “İtiraz, infaz hakimliğinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
13. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 29/11/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun"un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
14. 2247 sayılı Kanun"un 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir.” hükmüne göre, idari yargı yerinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adliye mahkemesince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.
15. 2247 sayılı Kanun"un 19. maddesindeki “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.
16. Kanun koyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağını tanımıştır.
17. Olayda, adli yargı yerince, görevsizlik kararı verilerek işten el çekilmiş olmakla birlikte, bununla yetinilmemiş ayrıca görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının re’sen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verilmiştir.
18. Bu haliyle, her ne kadar 2247 sayılı Kanun"da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, Asliye Hukuk Mahkemesince re’sen yapılan başvurunun 2247 sayılı Kanun"un 19. maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek dava ekonomisine gerek Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş amacına uygun olacağından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
19. Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:
20. Dava, Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan davacının eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek uğradığı manevi zararın giderilmesi istemiyle açılmıştır.
21. Dosyanın incelenmesinden, dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden, davacının öğrencisi olduğu Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinden tutuklu bulunduğu cezaevine gönderilen yazıda, hükümlü ve tutukluların da resmi sitedeki e-kampüsten faydalanmalarını ve gerekirse söz konusu kitap çıktılarını resmi siteden almalarını, onun dışında kitap gönderiminin yapılmayacağı hususunun belirtilmiş olduğu, davacının bu yazıya istinaden idare ve gözlem kuruluna gereğinin yapılması için başvuruda bulunduğu, ancak talebine cevap alamadığı ve bu husustaki mağduriyetinin giderilmesi istemiyle infaz hakimliğine başvurduğu, Kırıkkale İnfaz Hakimliğinin 09/04/2019 tarihli ve E.2019/412, K.2019/611 sayılı kararı ile, başvurusunun, ders çalışmak için bilgisayar sınıfında yoğunluk yaşanmaması adına verildiği ve kararda usul ve kanuna aykırı bir durum olmadığı belirtilerek reddine karar verilmesi üzerine, karara yapılan itirazın, Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli ve D.İş No. 2019/508 sayılı kararı ile, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 67. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı olduğu gerekçesiyle kabulüne karar verildiği, bu karardan sonra tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
22. Olayda, davacı iddiasının, yukarıda hükümlerine yer verilen 4675 sayılı Kanun’un 4. maddesinde yer alan “...varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek...." hususuna ilişkin olup,bu şikayetleri incelemenin ve karara bağlamanın İnfaz Hâkimliği’nin görevinde olduğu düzenlemesine istinaden, bu konulardaki şikayetlere bakmakla adli yargı yerinin görevli olduğu belirlenmiş olup,aynı şikayetten kaynaklanan tazminat istemli davalara da adli yargı yerinde bakılacağı, ancak Mahkememizin adli yargı içerisinde hangi yargı merciinin bu davalara bakmakla görevli olduğu hususunda karar verme yetkisi bulunmadığı gözetildiğinde, bu belirlemenin ilgili yargı kolunun kendi içerisinde yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
23. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak,2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi kapsamında yapıldığı kabul edilen başvurunun reddi ile ayrıca Keskin Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/01/2021 tarihli ve E.2020/123, K.2021/25 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi kapsamında yapıldığı kabul edilen BAŞVURUNUN REDDİ ile, Keskin Asliye Hukuk Mahkemesinin27/01/2021 tarihli ve E.2020/123, K.2021/25 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
29/11/2021 tarihinde, Üye Nilgün TAŞ’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Vekili Muammer TOPAL |
Üye Birol SONER |
Üye Nilgün TAŞ |
Üye Doğan AĞIRMAN |
|
Üye Aydemir TUNÇ |
Üye Nurdane TOPUZ |
Üye Ahmet ARSLAN |
KARŞI OY
Dosya kapsamına göre, davacının tazminat talebinin dayanağı tutukluluğu sırasında ceza infaz kurumunda ailesiyle görüşmesinin düzenlenmesine ilişkin idari işlem olup; yargısal nitelik taşımayan ve CMK"nın 141. maddesinde düzenlenen suçun soruşturması veya kovuşturması sırasında "hakim ve Cumhuriyet Savcılarının verdiği (telefon dinleme, mallara el koyma vb. gibi) kararlar ve işlemlere ilişkin" değildir. Bu haliyle, yargısal nitelik taşımayan, suçun kovuşturması ve soruşturması ile ilgili olmayan, ceza evindeki tutuklunun ailesiyle görüşmesinin düzenlenmesine ilişkin olan idari eylem ve işlem nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde İYUK"nun 2/b maddesi uyarınca idari yargının görevli olduğunu düşündüğümden sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 29/11/2021
Üye
Nilgün TAŞ