Esas No: 2021/4313
Karar No: 2022/4353
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4313 Esas 2022/4353 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/4313 E. , 2022/4353 K.Özet:
Davacı ve davalının arasındaki alacak davasında mahkeme, sözleşmedeki gecikme cezasının ifaya ekli ceza niteliğinde olduğunu ve fesih edilemeyen 10 günlük cezalı süre için gecikme cezası hesaplanabileceğine karar vermiştir. Ancak, davada talep edilen fesih kesin hakediş alacağı tahsilinin bekletici mesele olgusu gereği Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/605 esas sayılı dava sonucunun beklenmesine karar verilmiştir. Kararda HMK'nın 165/1 maddesi de açıklanmıştır.
Kanun Maddeleri:
HMK 165/1: Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tesbitine kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hüküm davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 26.09.2022 tarihinde davacı vekili Avukat ... gelmiş, tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İl Özel İdaresi tarafından yapılan ihale sonucu davalı ile 300 Öğrencilik Pansiyon Binası Yapımı İşine ilişkin 06.02.2014 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, iş süresinin yer tesliminden itibaren 320 gün olduğunu, 03.03.2014 tarihinde yer teslimi yapıldığını, yapı ruhsatının geç düzenlenmesi nedeniyle 74 gün ek süre verildiğini, böylece teslim tarihinin 31.03.2015 günü olduğunu, davalının iş programının gerisinde kaldığını, 24.04.2015 tarihli ihtarnameyle işin hızlandırılmasının ihtar edildiğini, İl Müdürlüğünün 26.06.2015 tarihli yazıyla herhangi bir faaliyet bulunmadığını tespitle sözleşmenin feshedilmesinin uygun olacağını bildirdiğini, keşide edilen 06.07.2015 tarihli ve 22933 yevmiye numaralı ihtarnameyle gecikme cezası uygulanacağı ve işin 10 gün içerisinde tamamlanmasının, aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, davalının cevabi ihtarnamesinde işe devam ettiğini bildirdiğini, 11.08.2015 tarihinde yeterli ilerleme sağlanmadığının tespit edildiğini, 23.10.2015 tarih ve 33009 yevmiye numaralı ihtarnameyle tekrar 10 gün süre verildiğini, aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, davalının gecikmenin hakedişin ödenmemesinden kaynaklandığını belirttiğini, takiben Valilik oluru ile sözleşmenin 11.11.2015 tarih ve 13911 yevmiye numaralı ihtarnameyle feshedildiğini, İl Müdürlüğü tarafından fesih hakedişi düzenlendiğini, yüklenicinin hakedişlerin bir örneğini aldığı halde itirazda bulunmadığını, sözleşmenin eki olan Yapı İşleri Genel Şartnamesi 47/18 madde gereğince yüklenicinin itiraz hakkı bulunmadığını öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 120.730,37 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Eskişehir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/261 esas sayılı davasında kesin hakedişin tespitini dava ettiğini, sözleşmenin İl Özel İdaresi ile imzalandığı, bilahare İl Özel İdaresi'nin kaldırıldığını, bu süreçte hakedişlerin ödenmediğini, 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/68 D.iş sayılı dosyasında iş yüzdesinin belirlenemediğini, davacının nasıl tespit ettiğinin belirli olmadığını, müvekkiline göre işin %15 eksik hesaplandığını, keşif yapılarak iş yüzdesinin tespiti gerektiğini, sözleşme gereğince ancak 10 gün ceza uygulanabilecekken 225 gün ceza uygulanmasının haksız olduğunu savunarak davanın reddi savunmuştur.
Mahkemece, davacı idarenin hesaplamalarının sözleşmeye ve mevzuata uygun olmadığı, idarenin davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi; davalı yüklenici tarafından açılan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/605 esas sayılı davasında kesin hesabın çıkartılması talep edildiğinden incelemenin davacının dayandığı idare tarafından düzenlenmiş olan 9 numaralı fesih kesin hakedişi ile sınırlı olarak yapıldığı ve kesin hesabın 2016/605 esas sayılı davada çıkartılacağının gözetildiği belirtilerek hakedişte yüklenicinin gecikme cezasının 225 gün için 185.863,50 TL olarak hesaplandığını, fakat söz konusu gecikme cezasının ifaya ekli ceza niteliğinde olduğunu, kural olarak fesih halinde talep edilememekle birlikte Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince fesih edilemeyen 10 günlük cezalı süre için gecikme cezası hesaplanabileceğinden -mahkemece fesih kesin hesabının çıkartılmasına ilişkin alınan bilirkişi raporları ve mahkeme gerekçesindeki kesin hesaba ilişkin kabuller kesinleştirilmeksizin- davadaki talep ve dayanak itibariyle mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğunu belirterek istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tesbitine kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir (HMK 165/1 md.). Bekletici mesele olgusu yargı kararları arasında çelişkili durumların önlenmesi amacına yönelik bir düzenlemedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava fesih kesin hakediş alacağının tahsili istemiyle açılmış, mahkemece yapılan yargılamaya alınan bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak, yüklenici tarafından Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/605 esas sayılı davasında kesin hesabın çıkartılması talepli davanın açıldığı anlaşıldığından ve bu yargılama sonucunda fesih kesin hesap alacağı olup olmadığı belirleneceğinden bu davanın sonucu HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici ön mesele sayılıp beklenerek dava sonuçlandırılmalıdır.
Açıklanan nedenlerle hatalı değerlendirme ile Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/605 esas sayılı davasında verilecek sonuç beklenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 26.09.022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.