“2313 sayılı Yasanın 27. maddesinin göndermesi ile 4926 sayılı Yasanın 30/2 ve geçici 1. maddeleri amir hükmü uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapmak suçu ile izinsiz hint keneviri ekmek suçlarına ait davaların birlikte görülemeyeceği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince 20.06.2007 gün ve 156-214 sayı ile; izinsiz hint keneviri yetiştirme suçundan açılan davanın tefrikine, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan ise 5237 sayılı TCY’nın 188/3 ve 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis ve 3.320 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bu hükmün sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 08.07.2009 gün ve 1030-13574 sayı ile;
“1- Ele geçirilen net esrar miktarının 2295,84 gramdan ibaret olduğu gözetilmeden ve temel cezanın alt sınırın üzerinde tayin edilmesinin somut nedenleri dayanakları ile birlikte açıklanmadan ‘suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, eylemin ağırlığında gözetilerek’ biçimindeki soyut gerekçeye yer verilerek TCK’nın 3/1 ve 61. maddelerinde öngörülen fiilin ağırlığı ve diğer ölçütlerle orantısız şekilde temel hapis cezasının 8 yıl olarak belirlenmesi
2- Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının 5083 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması” gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
07.10.2009 tarihli oturumda Özel Daire bozma ilamına uyma kararı veren Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince 07.10.2009 gün ve 330-285 sayı ile; sanığın 5237 sayılı TCY’nın 188/3 ve 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis ve 3.320 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C. Başsavcılığının 27.02.2012 gün ve 79195 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak 8 yıl olarak belirlenmesinin isabetli olup olmadığına ilişkin ise de; öncelikle bozmaya uyan yerel mahkemenin sonradan bu kararından dönerek önceki hüküm gibi karar vermesinin olanaklı olup olmadığı belirlenmelidir.
İncelenen dosyada;
Özel Dairece hükmün bozulması sonrasında 07.10.2009 günü yapılan ilk oturumda yerel mahkemece oybirliği ile bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, aynı oturumda bozmanın gereği yerine getirilmeyerek önceki hüküm gibi karar verildiği görülmektedir.
Ceza Genel Kurulu’nun 17.04.2007 gün ve 325-100 sayılı kararı ile yerleşik uygulamasına göre, uyma kararı, ara kararı niteliğinde olmayıp, davanın esasını çözümleyen kararlardandır. Bozmaya uymakla, yerel mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yapıp karar verme ödevi doğmaktadır. Sonradan bu kararın bir kısmından veya tamamından açıkça ya da örtülü olarak geri dönülerek ilk hükmün aynen veya yeniden kurulması, uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle bozmaya uyan yerel mahkemenin dönülemez nitelikteki bu karardan sonradan dönerek, önceki hükmünde direnmesi isabetsizdir.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 330-285 sayılı hükmünün BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.04.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.