Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/8-5 Esas 2012/172 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/8-5
Karar No: 2012/172

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/8-5 Esas 2012/172 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2012/8-5 E.  ,  2012/172 K.
  • ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA KANUNA AYKIRILIK
  • CEZANIN ERTELENMESİ
  • KASTEN YARALAMA
  • MALA ZARAR VERME
  • TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 51
  • TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 59
  • TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 456
  • TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 457
  • CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) (647) Madde 4
  • ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA KANUN (6136) Madde 13
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 50
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 51
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 58
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 231

"İçtihat Metni"

6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan sanık Yalçın’ın anılan Yasanın 13/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 450 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 15.11.2007 gün ve 930-1029 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 17.11.2011 gün ve 16695-12871 sayı ile;

                “Kasıtlı bir suçtan mahkûmiyeti bulunması nedeniyle CMK’nın 231. maddesinin uygulanması olanağı bulunmayan sanık hakkında; yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sanık müdafiinin bir gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak:

                Sanığın yargılama süresinde gösterdiği pişmanlık irdelenmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi”   isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.            

                Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 03.11.2012 gün ve 44948 sayı ile;

                “Yüksek Daire ile Cumhuriyet Başsavcılığımız arasındaki itilaf yerel mahkemece hükmolunan 1 yıl hapis ve 450 YTL. adli para cezasının ertelenme koşullarına ve gerekçesine ilişkindir.

                TCK"nın ertelemeyi düzenleyen 51. maddesi

                a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması,

                b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemece bir kanaatin oluşması şartlarını aramıştır.

                Sanığın dosyaya ekli sabıka kaydında 3 ayı aşan hapis cezasını içeren mahkûmiyetinin bulunmadığı görülmüşse de; UYAP üzerinden indirilen sabıka kaydında Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesine ait 02.03.2007 gün ve 2004/298 ve 2007/209 sayılı 12 ay hapis cezasını içeren mahkûmiyet kararının bulunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla yerel mahkemece hükmolunan mahkûmiyet kararının ertelenmesi mümkün değildir. Ayrıca mahkeme hükmolunan cezasının ertelenmemesine karar verirken sanığın ileride bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde kanaat hasıl olmadığı gerekçesini göstermiştir. Bu gerekçe mahkemenin sanıkla ilgili gözleminin olumsuz olduğunu göstermekte ve ertelememe gerekçesi olarakta yeterlidir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken yerel mahkemece gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğine göre;

Yerel mahkemenin erteleme hükümlerini uygulamama gerekçesinin, “sanığın ileride bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde kanaat hasıl olmadığından TCY’nın 51 ve CYY’nın 231. maddelerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” şeklinde olduğu,

Sanığın adli sicil kaydında kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından verilmiş erteli para cezalarına ilişkin mahkumiyetlerinin bulunduğu, 22.07.2002 tarihinde işlemiş olduğu kasten yaralama suçundan 765 sayılı TCY’nın 456/1, 457/1, 51/1, 59 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 1.090.350.000 Lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesince 21.12.2004 gün ve 304-1582 sayı ile verilen kararın 01.03.2005 tarihinde kesinleşip, 27.05.2005 tarihinde infaz edildiği, inceleme konusu suçun 11.05.2007 tarihinde işlendiği, mahkemece anılan ilam tekerrüre esas kabul edilerek 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesi uyarınca sanığa verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği,

                Bozma kararı sonrası Yargıtay C.Başsavcılığınca alınan güncel adli sicil kaydında yer alan ve sanığın inceleme konusu suçu işlediği tarihten sonra kesinleşen 3 aydan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza içeren ilamlarının bulunduğu, itiraznameye konu edilen ilamın ise Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesince 02.03.2007 gün ve 298-209 sayı ile verilen ve sanığın 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin mahkumiyetin, inceleme konusu suçun işlendiği 11.05.2007 tarihinden sonra 11.09.2007 tarihinde kesinleştiği,

Anlaşılmaktadır:

5237 sayılı TCY’nın “Hapis cezasının ertelenmesi” başlıklı 51. maddesi;

“İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir, bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır, ancak erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;

a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,

b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir...”  şeklinde düzenlenmiştir.

5237 sayılı TCY"nın 51. maddesinde iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilenlerin cezasının ertelenebileceği, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmemiş olanlar bakımından bu sürenin üst sınırının üç yıl olduğu belirtilmiş, ancak erteleme kararının verilebilmesi,

 1- Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak,

2-Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,

Koşullarına bağlanmıştır.

Bu koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmekle birlikte, daha önceden kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûmiyet, hapis cezasının ertelenmesine yasal engel oluşturmaktadır. Bu durumda ayrıca kişinin suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması şartının değerlendirilmesine gerek olmayacaktır. Birinci koşulun gerçekleştiği hallerde ise, cezanın ertelenmesine karar verilebilmesi için kişinin suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekmektedir. Anılan Yasa maddesi uyarınca, yalnızca hapis cezalarının ertelenmesi olanaklı olup, hapis cezasından çevrilen veya doğrudan verilen adli para cezaların ertelenmesi olanağı ise bulunmamaktadır.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 07.06.1976 gün ve 4/3 sayılı kararı ile bu karara uyum gösteren Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere, “erteleme” cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören yargısal bir kişiselleştirme kurumudur. Cezanın ertelenmesine veya ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken mahkemece gerekçe gösterilmeli ve bu gerekçe sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Gerekçenin bu niteliği keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek özelliklerini de taşımaktadır.

Zira yasal, yeterli ve geçerli bulunmayan bir gerekçeye dayanılarak erteleme isteminin reddine karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine de aykırı olup, uygulamada keyfiliğe yol açabilir. Cezanın ertelenip ertelenmeyeceğine ilişkin takdir,  mutlaka olayla ve dosya içeriği ile uyumlu olmalı,  yargıç soyut kanılara değil somut nedenlere dayanmalı, sanığın yargılama sürecindeki davranışları göz önünde bulundurularak, gelecekteki yaşamı sezilmeli, tekrar suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaati buna göre belirlenmelidir.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Yargılama sürecinde pişmanlığını gösteren ifadesi  veya davranışı dosyaya yansımayan, yasal olarak ertelemeye engel oluşturmamakla birlikte sabıka kaydında birden fazla geçmiş mahkumiyeti bulunan, bu mahkumiyetlerden kasten yaralama suçundan verilen erteli para cezasına ilişkin ilam esas alınarak yerel mahkemece mükerrir sayılan sanık hakkında, kendisini yargılama aşamasında bizzat gözlemleyen yerel mahkemece, hapis cezasının ertelenmemesine ilişkin olarak gösterilen “sanığın ileride bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat hasıl olmaması” şeklindeki gerekçenin denetime elverişli, yasal ve yeterli olduğunun kabulü gerekmektedir.

Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 17.11.2011 gün ve 16695-12871 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,

3-  Usul ve yasaya uygun olan Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.11.2007 gün ve 930-1029 sayılı hükmünün ONANMASINA,

                               4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.04.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle ile karar verildi.

Hemen Ara