Esas No: 2012/10-117
Karar No: 2012/171
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/10-117 Esas 2012/171 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
İtirazname : 2010/302187
Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
Mahkemesi : İSTANBUL 10. Ağır Ceza
Günü : 14.10.2008
Sayısı : 449-245
Uyuşturucu madde ticareti ile örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından sanıklar B. B.., E. Ç.., B. K.., K.S..ve A.K..’nın örgüt kurma ve örgüte üye olma suçundan beraatlerine, uyuşturucu madde ticareti suçundan 5237 sayılı TCY’nın 188/3-4, 62, 52, 53. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis ve 7.500 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmalarına ilişkin, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.10.2008 gün ve 449-245 sayılı hükmün o yer Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, o yer Cumhuriyet savcısının dilekçesini dikkate almadan uyuşturucu madde ticareti suçu açısından dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 13.04.2010 gün ve 8991-8735 sayı ile;
“Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıklar hakkında hükmolunan adli para cezalarının; 5083 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince bozulmasına; ancak, bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; YTL olarak hükmolunan adli para cezalarının TL’ye dönüştürülmesi suretiyle, hükümlerin düzeltilerek onanmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığınca 29.12.2010 gün ve 302187 sayı ile;
“…sanık S. G.."ın savunmasının aksine, atılı suçu işlediğine ilişkin, hukuka aykırı olarak dinlenen ve suçla ilgisi de açık biçimde anlaşılmayan telefon konuşmaları dışında, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığından, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 19.04.2011 gün ve 19-60 sayı ile;
“…Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire düzelterek onama kararının sanık S. G..’a ilişkin olarak kaldırılmasına, yerel Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesi yönünden de temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine” karar verilmiştir.
Ceza Genel Kurulu kararı üzerine Yargıtay 10.Ceza Dairesince 28.12.2011gün ve 15915-59203 sayı ile;
“a) İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda, 14.10.2008 tarihinde 2007/449 esas ve 2008/245 sayı ile tüm sanıklar hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçlarından beraat; tüm sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet kararı verildiği,
b) Beraat hükümlerinin Cumhuriyet savcısı tarafından; mahkûmiyet hükümlerinin ise Cumhuriyet savcısı ile sanıkların müdafileri ve sanık Süleyman tarafından temyiz edildiği,
c) Dairemizce 13.04.2010 tarihinde 2009/8991 esas ve 2010/8735 karar sayı ile tüm sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen hükümlerin düzeltilerek onandığı; ancak yerel Cumhuriyet savcısının temyiz etmiş olmasına rağmen, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçlarından verilen beraat hükümlerinin incelenmediği,
d) Sanık S.. müdafiinin talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, sadece sanık Süleyman hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan dolayı Dairemiz’in kararına itiraz edildiği; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca 19.04.2011 tarihinde 2011/19-60 sayı ile, yerel Cumhuriyet savcısının temyizi dikkate alınmadan incelenmesi nedeniyle, Dairemizin düzeltilerek onanma kararının sanık S.. yönünden kaldırılmasına ve temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verildiği,
e) Diğer sanıklar A.., B.., B.., E.. ve K.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlerin de sanıkların müdafileri ile birlikte yerel Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmiş olmasına rağmen, Dairemizce yerel Cumhuriyet savcısının temyizi incelenmeden hükümlerin düzeltilerek onandığı; başka bir ifadeyle bu suç yönünden adı geçen sanıklarla sanık S..’ın durumunun aynı olduğu
Anlaşıldığından; sanıklar A.., B.., B.., E.. ve K.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlerin düzeltilerek onanmasına ilişkin Dairemizin 13.04.2010 tarihli 2009/8991 esas ve 2010/8735 karar sayılı kararına karşı itiraz yoluna gidilip gidilmeyeceğinin ve gidilecekse gereğinin takdiri için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine” karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 17.01.2012 gün ve 302187 sayı ile;
“Sanıklar E.Ç.., A. K.., B.K.., B.B..ve K. S..hakkındaki yerel mahkeme hükmünün sanıklar müdafileri dışında o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından da 17.10.2008 tarihli dilekçeyle temyiz edildiği, temyiz dilekçesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerektiği görüşünün yanında, uyuşturucu madde ticareti suçundan, sanıkların örgütsel yapı içerisindeki konum ve durumları dikkate alınmadan ve kişiselleştirme yapılmadan tüm sanıklara teşdiden aynı cezaya hükmolunmasının isabetsiz olduğu ve kararın bozulması gerektiği görüşünün de ileri sürüldüğü, böylece o yer Cumhuriyet savcısı tarafından, sanıklar hakkında hem uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan verilen mahkûmiyet kararlarının hem de suç işlemek için örgüt kurma ve üye olma suçlarından verilen hükümlerin temyiz edildiği, Yargıtay 10. Ceza Dairesi tarafından ise Cumhuriyet Savcısının temyizi dikkate alınmadan sanıklar müdafilerinin temyizi ile sınırlı olarak temyiz incelemesi yapılmıştır. Sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından yerel mahkeme tarafından verilen beraat hükümlerinin o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından aleyhe temyiz edilmiş olması ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.05.2009 tarihli tebliğnamesinde bu hususta görüş bulunduğu anlaşılmıştır” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire kararının sanıklar E. Ç.., A. K.., B.K.., B. B.. ve K.S.. yönünden de kaldırılmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanıklar B. B.., E. Ç.., B. K.., K. S.. ve A. K.. hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmaktadır.
Sanıklar B. B.., E. Ç.., B. K.., K. S.. ve A.K..’nın yerel mahkeme tarafından 5237 sayılı TCY’nın 188/3-4, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis ve 7.500 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilen somut olayda Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, bu suçtan verilen mahkûmiyet hükmünün yerel Cumhuriyet savcısı tarafından da temyiz edilip edilmediğinin ve bu temyizin Özel Daire tarafından yapılan inceleme sırasında değerlendirilip değerlendirilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Yerel mahkeme hükmünün sanıklar müdafileri dışında o yer Cumhuriyet savcısı tarafından da 17.10.2008 tarihli dilekçeyle temyiz edildiği, temyiz dilekçesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından mahkûmiyet hükmü kurulması gerektiği görüşünün yanında; “uyuşturucu madde ticareti suçundan sanıkların suçun işlenmesindeki konumları dikkate alınmadan ve kişiselleştirme yapılmadan tüm sanıklara teşdiden aynı cezanın verilmesinin isabetsiz olduğu, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından ise beraat eden sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerektiği” görüşünün de dile getirildiği, böylece yerel Cumhuriyet savcısınca sanıklar B. B.., E. Ç.., B. K.., K.S.. ve A.K.. ile diğer sanık S. G.. hakkında hem uyuşturucu madde ticareti hem de suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından verilen hükümlerin temyiz edildiği, Özel Daire tarafından ise Cumhuriyet savcısının temyizi dikkate alınmadan sanıklar müdafilerinin temyiziyle sınırlı olarak temyiz incelemesi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Sanıklar B. B.., E.Ç.., B. K.., K. S.. ve A.K.. ile diğer sanık S. G.. hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından yerel mahkeme tarafından verilen beraat hükümlerinin, o yer Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhe temyiz edilmiş olması nedeniyle Özel Dairece her zaman incelenebilmesi ve bu konuda karar verebilmesi olanaklıdır.
Sanık S. G.. ile ilgili olarak daha önce Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı üzerine hakkındaki Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verildiğinden bu kez itiraza konu edilen sanıklar B. B.., E.Ç.., B. K.., K. S..ve A.K..hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne ilişkin olarak yerel Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinin de göz önüne alınarak temyiz incelemesi yapılabilmesi için Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire düzelterek onama kararının sanıklar B. B., E.Ç.., B. K.., K.S..ve A. K..’ya ilişkin olarak kaldırılmasına, yerel Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesi yönünden de temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 13.04.2010 gün ve 8991-8735 sayılı düzelterek onama kararının sanıklar B.B.., E. Ç.., B. K.., K.S.. ve A. K..’ya ilişkin olarak KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, yerel Cumhuriyet savcısının dilekçesi de gözönüne alınarak temyiz incelemesi yapılması için Özel Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.04.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.