Esas No: 2011/1-359
Karar No: 2012/158
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/1-359 Esas 2012/158 Karar Sayılı İlamı
- ZAMANAŞIMI
- DÜŞME
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 59
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 102
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 104
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 188
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 191
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 456
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 457
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 482
- CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 223
"İçtihat Metni"
Sanık Temel hakkında kasten öldürme suçuna teşebbüs, tehdit, eşe karşı kötü muamele, kavgada silah çekme, sövme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, kasten öldürme suçuna teşebbüs olarak nitelendirilen eylemin silahla tehdit olarak kabulü ile 765 sayılı TCY"nın 191/2 ve 59. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis, eşe karşı kötü muamele olarak nitelendirilen eylemin silahla kasten yaralama olarak kabulü ile 765 sayılı TCY"nın 456/4, 457/1 ve 59. maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün hapis, sövme suçundan 765 sayılı TCY"nın 482/2 ve 59. maddeleri uyarınca 25 gün hapis ve 375 lira adli para, şartlı tehdit suçundan 765 sayılı TCY"nın 188/1 ve 59. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis ve 375 lira adli para cezaları ile cezalandırılmasına, konut dokunulmazlığının ihlali ve kavgada silah çekme suçlarından ise beraatına ilişkin, Bartın Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.09.2005 gün ve 56-112 sayılı hükmün, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 19.09.2011 gün ve 5543-5285 sayı ile;
“...1- Sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma ve kavgada bıçak çekmek suçlarından kurulan hükümler yönünden;
Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, müdahil vekilinin sübuta yöneltilen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi onanmasına,
2- Sanık hakkında kasten eşini yaralama, hakaret, tehdit suçları ile ilgili olarak;
Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231 maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 20.10.2011 gün ve 241576 sayı ile;
“....TCK"nın 104/1. maddesinde belirtildiği gibi 15.09.2005 tarihli mahkumiyet hükmü zamanaşımı süresini kesmekte olup, zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başlayacağı muhakkaktır.
Yine sanığın sorgusunun 24.05.2005 tarihli celsede alındığı ve beraat hükmü açısından zamanaşımını kesen veya durduran bir sebebin de inceleme tarihine kadar bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu bilgiler çerçevesinde sanığın beraate yönelik eylem açısından savunmasının alındığı 24.05.2005 tarihinden inceleme tarihi olan 19.09.2011 tarihine kadar asli zamanaşımı süresinin dolduğu, yine mahkumiyete konu eylemler açısından ise, mahkumiyet hükmünün kurulduğu 15.09.2005 tarihinden inceleme tarihi olan 19.09.2011 tarihine tadar asli zamanaşımı süresinin dolduğu, zamanaşımını kesen veya durduran bir sebebe de rastlanılmadığı anlaşılmakla sanık hakkında 765 sayılı TCK"nun 102/4. maddesi uyarınca zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırma kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması, gerekmektedir" görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire onama ve bozma kararlarının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında beraat ve mahkumiyet kararı verilen suçlar ile ilgili olarak dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve dava zamanaşımı yönünden lehe hükümler içeren 765 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 102. maddesinde, yasalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, maddenin dördüncü fıkrasında da beş seneden fazla olmamak üzere hapis ya da para cezalarını gerektiren suçlarda bu sürenin beş sene olacağı hüküm altına alınmıştır.
Zamanaşımını kesen bir nedenin bulunması halinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Yasada belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun 23.01.2007 gün ve 254-5 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme ya da Yargıtay, re’sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın cezalandırılmasına karar verilen kasten yaralama suçunun cezası 765 sayılı TCY’nın 456. maddesinin 4. fıkrasında 2 aydan 6 aya kadar hapis ve ağır para, şartlı tehdit suçunun cezası anılan Yasanın 188. maddesinin 4. fıkrasında 6 aydan 1 yıla kadar hapis ve ağır para, sövme suçunun cezası aynı Yasanın 482. maddesinin 2. fıkrasında 15 günden 4 aya kadar hapis ve ağır para, silahla tehdit suçunun cezası anılan Yasanın 191. maddesinin 2. fıkrasında 6 aydan 2 yıla kadar hapis, sanığın beraatına karar verilen konut dokunulmazlığının ihlali suçunun cezası anılan Yasanın 193. maddesinin 1. fıkrasında 1 aydan 6 aya kadar hapis, kavgada silah çekme suçunun cezası ise anılan Yasanın 466. maddesinin 1. cümlesinde 1 aydan 6 aya kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir. Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCY’nın 102/4. maddesi uyarınca incelemeye konu tüm suçların asli zamanaşımı 5 yıldır. Mahkumiyet kararı verilen suçlar yönünden dava zamanaşımını kesen son işlem olan yerel mahkeme karar tarihi 15.09.2005, beraat kararı verilen suçlar yönünden ise dava zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın sorgu tarihi 24.05.2005 olup, belirtilen bu tarihlerden sonra zamanaşımını kesen başkaca bir işlem bulunmadığından, beraat kararı verilen suçlar yönünden sorgunun yapıldığı 24.05.2005 ve mahkumiyet kararı verilen suçlar yönünden ise kararın verildiği 15.09.2005 tarihleri ile Özel Daire incelemesinin yapıldığı 19.09.2011 tarihi arasında asli dava zamanaşımı dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, itirazın kabulü ile Özel Daire onama ve bozma kararlarının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün tüm suçlar yönünden gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CYUY’nın, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesi uyarınca karar verilmesi olanaklı olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 19.09.2011 gün ve 5543–5285 sayılı onama ve bozma kararlarının KALDIRILMASINA,
3- Bartın Ağır Ceza Mahkemesinin 15.09.2005 gün ve 56-112 sayılı hükmünün tüm suçlar yönünden gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CYUY’nın 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesine göre karar verilmesi olanaklı bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.04.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.