Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1743 Esas 2022/4456 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1743
Karar No: 2022/4456
Karar Tarihi: 29.09.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1743 Esas 2022/4456 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Tapu iptali ve tescil davasıyla ilgili olarak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, birleşen dava yönünden herhangi bir karar verilmemiştir. Temyiz eden davacılar ve davalıların adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1 maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesiyle düzenlenmiştir. Kararların gerekçeli olması, adil yargılanma hakkının sağlanması açısından önemlidir ve kanun ile düzenlenmiştir. Kararın açıklanan usule aykırılığı nedeniyle bozulmasına karar verilmiş ve asıl dava ile birleşen dava hakkında ayrı ayrı ve gerekçeli hüküm kurma zorunluluğu bulunduğu belirtilmiştir. Kararda, Anayasanın 141/3. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nin 297 ve 298/2. maddeleriyle açıklayıcı düzenlemeler için yer verilmiştir.
6. Hukuk Dairesi         2022/1743 E.  ,  2022/4456 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm davalı ... tarafından duruşmasız, bir kısım davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -

    Asıl ve birleşen dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece asıl davanın reddine karar verilmiş, birleşen dosya yönünden olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir.
    Mahkemece verilen karar davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1 maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları ile Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruya ilişkin kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasanın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK’da da yer verilmiştir. HMK 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi yani açık ve infazda tereddüt yaratmayacak nitelikte karar verilmesi gereklidir. HMK 298/2. maddede ise gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz hükmü mevcuttur.
    Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; asıl dava hakkında bir karar verilmiş, ancak birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gibi karar başlığında da birleşen dava dosyasının tarafları gösterilmemiştir. Asıl ve birleşen dava birbirinden bağımsız davalar olup, her bir davanın ayrı ayrı değerlendirilmesinin yapılması zorunludur. İki ayrı uyuşmazlığın tek dosya üzerinden çözüme kavuşturulması, bu davaların bağımsız niteliklerinin ortadan kalkmasına neden olmaz. Bu nedenlerle asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı ve gerekçeli hüküm kurma zorunluluğu bulunmaktadır. Mahkemece sadece asıl dava ile ilgili hüküm kurulmuş olup, birleşen dava yönünden bir karar verilmediği anlaşıldığından kararın açıklanan usule aykırılık nedeniyle bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ...'e iadesine,
    karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 29.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara