Esas No: 2015/416
Karar No: 2015/426
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/416 Esas 2015/426 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2015 / 416 KARAR NO : 2015 / 426 KARAR TR : 1.6.2015 |
ÖZET : Davacı şirkette çalışan dava dışı sigortalı S.A.nın geçirdiği iş kazası bildiriminin yasal sürede yapılmadığı gerekçesiyle, 5510 sayılı Kanunun 13. ve 21.maddesi uyarınca davacı işveren için tahakkuk ettirilen toplam borcun iptali istemiyle açılan davanın, aynı Yasanın 101. maddesi uyarınca ADLİ YARGI YERİNDE(İş Mahkemesi) çözümlenmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : A.Alışveriş Merk.Tic.A.Ş.
Vekilleri : Av.C.C., Av.Y.A., Av.M.K.
Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (Konya İl Müdürlüğü)
O L A Y : Sigortalı S.A.nın 27.8.2011 tarihinde geçirdiği iş kazası bildiriminin yasal sürede yapılmadığı gerekçesiyle, 5510 sayılı Kanunun 13.maddesine göre 22.8.2012 tarih 2012/AÖ/089 sayılı Denetmen Raporunda yer alan kusur oranına istinaden aynı Kanunun 21.maddesi uyarınca davacı işverene, 08.04.2014 tarihi itibariyle 1.470,01 TL. asıl, 15/04/2014 tarihi itibariyle de 333,84 TL faiz olmak üzere toplam 1.803,85 TL borç tahakkuk ettirilmiş ve 16.04.2014 tarih 5.770.502//380 sayılı Borç Bildirim Belgesi tebliğ edilmiştir.
Davacı şirket vekili dilekçesinde; 4857 sayılı İş Kanununun 77. maddesine göre; “İşverenler, işyerlerinde meydana gelen iş kazasını ve tespit edilecek meslek hastalığını en geç iki iş günü içinde yazı ile ilgili bölge müdürlüğüne bildirmek zorundadır.” hükmüne yer verildiğini; bildirimde öngörülen iki iş günlük sürenin başlangıç tarihinin ise işveren ve/veya yetkililerince olayı ve olayın iş kazasını öğrenme tarihi olacağını; somut olayda da, müvekkilinin kurumsal bir şirket olduğunu, meydana gelen olayın ilgili birimlere iletilmesi ve olayın iş kazası olduğunun makul sürede tespit edilmesi üzerine durumun derhal Bölge Müdürlüğüne bildirildiğini, gerekli belgelerin temin edilerek (İş kazası ve meslek hastalığı bildirim formu, karakol ifade tutanağı, iş göremezlik belgesi) derhal Kuruma bildirildiğini; idari para cezasına konu edilen iş kazasının 27.08.2011 tarihinde olduğunu ve makul sürede Bölge Müdürlüğü"ne bildirildiği halde gönderilen para cezası belgesinde borcun doğuş tarihinin 08.04.2014 olarak gösterildiğini ve 08.04.2014 ile 15.04.2014 tarihi arasında 333,84 TL. gibi ciddi miktarda faiz işletildiğini ifade ederek; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Konya İl Müdürlüğü tarafından müvekkili şirkete 16.04.2014 tarih 5.770.502//380 sayılı TC Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Borç Bildirim Belgesi ile gönderilen idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
KONYA 2.SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 8.12.2014 gün ve D.İş:2014/113 sayı ile, aynen “(…)
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Muteriz ADESE ALIŞVERİŞ MERKEZİ TİC.A.Ş. vekili Av.Cemil COŞKUN’un, 2.5.2014 havale tarihli dilekçesi ile Serhat ASLAN isimli şahsın 27/08/2011 tarihinde maruz kaldığı iş kazasının ilgili kuruma geç bildirildiği iddiası ile müvekkil şirket hakkında idari yaptırım kararı düzenlendiğini, verilen idari para cezasına ilişkin başvurulacak kanun yolu merciinin belirtilmediği gibi süresinin de yanlış gösterildiği, 5326 sayılı Kabahatler Kanunun aradığı şekil ve şartları taşımadığını, idari para cezasının geçersiz olduğu, cezanın haksız olup kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Muterizin başvuru dilekçesi Sosyal Güvenlik Kurumu Konya İl Müdürlüğüne tebliğ edilmiş olup, ilgili kurum tarafından idari yaptırım kararına esas olan tüm evrak ve belgelerin onaylı birer sureti Hakimliğimize gönderilmiş, muterizin itirazının reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Tüm dosya içeriği birlikte incelendiğinde,
SGK Konya İl Müdürlüğü tarafından 27.8.2011 tarihinde Adese Alışveriş Merkezinde işçi olarak çalışan Serhat Aslan’ın iş kazası geçirmesine karşın durumun kuruma geç bildirildiği gerekçesiyle itiraz eden şirket hakkında 1.470,01 TL idari para cezası uygulandığı, ancak uygulanan cezanın borç bildirim belgesi şeklinde tanzim edilip borcun ödenmemesi halinde 5 gün içinde borcun hükmen tahsili için kurumun hukuk servisine gönderileceği ihtarına yer verildiği asıl alacakla birlikte 333,84 TL işlemiş faizine de kararda yer verildiği anlaşılmıştır.
5510 sayılı yasanın 13. maddesinde iş kazasının 4. maddesinin birinci fıkrasının a bendi ile 5. madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve kuruma en geç kazadan üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesiyle doğrudan ya da taahhütlü postaya bildirmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinden, kurumun denetim ve kontrol yetkilendirilen memurları tarafından veya bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir. 5510 sayılı kanunun 102 maddesinde hangi durumlarda idari para cezası verilebileceği öngörülmüş verilen idari para cezalarının tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde kuruma ya da kurumun ilgili hesaplarına yatırılacağı veya aynı süre içinde kuruma itiraz edileceği, kurumca itirazı reddedilenlerin kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuzgün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Muteriz hakkında uygulanan cezanın ise 5510 sk 13.maddesi atfıyla aynı kanunun 21.maddesine göre düzenlenmiş olup itiraz merciinin mahkememiz olmadığı açıktır.
Görev kurallarının usul hükmünden olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunluluğu birlikte değerlendirildiğinde; iş kazasını süresinde bildirilmediği gerekçesiyle uygulanan para cezasına dönük itirazı inceleme görevinin hakimliğimize ait olmadığı, bu nedenle hakimliğimizce inceleme yapılamayacağı talebin bir bütün olarak İdare Mahkemesi tarafından incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış ve hakimliğimizin görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM
İtiraz eden hakkında SGK Konya İl Müdürlüğü tarafından tanzim edilen borç bildirim belgesi ile ilgili başvuruyu inceleme görevinin hakimliğimize ait olmayıp idare mahkemesinin görev alanında kaldığı anlaşıldığından Hakimliğimizin görevsizliğine,
İtiraz edenin başvurusunu inceleme görevinin Konya Nöbetçi İdare Mahkemesine ait olması nedeniyle itiraz edenin bu yolda dava açabileceğine,…..” karar vermiş; bu karara yapılan itiraz, Konya 1.Sulh Ceza Hakimliğinin 7.1.2015 gün ve Değ.İş. No:2015/68 sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
KONYA 1.İDARE MAHKEMESİ: 7.4.2015 gün ve E:2015/217 sayı ile aynen; “Davacı … vekili … tarafından; müvekkili şirketten 1.470,01-TL asıl alacak ve 333,84-TL faiz olmak üzere toplam 1.803,85-TL"nin istenilmesine ilişkin Konya Muhasebe Birimince düzenlenen 16.4.2014 tarih ve 5.770.502//380 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Borç Bildirim Belgesinin iptaline karar verilmesi istemiyle … açılan davada işin gereği düşünüldü;
2576 sayılı Bölge idare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun"un "İdare Mahkemelerinin Görevleri" başlıklı 5 inci maddesinde; "1. İdare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki: a) İptal davalarını, b) Tam yargı davalarını, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları, d) Diğer kanunlarla verilen işleri, çözümler.
2. Özel Kanunlarda Danıştayın görevli olduğu belirtilen ve İdari Yargılama Usulü Kanunu ile idare mahkemelerinin görevli kılınmış bulunduğu davaları çözümler." hükümlerine yer verilmiştir.
Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 14 üncü maddesinin 3/a bendinde dava dilekçelerinin "görev" yönünden ilk incelemeye tabi tutulacağı belirtilmiş, 15 inci maddesinin l/a bendinde ise; 14 üncü maddenin 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun "İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu" başlıklı 21. maddesinde; "İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir, işverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
İş kazasının, 13 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir.
Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği belirtilen işlerde, böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı nedeniyle, Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverene ödettirilir.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kimilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücû edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücû edilmez." hükmü yer almış, 101. maddesinde; Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hüküm altına alınmış, 102. maddesinde de; İdarî para cezalarının ilgiliye tebliğ ile tahakkuk edeceği, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılacağı veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebileceği, itirazın takibi durduracağı, kurumca itirazı reddedilenlerin, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabileceği, bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşeceği belirtilmiştir.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve işleyişi Hakkında Kanun"un 19. maddesinde ise; "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.
(Değişik fıkra: 21/01/1982 - 2592/6 md.;Değişik fıkra: 23/07/2008-5791 S.K./9.mad) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararma ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyalan Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir." hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının ve Konya 2. Sulh Ceza Hakimliği"nin D. İş:2014/113 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden; davacı şirkete ait işyerinde 27.08.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle davalı idarece karşılanan giderlerin olayda davacı şirketin kusurlu olduğu kabul edilerek Konya Muhasebe Birimince düzenlenen 16.04.2014 tarih ve 5.770.502//380 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Borç Bildirim Belgesi 1.470,01-TL asıl alacak ve 333,84-TL faiz olmak üzere toplam 1.803,85-TL"sinin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca davacı şirketten istenilmesi üzerine anılan işleme karşı Konya 2. Sulh Ceza Hakimliği"nde açılan davada 08.12.2014 tarih ve D. İş:2014/113 sayılı karar ile davanın konusu idari para cezası olarak kabul edilerek 5510 sayılı Kanun"un 102. maddesi uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının görevinde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği, anılan karara karşı yapılan itirazın da Konya 1. Sulh Ceza Hakimliği"nin 7.1.2015 tarih ve D. İş:2015/68 sayılı kararı ile reddedilerek kararın kesinleşmesi üzerine davacı vekilince 09.03.2015 tarihinde bakılmakta olan davanın Mahkememizde açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda; Konya 2. Sulh Ceza Hakimliği"nde açılan davada 08.12.2014 tarih ve D. İş:2014/113 sayılı karar ile davanın konusu idari para cezası olarak kabul edilerek 5510 sayılı Kanun"un 102. maddesi uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının görevinde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ise de, davanın konusunun davacı şirkete ait işyerinde 27.08.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle davalı idarece karşılanan giderlerin olayda davacı şirketin kusurlu olduğu kabul edilerek Konya Muhasebe Birimince düzenlenen 16.04.2014 tarih ve 5.770.502//380 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Borç Bildirim Belgesi 1.470,01-TL asıl alacak ve 333,84-TL faiz olmak üzere toplam 1.803,85-TL"sinin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca davacı şirketten istenilmesine ilişkin olduğu, idari para cezası olmadığı, bu nedenle işbu davanın 5510 sayılı Kanun"un 101. maddesi uyarınca görüm ve çözümünde adli yargı yerinin (İş Mahkemelerinin) görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurulmasına, dava dosyasının ve Konya 2. Sulh Ceza Hakimliği"nin D. İş:2014/113 sayılı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi"nin karar vermesine değin ertelenmesine…” karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 1.6.2015 günlü toplantısında;
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacı şirkette çalışan dava dışı, sigortalı S.A.nın geçirdiği iş kazası bildiriminin yasal sürede yapılmadığı gerekçesiyle, 5510 sayılı Kanunun 13. ve 21.maddesi uyarınca davacı işveren için tahakkuk ettirilen toplam 1.803,85 TL. borcun/cezanın iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dosyalarının incelenmesinden; davacı Şirkete ait işyerinde sigortalı olarak çalışan S.A.nın 27.8.2011 tarihinde iş kazası geçirdiği, konuya ilişkin olarak Sosyal Güvenlik denetmeni tarafından düzenlenen 22.8.2012 tarih ve AÖ-089 sayılı Raporda; olayın 5510 sayılı Kanunun 13.maddesinin birinci fıkrasının a ve b bendi gereğince iş kazası olarak değerlendirilmesi gerektiği; işyerinin, sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi sonucu kaza olayının meydana geldiği değerlendirilmesine varıldığı ve 5510 sayılı Kanunun 21/1. maddesinin uygulanması gerektiği; yine 21/1. madde değerlendirilmesinden hareketle, işyerinin iş sağlığını koruma ve iş güvenliğine aykırı hareketinin tesbit edildiğinden bahisle 5510 sayılı Kanunun 76. maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı; bunun üzerine davalı Kurum tarafından davacı işverene, 08.04.2014 tarihi itibariyle, 16.04.2014 tarih 5.770.502//380 sayılı Borç Bildirim Belgesi ile, 1.470,01 TL. asıl, 15/04/2014 tarihi itibariyle de 333,84 TL faiz olmak üzere toplam 1.803,85 TL borç tahakkuk ettirildiği, davacı tarafından, tahakkuk ettirilen toplam 1.803,85 TL borcun, -idari para cezası olarak nitelendirilmek suretiyle- iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu işleme dayanak oluşturan mevzuat hükümlerine bakıldığında:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun, “Hizmet Akdiyle veya Kendi Adına ve Hesabına Bağımsız Çalışan Sigortalıların Tabi Olduğu Kısa Vadeli Sigorta Hükümleri” üst başlığından sonra gelen ve “ İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması” başlıklı 13. maddesinde; “İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır. (2)
İş kazasının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,
b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde,
c) (Mülga: 17/4/2008-5754/8 md.)
(Değişik paragraf: 17/4/2008-5754/8 md.) iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 96 ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.
İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” Hükmüne;
“İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlıklı 21.maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
İş kazasının, 13 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir.
Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği belirtilen işlerde, böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı nedeniyle, Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverene ödettirilir.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücû edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücû edilmez.” Hükmüne;
“İşverenin, genel sağlık sigortalısının ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlıklı 76.maddesinin dördüncü fıkrasında; “ İş kazası ile meslek hastalığı, işverenin kastı veya genel sağlık sigortalısının iş sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri işverene tazmin ettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.” Hükmüne;
“Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101.maddesinde “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirkette çalışan sigortalının geçirdiği iş kazasının bildirilmesine ilişkin olarak, işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu kapsamında tahakkuk ettirilen borçtan kaynaklanan uyuşmazlık konusu düzenlemelerin 5510 sayılı Kanunda yer aldığı; davacı şirket ve adli yargı yerince, bu işlemin idari para cezası olarak değerlendirilmesine karşın, tahakkuk ettirilen borcun idari para cezası olmadığı, dolayısıyla, bu Kanundan (5510 sayılı Kanun) doğan uyuşmazlığın, aynı Kanunun 101. maddesi uyarınca adli yargı yerince(İş Mahkemesi) çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Konya 1.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Konya 2.Sulh Ceza Hakimliğinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 1.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Konya 2.Sulh Ceza Hakimliğinin 8.12.2014 gün ve D.İş:2014/113 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.6.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Eyüp Sabri BAYDAR
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Ayhan AKARSU |
Üye Nurdane TOPUZ
Üye Mehmet AKBULUT |