Esas No: 2012/3-133
Karar No: 2012/72
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/3-133 Esas 2012/72 Karar Sayılı İlamı
- KASTEN YARALAMA
- ERTELEME
- LEHE HÜKÜMLERİN UYGULANMASI TALEBİ (ERTELEME TALEBI YÖNNDEN)
- SUÇ TARİHİNDE ALTMIŞBEŞ YAŞINI İKMAL ETMİŞ SANIK(KASTEN YARALAMA - ERTELEME)
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 59
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 456
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 463
- CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) (647) Madde 6
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 51
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 230
"İçtihat Metni"
Sanık Maksut’un, katılan Cihan’ı kasten yaralama suçundan 765 sayılı TCY’nın 456/2. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.06.2001 gün ve 67-512 sayılı hükmün, katılan Cihan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 08.04.2002 gün ve 18417-1996 sayı ile;
“a- Yakınan Cihan hakkında SSK Buca Eğitim Hastanesince düzenlenen 8/1/2001 tarihli raporda "splenik rüptür+splenektomi tanısı ile hastaneye yattığı ve muayenesi yapılıp 24.9.2000 tarihinde taburcu edildiğinin" belirtilmesi karşısında, yakınana ait kesin ve geçici raporlar, hasta gözlem belgeleri, varsa film ve grafiler Adli Tıp Kurumuna gönderilerek (dalak çıkartılması) yapılıp yapılmadığı araştırılıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik soruşturma sonucu hükümlülük kararları verilmesi,
b- Katılan Cihan "ın geçici raporundaki "sol hemitoroksta 8.kot lateral arkta fraktüre hangi sanığın eyleminin yol açtığının anlaşılmaması karşısında sanıklar Nedim, Sıddık ve Maksut hakkında ve katılan Ömer "in ‘sol ön kolda ulna kemiğinde nondeplase izole kırığına’ hangi sanığın eyleminin neden olduğunun anlaşılmamasına göre de sanıklar Nedim, Sıddık ve Mehmet Tevfik haklarında TCY"nın 463. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c- Katılan Sıddık ın ‘bana Ömer vurdu’ biçimindeki yakınması ve bunu doğrulayan İzmir Atatürk Eğitim Hastanesinin 15.09.2000 tarihli raporu, gerekçesi açıklanıp reddolunmadan ‘suç sabit görülmediği’ biçimindeki gerekçeyle sanık Ömer hakkında beraat kararı verilmesi "
d-Katılan sanıklar vekillerinin TCY.nın 51, 59. maddelerinin uygulanmasını istemeleri hakkında bir karar verilmemesi” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan yerel mahkemece; eylemin 765 sayılı TCY’nın 456/3 maddesine uyan suçu oluşturduğundan bahisle verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesince 30.11.2006 gün ve 174-398 sayı ile; sanığın eylemine uyan ve lehe olduğu kabul edilen 765 sayılı TCY’nın 456/3, 463 ve 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 19.07.2008 gün ve 4945-11516 sayı ile;
“1- Müdahil mağdur Cihan "ın yaralanması eylemi ile ilgili olarak hükmün esasını teşkil eden ve sanıklar müdafiinin yüzüne karşı verilerek tefhim olunan kısa kararda hakkında iddianame ile açılmış bir dava bulunmayan Mehmet Tevfik "in mahkumiyetine karar verildikten sonra bilahare farkını varılması üzerine yapılan yanlışlığın maddi hatadan kaynaklandığı, bu konuda taraf müdafii ve vekiline bilgi verildiği belirtilerek tefhim edilen kısa kararda sanık Mehmet Tevfik "in isminin üstü çizilip yerine Maksut "un adının yazılması ve gerekçeli kararda Maksut "un mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle CMK"nun 232. maddesine aykırı davranılarak kararda karışıklığa yol açılması,
2-Mehmet Tevfik hakkında müdahil mağdur Cihan "a yönelik yaralama eyleminden dolayı açılmış bir dava bulunmamasına karşın hükmün esasını oluşturan kısa kararda mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle CMK’nun 170 ve 225. maddelerine muhalefet edilmesi” isabetsizliğinden sair yönler incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan yerel mahkemece sanığın 765 sayılı TCY’nın 456/3, 463 ve 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 11.04.2011 gün ve 18248-5013 sayı ile; hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise 23.01.2012 gün ve 375852 sayı ile;
“İtirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık; sanıklar müdafiinin talep etmesi karşısında sanık Maksut hakkında tayin olunan 2 yıl 1 ay hapis cezasının ertelenip ertelenmeyeceği konusunda mahkemece bir karar verilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir...
...Sanık Maksut, kayden 1934 doğumlu olup suçun işlendiği 15.09.2000 tarihinde altmış beş yaşını ikmal etmiştir. Herhangi bir sabıkası bulunmayan ve hakkında lehe bulunan 765 sayılı TCK nun 456/3, 463 ve 59. maddeleri gereğince tayin olunan 2 yıl 1 ay hapis cezasının 647 sayılı Yasanın 6/2. maddesi uyarınca süre itibariyle ertelenmesi mümkündür. Sanıklar müdafilerinin, 30.05.2001 havale tarihli dilekçede erteleme talebinde bulundukları gibi hükmün verildiği 04.05.2009 tarihli oturumda ‘lehe hükümlerin uygulanmasını" talep etmeleri karşısında, mahkemece erteleme hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir karar verilmesi zorunludur.
Bu itibarla, Özel Daire"nin, sanık Maksut hakkında tayin olunan cezanın talep bulunmasına karşın, ertelenip ertelenmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmemesi nedeniyle hükmü adı geçen sanık ile sınırlı olmak kaydı ile bozması yerine onama kararı vermesinin isabetli olmadığı” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık Maksut’un katılan Cihan’a yönelik eylemi nedeniyle kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; hükmün açıklandığı oturumda sanık müdafiinin “lehe hükümlerin uygulanmasını” talep etmesi karşısında, 65 yaşını dolduran sanık hakkında hükmolunan 2 yıl 1 ay hapis cezasının ertelenip ertelenmeyeceği hususunun, yerel mahkemece değerlendirilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Sabıkası bulunmayan sanık Maksut’un 1934 doğumlu olup, 15.09.2000 olan suç tarihinde 65 yaşını doldurduğu, hükmün açıklandığı 04.05.2009 tarihli oturumda, sanık müdafiinin “lehe olan hükümlerin uygulanmasını” talep ettiği, yerel mahkemece gerek hüküm fıkrasında, gerekse gerekçeli kararda hükmolunan sonuç 2 yıl 1 ay hapis cezasının ertelenip ertelenemeyeceğine ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
647 sayılı Yasanın "Cezaların Ertelenmesi" başlıklı 6. maddesi;
"Adliye mahkemelerince para cezasından başka bir cezayla mahkum olmayan kimse, işlediği bir suçtan dolayı ağır veya hafif para veya bir yıla kadar (bir yıl dahil) ağır hapis veya iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis veya hafif hapis cezalarından biriyle mahkum olur ve geçmişteki hali ve suç işleme hususunda eğilimine göre cezanın ertelenmesi ileride suç işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemece kanaat edinilirse, bu cezanın ertelenmesine hükmolunabilir. Bu halde ertelemenin sebebi hükümde yazılır.
Suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış olanlar ile 65 yaşını ikmal etmiş bulunanların mahkum oldukları ağır hapis cezası iki yıldan, hapis veya hafif hapis cezası üç yıldan fazla olmadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanabilir.
Bazı suçlara ilişkin cezalar ile askeri suçlar ve disiplin suçlarına ilişkin cezaların ertelenemeyeceğine dair özel kanun hükümleri saklıdır" şeklinde düzenlenmiş,
5237 sayılı TCY’nın “Hapis Cezasının Ertelenmesi” başlıklı 51. maddesinin 1. fıkrasında da; “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir” düzenlemesine yer verilmiştir.
5271 sayılı CYY’nın "Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar" başlıklı 230. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde; "Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar"ın mahkumiyet hükmünün gerekçesinde gösterileceği hükme bağlanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
1934 doğumlu olup, suçun işlendiği 15.09.2000 tarihinde altmışbeş yaşını ikmal etmiş olan ve herhangi bir sabıkası bulunmayan sanığın hapis cezasının, 647 sayılı Yasanın 6/2. maddesi uyarınca süre itibariyle ertelenmesinin olanaklı olması ve sanık müdafiinin hükmün verildiği 04.05.2009 tarihli oturumda da “lehe hükümlerin uygulanmasını” talep etmesi karşısında, yerel mahkemece erteleme hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi zorunludur.
Bu nedenle; cezanın belirlenmesi sırasında 647 sayılı Yasanın 6. maddesinin değerlendirilip değerlendirilmediği yönünde bir açıklamaya yer verilmeyerek, hükmün bu yönüyle gerekçesiz bırakılması usul ve hukuka aykırıdır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 11.04.2011 gün ve 18248-5013 sayılı onama kararının sanık Maksut yönünden KALDIRILMASINA,
3-İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.05.2009 gün ve 16-136 sayılı kararının sanık Maksut yönünden BOZULMASINA,
4-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.02.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.