Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/16889 Esas 2022/18277 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/16889
Karar No: 2022/18277
Karar Tarihi: 28.09.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/16889 Esas 2022/18277 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın mahkumiyet kararı açıklanmadığı için zamanaşımının durmayacağı ve denetim süresinin başlamadığı sonucuna varan Ceza Dairesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın usulünce kesinleşmediğinin ve denetim süresinin başlamadığı tespiti ile birlikte kararın hukuki değerden yoksun olduğunu belirterek, Yerel Mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın hukuki değerden yoksun olduğu, hukuki değerden yoksun olan mahkumiyet kararının da dava zamanaşımını kesmeyeceği ve bu nedenle dava zamanaşımını kesen son işlemin, sanığın sorgusunun yapıldığı tarihten sonra gerçekleştiğini belirterek, sanık hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
- Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi
- Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi
- CMK'nın 223/8. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi
- CMUK'nın 322. maddesi
4. Ceza Dairesi         2020/16889 E.  ,  2022/18277 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi


    KARAR

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    ... 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 23/10/2013 tarihli 2013/168 esas ve 2013/676 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, sanığın yokluğunda verildiği, kararın sanığın duruşmada bildirdiği adresine, öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince tebliği, mümkün olmaması durumunda ise aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca tebliğ edilmesi gerekirken, doğrudan anılan Kanun'un 21/2. maddesine göre gerçekleştirilen tebliğ işleminin usulsüz olması sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulünce kesinleşmediğinin ve denetim süresinin başlamadığının anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04/10/2018 tarihli ve 2017/8-952 esas, 2018/403 sayılı kararında da açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmemesi nedeniyle zamanaşımının durmayacağı, denetim süresi başlamadığı için de, bu süre içerisinde kasıtlı suç işlendiğinden bahsedilemeyeceği ve açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması koşullarının bulunmadığı cihetle, Yerel Mahkemece verilen 23/10/2013 tarihli 2013/168 esas ve 2013/676 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın hukuki değerden yoksun olduğu, hukuki değerden yoksun olan mahkumiyet kararının da dava zamanaşımını kesmeyeceği ve bu nedenle dava zamanaşımını kesen son işlemin, sanığın sorgusunun yapıldığı 23/10/2013 tarihi olduğu, bu tarihten sonra 5237 sayılı Kanunun 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmakla, sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve CMK'nın 223/8. maddesi gözetilerek DÜŞMESİNE, 28/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara