Esas No: 2020/547
Karar No: 2020/643
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2020/547 Esas 2020/643 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/547 KARAR NO : 2020/643 KARAR TR: 26.10.2020 |
ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
KARAR
Davacı : Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.
Vekili : Av. M.Y.
Davalı : İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü
Vekili : Av.B.D.
O L A Y : Davacıvekilidavadilekçesindeözetle; davalı idare tarafından müvekkili şirkete ait Göktürk Demet Sok. No:15 Eyüp / İSTANBUL adresinde bulunan tesislere 17/08/2015 tarihinde yapılan çalışma esnasında hasar verildiğini, davacı şirket tarafından arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için 1.201.48,00 TL masraf yapıldığını, yapılan masrafın hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalı borçlu tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine İstanbul 2. İcra Müd.nün 2016/38336 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalı borçlu tarafından icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu beyanla davalı borçlu tarafından İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2016/38336 Esas sayılı dosyası üzerinden aleyhinde yapılan takibe olan itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 12.3.2019 gün ve E:2018/459, K:2019/120 sayı ile, dava konusu olayın kamu hizmetinin (su arıza ve kanalizasyon işleri) görüldüğü bir sırada doğduğu ve hizmet ile ilgili bulunduğu; İdarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı, İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği; görev hususu kamu düzeninden olup davanın her aşamasında kendiliğinden göz önüne alınacağı gerekçesiyle, davanın 6100 Sayılı HMK"nun 114/(1)-c maddesi gereğince dava konusu olay idari yargının görev alanında olduğundan ve Mahkemelerinin görevsiz olması nedeniyle davanın HMK."nun 115/2. Maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiş, davacı vekilince bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi: 26.9.2019 gün ve E:2019/1559, K:2019/1299 sayı ile, davacının istinaf isteminin, miktar itibariyle kesin nitelikteki karara ilişkin olduğu gerekçesiyle, HMK.341/2. ve HMK. 352/1.maddeleri uyarınca usulden reddine kesin olarak karar vermiş ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez müvekkili şirketin tesislerine verilen maddi zararın tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
İSTANBUL 3. İDARE MAHKEMESİ: 17.7.2020 gün ve E:2019/2132 sayı ile, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, Mahkemelerinin görevsizliğine, davanın, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Burhan ÜSTÜN’ün Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Bilal ÇALIŞKAN"ın katılımlarıyla yapılan26.10.2020 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Yasa’nın 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın “tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörülmüş bulunması karşısında;adli yargı yerinde aynı somut olay nedeniyle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına; idari yargı yerinde tam yargı davası açılmış ise de; ikinci davanın, ilk davada verilen karar doğrultusunda oluşturulduğu ve“itirazın iptali ile takibin devamı” istemi yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu kanaatine varıldığından ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava,davalı / borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatı ödenmesinekarar verilmesiistemiyle açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.
İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.
İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.
Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra:2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükümlerini taşımaktadır.
Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, İstanbul 3.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12.3.2019 gün ve E:2018/459, K:2019/120 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 3.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12.3.2019 gün ve E:2018/459, K:2019/120 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.10.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Burhan Şükrü Mehmet Birol
ÜSTÜN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Aydemir Nurdane Bilal
TUNÇ TOPUZ ÇALIŞKAN