Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/2-365 Esas 2012/49 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2011/2-365
Karar No: 2012/49

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/2-365 Esas 2012/49 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2011/2-365 E.  ,  2012/49 K.
  • SANIĞIN TEMYİZ AŞAMASINDA ÖLMESİ
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 142
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 64
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 62
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 53
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 223

"İçtihat Metni"

Hırsızlık suçundan sanık Ahmet’in 5237 sayılı TCY’nın 142/1-f, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Alaşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12.12.2007 gün ve 17-385 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 14.09.2011 gün ve 57283-33696 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.

                Yargıtay C. Başsavcılığı ise 19.10.2011 gün ve 103214 sayı ile;

                “İtirazlarımız Özel Dairenin onama kararının bozulmasına yöneliktir.

                5237 sayılı TCK’nun 64/1. maddesi şöyledir: ‘Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir’ denilmektedir.

                Uyap ortamında alınan nüfus kayıt örneğine göre sanığın hükümden sonra ancak özel daire incelemesinden önce 14.05.2011 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.

Bu sebeple, ölmüş olan sanık hakkında TCK’nun 64/1, CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca düşme kararı verilmesi gerekirken mahkûmiyet hükmünün onanması kararı verilmesi, yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması, gerekmektedir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur.

                Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

 TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

                Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın temyiz aşamasında ölmesi halinde yapılması gereken işlemin belirlenmesine ilişkindir.

                İncelenen dosya içeriğinden;

Özel Dairece yerel mahkeme hükmünün 14.09.2011 gününde onanmasına karar verilmesi sonucunda dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, bu aşamada Yargıtay C.Başsavcılığınca 10.10.2011 tarihinde UYAP sistemi kullanılarak çıkartılan ve dosyaya konulan nüfus kaydına göre; Hasan ve Kadriye oğlu 05.04.1963 doğumlu, Manisa Alaşehir Sakarya nüfusuna kayıtlı, 29822142606 vatandaşlık numaralı sanığın 14.05.2011 tarihinde öldüğü,  itiraznamenin tebliği için çıkartılan tebligatın da sanığın öldüğünden söz edilerek 28.12.2011 tarihinde iade edildiği anlaşılmaktadır.

                01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nın 64. maddesindeki; “(1) Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.

(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur”  şeklindeki düzenleme ile sanığın ölümü halinde, kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibariyle müsadereye tabi eşya ve yararlar hakkında yargılamaya devam edileceği, hükümlünün ölümü halinde ise, cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte, müsadere ve yargılama giderlerine ilişkin hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle, sanık ve hükümlünün ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir.

                Buna göre somut olay değerlendirildiğinde;

Sanığın Yargıtay C.Başsavcılığınca çıkartılan nüfus kaydında Özel Dairece onama kararının verildiği 14.09.2011 tarihinden önce, 14.05.2011 günü öldüğü belirtildiğinden, 5237 sayılı Yasanın 64. maddesi ile sanık ve hükümlünün ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiş bulunması nedeniyle hükmün kesinleşmesinin önlenmesi ve mahallinde gerekli araştırmanın yapılması gerekmektedir.

Nitekim Ceza Genel Kurulunun 14.02.2012 gün ve 564-35, 08.06.2010 gün ve 123-138 ile 06.05.2008 gün ve 97-101 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.

Bu itibarla, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve gerekli araştırmanın yapılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCY’nın 64 ile 5271 sayılı Yasanın 223. maddeleri uyarınca gerekli hükmün mahkemesince verilmesinin temini için yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 14.09.2011 gün ve 57283-33696 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,

3- Alaşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.12.2007 gün ve 17-385 sayılı hükmünün BOZULMASINA,

4- Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.02.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara