Esas No: 2021/677
Karar No: 2021/4883
Karar Tarihi: 04.06.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2021/677 Esas 2021/4883 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 83, 84 ve 162 parsel sayılı sırasıyla 47.600, 45.600 ve 1.135.800 yüzölçümündeki taşınmazlardan, 83 parsel sayılı taşınmaz ... adına; 84 parsel sayılı taşınmaz ... adına ve 162 parsel sayılı taşınmaz ise Hazine adına ayrı ayrı tapu kayıtlarına dayalı olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine, temyize konu 83 ve 84 parsel sayılı taşınmazlar hakkında; davacı ... ve arkadaşları ise, temyize konu 162 parsel sayılı taşınmaz hakkında, tapu kaydına dayanarak, adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilmek suretiyle yapılan yargılama neticesinde verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 18.05.1978 tarih, 1978/4084 Esas ve 1978/6919 Karar sayılı ilamı ile; "Mahkemece, tapulama tutanağında iki bilirkişi gösterilmiş olmasının yasaya aykırı olduğu kabul edilerek, işin Tapulama Müdürlüğü’ne gönderilmesinin isabetsizliğine" değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 162 parsel sayılı taşınmazın 26.01.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 183.800 metrekarelik kısmının Hazine adına; (B) harfi ile gösterilen 952.000 metrekarelik kısmının, 278.400 hisse kabul edilerek hisseleri oranında tapu malikleri adına tesciline; çekişmeli 83 ve 84 parsel sayılı taşınmazların ise Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili, davalılar ... ve müşterekleri ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyize konu 83, 84 ve 162 parsel sayılı taşınmazların Hazine’nin dayandığı Haziran 312 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, 83 ve 84 parsel sayılı taşınmazların tespite esas olan ve tesisi Şubat 311 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydı kapsamı dışında kaldıkları, çekişmeli 162 parsel sayılı taşınmazın Hazine’nin dayandığı tapu kaydı dışında davacılar ... ve arkadaşlarının dayanağı olan Nisan 1309 tarih 14 sıra tapu kaydı kapsamında kaldığı, davacıların dayandığı Nisan 1309 tarih 14 sıra tapu kaydının Hazine’nin dayanağı olan tapu kaydından daha eski tarihli olduğu gerekçesiyle, davacıların dayandığı tapu kaydının miktarı olan 183.800 metrekarelik kısmın 162 parselden ifrazı ile malikleri adına tesciline, tapu kaydının miktar fazlasının ise 162 parsel numarası altında Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36. maddesinde; adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında aleni yargılanma ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkı da yer almaktadır. Anılan prensiplerin amacı, yargılama süresini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek, kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. Aleni yargılama prensibi ile hukuki dinlenilme hakkı, duruşmaların açık yapılması kadar hükmün açık duruşmada tefhimini ve kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılmaktadır. Anayasamızın 141, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388. maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27 ve 28. maddelerinde bu hususlara işaret edilmektedir. 1086 sayılı Yasanın 388. ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. ve 298. maddeleri kararın gerekçe içermesini zorunlu kılmaktadır. Anılan maddeler uyarınca gerekçe, "iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” içermelidir. Başka bir deyişle gerekçe; hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının, tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine sıkı sıkıya bağlı olup uyumlu bulunması zorunludur. Açık duruşmada tefhim olunan hüküm fıkrasında varılan sonucun nedenlerini açıklamayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi, gerekçenin farklı bir sonuca ilişkin bulunması da aleni yargılama prensibi ve hukuki dinlenilme hakkıyla doğrudan çelişmektedir. Somut olayda Mahkemece, gerekçeli kararın açıklama kısmında davacı ... ve arkadaşlarının dayanağı olan Nisan 1309 tarih 14 sıra tapu kaydının miktarı olan 183.800 metrekarelik kısmın tapu malikleri adına tesciline, tapu kaydının miktar fazlası olan kısmın ise Hazine adına tesciline karar verildiği açıklanmasına rağmen, hüküm fıkrasında 26.01.2015 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 183.800 metrekarelik bölümün 162 parsel numarası altında Hazine adına, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 952.000 metrekarelik kısmın ise 278.400 hisse itibar olunarak tapu malikleri adına payları oranında tesciline karar verilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında da çelişki yaratılması nedeniyle verilen karar, usul ve yasaya aykırı olduğu gibi; çekişmeli 162 parsel sayılı taşınmaz toplam 278.400 pay kabul edilmesine rağmen, hüküm yerinde 218.400 pay dağıtılmak suretiyle pay-payda eşitliği sağlanmadan 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesine aykırı şekilde hüküm kurulmuş olması dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre hükmü temyiz eden tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.