Esas No: 2011/2-397
Karar No: 2012/25
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/2-397 Esas 2012/25 Karar Sayılı İlamı
- VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMESİ İÇİN VEKİLLE TEMSİLİN YETERLİ OLMASI,VEKİLİN DURUŞMALARI TAKİP ZORUNLULUĞU BULUNMAMASI
- VEKALET ÜCRETİ
- DİLEKÇE YAZIM ÜCRETİ
- AVUKATLIK KANUNU (1136) Madde 168
- AVUKATLIK KANUNU (1136) Madde 164
"İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan sanık Elfide K’nin 5237 sayılı TCY’nın 142/1-f, 62 ve 51. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, ertelemeye ve vekalet ücretine ilişkin, Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12.02.2009 gün ve 213-152 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 12.09.2011 gün ve 20765-33373 sayı ile;
“Sanığın katılan kuruma kaçak elektrik bedelini ödemediği anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK.nun 231/6. maddesinin (c) bendinde yazılı ‘suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın tazmin suretiyle tamamen giderilmesi’ koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinden tebliğnamedeki bu hususa değinen bozma görüşüne iştirak edilmemiş ve yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun oluşan kanaat ve takdirine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Katılan kurum vekilinin oturumlarda hazır bulunmadığı, sadece katılma istemini içeren dilekçeyi mahkemeye verdiğinin anlaşılması karşısında; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre dilekçe yazım ücreti yerine yazılı şekilde maktu vekalet ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince bozulmasına, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
‘575 YTL maktu vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılan kuruma verilmesine’ ilişkin bölümün hükümden çıkartılmasına ve 130 TL dilekçe yazım ücretinin sanıktan alınarak katılan kuruma verilmesine,…sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün düzeltilerek onanmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 26.10.2011 gün ve 264911 sayı ile;
“…Yargılamanın mahkumiyetle sonuçlanması durumunda, kamu davasına katılmış olan gerçek ya da tüzel kişiler lehine maktu vekalet ücretine hükmedilecektir. Bu ücret katılan vekilinin değil, doğrudan kendisini vekille temsil ettiren katılanın hak ettiği bir yargılama gideri olarak yasal düzenleme altına alınmıştır. Burada katılanın; zorlayıcı bir hüküm ya da başka geçerli bir yasal dayanak da bulunmadığı halde, vekilinin duruşmalara girmemesi gerekçe gösterilerek bu haktan mahrum bırakılması hukuken himaye edilemez. Bu nedenle katılan yararına maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazma ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin görüş ve bu görüşe dayanılarak verilen bozma kararı hukuka aykırıdır” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire düzelterek onama kararının kaldırılmasına ve hükmün onanmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; vekili duruşmalara iştirak etmeyen katılan idare lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücretine mi, yoksa dilekçe yazım ücretine mi hükmedilmesi gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
21.02.2007 tarihinde düzenlenen duruşmaya hazırlık tutanağı ile verilen karar uyarınca, 27.06.2007 günü yapılacak ilk duruşmanın 30.04.2007 tarihinde şikayetçi Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ vekili Av. Ömer D."ye tebliğ edildiği,
Şikayetçi vekilinin dilekçe ile davaya katılma isteminde bulunması üzerine, yerel mahkemece 27.06.2007 günü Av. Ömer D.’nin hazır olmadığı oturumda, Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin katılma isteminin kabulüne ve Av. Ömer D.’nin de duruşmalara katılan vekili olarak kabulüne karar verildiği,
Katılan vekilinin yargılama boyunca yapılan oturumlara katılmadığı, yokluğunda verilen kararın da 23.03.2009 tarihinde katılan vekiline tebliğ edildiği, ancak hükmü temyiz etmediği,
Anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 04.10.2011 gün ve 167-194 sayılı kararında açıklandığı gibi; birisi Avukatlık Sözleşmesinden kaynaklanan, diğeri ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre karşı tarafa yüklenen olmak üzere ikiye ayrılan “avukatlık ücreti”, 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 164. maddenin 1. fıkrasında; “avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Hukuki yardımın ne şekilde yerine getirileceği maddede sayılmamış ve tarafların aralarında yapacakları anlaşmaya bırakılmıştır.
Avukatlık Yasasının 168. maddesi uyarınca hazırlanıp 19.12.2008 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve yerel mahkemenin karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Ceza davalarında ücret” başlıklı 13/1. maddesindeki; “Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir” şeklindeki hükmüne göre, sanığın mahkûm olması halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci kısım ikinci bölümüne göre vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmelidir.
Katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi için, ceza davasının mahkumiyetle sonuçlanması ve katılanın kendisini hukuki yardımından yararlandığı bir vekille temsil ettirmesi yeterli olup, ayrıca vekilin duruşmaları takip etmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira, tarifeye göre hükmedilmesi gereken vekalet ücreti, katılana vekili tarafından sunulan hukuksal yardımın şekli ve kalitesiyle ilintili olmayıp, katılanın kendisini vekil ile temsil ettirmesinin bir sonucudur.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş., elektrik hırsızlığı suçundan sanığın mahkumiyetiyle sonuçlanan ceza davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi zorunlu olup, yerel mahkemece maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle Özel Dairenin, “dilekçe yazım ücreti yerine maktu vekalet ücretine hükmolunması” gerekçesine dayalı olan düzelterek onama kararı yerinde değildir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire düzelterek onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Genel Kurul Üyesi; “Özel Daire düzelterek onama kararının isabetli olduğu” görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 12.09.2011 gün ve 20765-33373 sayılı düzelterek onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.02.2009 gün ve 213-152 sayılı hükmünün ONANMASINA,
4- Dosyanın yerel mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.02.2012 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.