Esas No: 2009/71
Karar No: 2009/217
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2009/71 Esas 2009/217 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2009/71 E., 2009/217 K.
"İçtihat Metni"
Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü"nün 19.2.2008 gün ve 632679 sayılı trafik idari para cezası karar tutanağı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 51 maddesi uyarınca davacı adına idari para cezası verilmiştir.
Davacı, trafik idari para cezası karar tutanağına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.
EDİRNE 1.SULH CEZA MAHKEMESİ; 10.04.2008 gün ve E:2008/353 D.İş. sayı ile, itiraz edenin dava dilekçesinde özetle, 16 R 1528 plaka sayılı aracı ile E-80 yolu Edirne istikametinde seyir halinde iken polis memurları tarafından durdurulduğunu, kendisinin 160 km hızla seyir halinde olduğundan bahisle tarafına idari para cezası kesildiğini ve tarafına yüzüne karşı tebliğ edildiğini ancak imzadan imtina ettiğini beyan ederek hakkında düzenlenen idari para cezasının iptali talebinde bulunmuş olduğu; tüm dosya değerlendirildiğinde; 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 55. maddesi uyarınca verilen cezalara aynı kanunun 59. maddesi gereği itirazın İdari Yargı merciine yapılacağı açıklandığından, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 Sayılı Yasanın 31. maddesi ile değişik 3. maddesi gereği davaya bakmanın idari yargının görev ve yetkisi içinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, karara itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacı bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
EDİRNE İDARE MAHKEMESİ; 18.06.2008 gün ve E: 2008/474, K:2008/834 sayı ile uyuşmazlığın, davacının aracıyla belirlenen hız limitini aştığı gerekçesi ile trafik zabıtasınca 237,00-YTL trafik para cezası ile cezalandırılmasından kaynaklandığının anlaşıldığı; Uyuşmazlık Mahkemesi"nin, 2918 sayılı Yasa"nın 116. maddesi kapsamında araç tescil plakasına göre düzenlenenler dışında trafik zabıtasınca uygulanan idari para cezalarına karşı açılan davaları, göreve ilişkin genel ilkelere göre idari yargının görev alanında görmüş; ancak 01.06.2005 tarihinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun yürürlüğe girmesi karşısında, bu Kanunun diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımlar ile bunlara karşı yapılacak itirazlara ilişkin görev hükümleri üzerindeki etkisinin incelenmesi neticesinde, trafik para cezasına karşı yapılacak itiraza bakma görevinin sulh ceza mahkemelerine ait bulunduğu yolunda kararlar vermiş olduğu; bu durumda, sadece idari para cezasına ilişkin olduğu ve işlem kapsamında idari yargının görev alanına giren başkaca bir işlem bulunmadığı için 5326 sayılı Kanunun 27. maddesinin 8. bendi kapsamında da olmadığı açık olan dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözümünün 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 27. maddesinin 1. bendi uyarınca Sulh Ceza Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar, karara itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacı A. S., Uyuşmazlık Mahkemesine hitaben yazdığı ve ilgili mahkeme kararlarını eklediği dilekçesi ile, mağduriyetinin giderilmesini talep etmiş; bu dilekçesi Edirne İdare Mahkemesi vasıtasıyla ve 16.09.2008 gün, 2008/528 Muh. Sayı ile Mahkememize gönderilmiş; Mahkememiz Başkanlığınca; 4.12.2008 gün ve 2008/596 sayılı yazı ile, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemini içeren dilekçenin, 2247 sayılı Yasanın 15. maddesinin (b) fıkrası uyarınca, uyuşmazlık konusu son kararı veren mahkemeye verilmesi, bu mahkemece, diğer mahkemeye ait dava dosyası da temin edildikten sonra başvuru dilekçesi ve ekleriyle birlikte dava dosyalarının Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesinin gerektiği; başvurunun, dava dosyaları Mahkememize gönderildikten sonra incelenmesinin olanaklı bulunduğu belirtilerek, adı geçenin dilekçesi ve ekleri iade edilmiştir.
Son olarak, Davacı Edirne İdare Mahkemesine hitaben yazdığı 09.01.2009 tarihli dilekçesinde, " Mahkemenize başvuruma esas no: 2008/474 ve ilgili KARAR NO: 2008/834 olan karar sonrasında görevsizlik baki talepten ve 2008/528 muhabere ile uyuşmazlık mahkemesine yapmış olduğum başvurumdan vazgeçiyorum." şeklinde talepte bulunmuş; ancak Edirne İdare Mahkemesi"nce 13.1.2009 sayılı yazı ekinde ve Mahkememizin 4.12.2008 gün ve 2008/596 sayılı yazısı ilgi tutularak, Mahkemelerinin E: 2008/474, K:2008/834 ile Edirne 1.Sulh Ceza Mahkemesinin E:2008/353 D.İş. sayılı dava dosyaları Mahkememize gönderilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün, Ahmet AKYALÇIN"ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Turan KARAKAYA, Ayper GÖKTUNA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK"ın katılımlarıyla yapılan 05.10.2009 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK"in 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 14. maddesine göre; başvurudan vazgeçilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU"nun karar verilmesine yer olmadığı yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;
Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, "ceza uyuşmazlıkları" ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatına hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının "hukuk uyuşmazlığı" sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar "ceza davası" olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…
…" açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasa"nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.
Olayda, Davacının Uyuşmazlık Mahkemesine hitaben yazdığı ve ilgili mahkeme kararlarını eklediği 16.09.2008 tarihli dilekçesi ile, mağduriyetinin giderilmesini talep ettiği ancak Mahkememizce usulüne uygun olmayan başvuru nedeniyle dilekçe ve eklerinin iade edilmesinden sonra, Edirne İdare Mahkemesine hitaben yazdığı 09.01.2009 tarihli dilekçesiyle, Davacının Uyuşmazlık Mahkemesine yapmış olduğu başvurusundan vazgeçtiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacı tarafın Uyuşmazlık Mahkemesine yaptığı başvurudan vazgeçmesi nedeniyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 14.maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığının incelenmesi olanağı bulunmadığından; karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 14. maddesi kapsamındaki başvurudan vazgeçildiğinden ve olumsuz görev uyuşmazlığının incelenmesi olanağı bulunmadığından, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 05.10.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.