Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2093 Esas 2015/3354 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2093
Karar No: 2015/3354
Karar Tarihi: 08.07.2015

Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2093 Esas 2015/3354 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık ile şikayetçi arasında aracın satışı konusunda anlaşma yapıldıktan sonra araç üzerinde rehin tesis edildiği öğrenilmiş ve aracın devir işlemleri gerçekleşmemiş. Sanık, aracı eşine göstereceğini söyleyerek şikayetçiden aracı ödünç almış fakat belirtilen süre içinde teslim etmemiş ve aracın kolluk marifetiyle iade edilmesi sonucunda güveni kötüye kullanma suçunu işlediği kabul edilmiştir. Hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde adli para cezasının da alt sınırdan tayin edilmesi gerektiği yönünde bir zorunluluk olmamakla beraber yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi bozmayı gerektirmiştir. Kararda 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesiyle ilgili açıklama yapılmıştır ve hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK’nın 321. ve 322. maddeleri.
23. Ceza Dairesi         2015/2093 E.  ,  2015/3354 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Şikayetçinin kendisine ait aracın satışı konusunda sanık ile anlaştıktan sonra aracın devri için notere gittiklerinde araç üzerinde rehin tesis edilmiş olduğunu öğrendikleri ve bu sebeple aracın devir işlemlerinin gerçekleşmediği, bunun üzerine sanığın aracı eşine göstereceğini söyleyerek iki saatlik bir süre için aracı şikayetçiden ödünç almasına rağmen belirtilen süre içerisinde teslim etmediği ve aracın kolluk marifetiyle şikayetçiye iade edildiğinin iddia edildiği somut olayda, sanık, tanık ve şikayetçi beyanları ile tüm dosya kapsamına göre eylemin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmasa da, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “30 gün” ve “600 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün” ve “100 TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/07/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




















    Hemen Ara