"İçtihat Metni"
6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan sanık Hayati T."un 6136 sayılı Yasanın 13/1, TCY.nın 59/2, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca 2.766.666 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine, emanette kayıtlı tabancanın TCY.nın 36. maddesi uyarınca zoralımına ilişkin Giresun Asliye Ceza Mahkemesince 06.07.2000 gün ve 602-453 sayı ile verilen hükmün sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 10.04.2002 gün ve 10257-4888 sayı ile;
"Suça konu Browning marka 5622 seri nolu tabanca üzerinde yeminli bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak, silahın niteliklerinin ve 6136 sayılı Yasa kapsamında bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 10.07.2002 gün ve 411-575 sayı ile; "Önceki hükümde bilirkişi incelemesi yaptırmayı gerektirecek eksiklik bulunmaması, zira söz konusu silahın idarece silah kabul edilerek bulundurma ruhsatı verildiği, 27.2.2002 tarihine kadar ruhsatın geçerli olduğu, ruhsat verilen yerin Lapa köyü Giresun adresi olduğu, esasen sanığın da tabancanın çalışıp çalışmadığı hususunda herhangi bir itirazının da vaki olmadığı, bu nedenle Devletin yetkili organlarında silah kabul edilerek bulundurma ruhsatı verilen silah hususunda ayrıca mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığı kanaat ve sonucuna varıldığı" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da sanık vekili ile o yer C. Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" istekli 30.04.2003 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık Hayati T."un, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan cezalandırılmasına ilişkin hüküm, Özel Dairece eksik soruşturma ile hüküm kurulduğundan bahisle sanık lehine bozulmuştur. Yerel Mahkeme önceki hükmünde direnmiştir.
CYUY.nın 326. maddesinde, "Yargıtay"dan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak mahkeme ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar.
Sanık veya müdahil ve vekillerine davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları tespit edilmemiş olsa dahi duruşmaya devam edilerek dava gıyapta bitirilebilir. Ancak sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir." hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm gereğince, bozma kararı sanık lehine olsa dahi bozmadan sonra yapılan yargılamada Yerel Mahkemece sanık, katılan ve varsa vekillerine duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ olunmalı, duruşma gününden haberdar edilmelidirler. Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, tebligat yapılamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen sanığın duruşmaya gelmemesi halinde, verilecek ceza bozmaya konu olan cezadan daha hafif ise yargılamaya devam olunarak bir karar verilmelidir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Bozmadan sonra yapılan yargılamada tensiple sanığın ihzaren celbine karar verilmiş, ancak 10.07.2002 günlü oturumda sanığın ihzarına cevap verilmediği belirtildikten sonra, bozmanın lehine olduğundan bahisle sanığın dinlenmesine ilişkin ara kararından vazgeçilmesine ilişkin ara kararı verilerek, sanık vekilinin dinlenmesiyle yetinilip, CYUY.nın 326 maddesine aykırı olarak gıyabında direnme kararı verilmiştir. Sanık, hakkındaki davadan habersiz olup bu suretle savunma hakkı kısıtlanmıştır.
Bu itibarla, sanığa davetiye çıkartılıp duruşma günü bildirilmeden yargılamaya devamla yokluğunda karar verilmesi, CYUY.nın 326/2, 308/8. maddelerine aykırı olup diğer yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenle Yerel Mahkeme direnme hükmünün diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 17.06.2003 günü sonuçta tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.