Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/218 Esas 2004/232 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2004/218
Karar No: 2004/232

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/218 Esas 2004/232 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2004/218 E., 2004/232 K.

Ceza Genel Kurulu 2004/218 E., 2004/232 K.

  • 2802 S. HAKİMLER VE SAVCILAR KANUNU [ Madde 90 ]
  • 2802 S. HAKİMLER VE SAVCILAR KANUNU [ Madde 91 ]
  • "İçtihat Metni"

    Midyat Ağır Ceza Mahkemesinin 25.8.2003 gün ve 43- 53 sayılı son soruşturmanın açılması kararı ile, sahtecilik, zimmet ve görevde yetkiyi kötüye kullanma suçlarından TCY"nın 339/1, 80, 240, 80 ve 202/1- 4. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile hakkında kamu davası açılan sanık Mehmet Ali"nin yargılanması sırasında Mardin Birinci Ağır Ceza Mahkemesi 11.6.2004 gün ve 495- 366 sayı ile; sanık Mehmet Ali"nin son soruşturmadan önce ağır ceza merkezi durumundaki Ermenek İlçesine C. Savcısı olarak atanması nedeniyle bu sanık ve ona bağlı olarak yargılanan diğer sanıklar hakkındaki davanın Yargıtay"ın görevli Ceza Dairesinde görülmesi gerektiğini belirterek görevsizlik kararı vermiştir.

    Yargıtay Beşinci Ceza Dairesi ise 12.11.2004 gün ve 3- 3 sayı ile; Hakimler ve Savcılar Kanununun 90 ve 91. maddeleri ile getirilen düzenlemenin amacının, hakim ve C. Savcısının dahil olduğu heyet tarafından yargılanmasından kaynaklanabilecek sakıncaların önlenmesi olduğunu, suç tarihinde Savur C. Savcısı olup, son soruşturmanın açılmasına karar verildiği tarihte Ermenek C. Savcısı olarak görev yapmakta olan ve yargılama ile görevli Mardin Birinci Ağır Ceza Mahkemesi heyetine dahil bulunmayan sanık yönünden böyle bir sakıncanın mevcut olmaması nedeniyle yargılama görevinin değişemeyeceğini belirterek karşı görevsizlik kararı vermiş ve ortak yüksek görevli mahkeme olarak olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dava dosyasını Ceza Genel Kuruluna göndermiştir.

    Dava dosyası Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

    KARAR :

    Suç tarihinde Savur C. Savcısı olarak görevli bulunan sanık Mehmet Ali hakkında 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu hükümlerine göre başlatılan inceleme ve soruşturma sonunda Midyat Ağır Ceza Mahkemesince son soruşturmanın açılması kararı verilmiş, yargılamayı yürüten Mardin Birinci Ağır Ceza Mahkemesi; sanığın son soruşturma zamanında ağır ceza merkezi olan Ermenek ilçesinde C. Savcısı olarak görev yaptığını, C. Savcılığı örgütünün bir bütün olması nedeniyle yapılacak işbölümü uyarınca her bir C. Savcısının savcılığın tüm işlemlerini yapma görev ve yetkisine sahip bulunduğunu, dolayısıyla Ağır Ceza Merkezlerinde görevli C. Savcılarının hepsinin ağır ceza mahkemesi heyetine dahil sayılacağını, bu nedenle sanığın yargılamasının Yargıtay"ın ilgili ceza dairesinde yapılması gerektiğini belirterek sanık Mehmet Ali ve ona bağlı olarak birlikte yargılanan diğer sanıklar yönünden görevsizlik kararı vermiştir.

    Yargıtay Beşinci Ceza Dairesi ise; genel yetki kuralına Hakimler ve Savcılar Yasasının 90 ve 91. maddeleri ile getirilen istisnanın amacının, hakim ve C. Savcısının dahil olduğu heyet tarafından yargılanmasından kaynaklanabilecek sakıncaların önlenmesi olduğunu, suç tarihinde Savur C. Savcısı olup, son soruşturmanın açılmasına karar verildiği tarihte Ermenek C. Savcısı olarak görev yapmakta olan ve yargılama ile görevli Mardin Birinci Ağır Ceza Mahkemesi heyetine dahil bulunmayan sanık yönünden böyle bir sakıncanın mevcut olmaması nedeniyle yargılama görevinin değişmeyeceğini belirterek karşı görevsizlik kararı vermiştir.

    İncelemeye konu görev uyuşmazlığını çözümleyebilmek bakımından, konuya ilişkin yasa metinlerini, bu düzenlemelerin tarihi süreç içindeki gelişimi ve gerekçeleri ile birlikte değerlendirecek olursak;

    26.2.1983 tarihine kadar yürürlüğünü sürdürmüş bulunan ve bu tarihte 2802 sayılı Yasanın 122. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış bulunan 2556 sayılı Hakimler ve Savcılar Yasasının konuyu düzenleyen 108. maddesi;

    ""Haklarında son tahkikatın açılmasına karar verilenlerden ikinci sınıflara mensup olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetlerine dahil bulunan hakim ve müddeiumumilerin son tahkikatları Temyiz mahkemesinin vazifeli dairesinde görülür.

    Muavinlerle üçüncü sınıflara mensup hakim ve müddeiumumilerin ağır ceza heyetlerine mensup olanlarından maadasının son tahkikatları kaza dairesi içinde bulundukları ağır ceza mahkemesinde yapılır"" hükmünü taşımaktaydı.

    Bilahare bu Yasayı yürürlükten kaldıran 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Yasasına ilişkin Hükümet Tasarısında ise, hakim ve C. Savcılarının görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçların son soruşturması ile görevli merciin belirlenmesi hususunda ölçü olarak, ""görev yeri esası"" getirilmek istenmiş ve bu amaç doğrultusunda Tasarının 111. maddesinde; ""... birinci sınıfa ayrılmış adli ve idari yargı hakim ve savcıları ile ağır ceza merkezlerindeki adli ve idari yargı hakimleriyle Cumhuriyet savcıları ve Anayasa Mahkemesinde, Yargıtay"da, Danıştay"da ve Bakanlıkta görevli olan hakim ve savcıların son soruşturmalarının Yargıtay"ın ilgili ceza dairesinde görüleceği"" düzenlemesine yer verilmiştir. Ancak, Milli Güvenlik Konseyi Adalet Komisyonunda yapılan çalışmalar sırasında görev yeri esası uygun bulunmayarak terk edilmiş, önceki yasal düzenlemede olduğu gibi görev sıfatı esas alınmak suretiyle metinde ve madde numaralarında değişiklik gerçekleştirilmiştir.

    Bu gelişmeler sonucunda yasalaşan ve halen yürürlükte bulunan 2802 sayılı Yasanın son soruşturma mercilerini gösteren 90. maddesinde;

    ""Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hakim ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtay"ın görevli ceza dairesinde görülür.

    Birinci fıkra dışındaki hakim ve savcıların son soruşturmaları, yargı çevresi içinde bulundukları ağır ceza mahkemesinde yapılır"" hükmüne,

    Son soruşturma mercilerinin saptanmasına ilişkin 91. maddesinde ise;

    ""Bu Kanun gereğince haklarında kovuşturma yapılacak olanların, son soruşturma mercilerinin saptanmasında, son soruşturma zamanındaki, son soruşturmadan önce görevden ayrılanların ise ayrılma zamanındaki sıfatları esas alınır.

    Geçici yetkililer hakkında soruşturma ve kovuşturma mercilerinin saptanmasında yetkili bulundukları yerdeki sıfatları esas tutulur"" kuralına yer verilmiştir.

    Anılan maddelerin gerekçesinde de; 90. maddenin son soruşturma mercilerinde, 91. maddenin ise, bu merciin tespitinde esas alınacak görev sıfatlarını belirlediği"" ifade edilmiştir.

    Görüleceği üzere, hakim ve C. Savcılarının görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlar nedeniyle son soruşturmalarını yapacak merciin belirlenmesinde meslek sınıfları ve görev sıfatlarını esas alan Yasamızın sistemine göre;

    a- Birinci sınıfa ayrılmış bulunanlar ile,

    b- Ağır ceza mahkemesi heyetine dahil bulunanlar yönünden,

    Yargıtay"ın görevli ceza dairesi, bunlar dışında kalanlar bakımından da bağlı bulundukları ağır ceza mahkemesi görevlidir. Yasakoyucu mevcut düzenleme ile, hakim ve C. Savcılarının mesleki sınıflarını dikkate almak suretiyle, birinci sınıfa ayrılmış bulunan meslek mensuplarının birinci derece mahkemeleri yerine üst dereceli mahkemede yargılanmalarını, görev sıfatlarını esas almak suretiyle de, hakim ve C. Savcılarının görevli bulundukları mahkemede yargılanmalarından doğabilecek sakıncaları gidermeyi amaçlamıştır. Nitekim, son soruşturma mercilerinin saptanmasında, son soruşturma kararının verildiği tarihteki sıfatın esas alınacağı kuralı da aynı maksat doğrultusunda getirilmiştir.

    Uygulamada duraksamalara yol açabilecek olan ""ağır ceza mahkemesi heyetine dahil bulunmak"" kavramı hakimler ve C. Savcıları yönünden ayrı ayrı açıklanacak olursa;

    Bir hakimin ağır ceza mahkemesi heyetine dahil kabul edilebilmesi için, ağır ceza mahkemesi başkan veya üyesi sıfatıyla o yere atanmış olması veya müstemir yetki ile ağır ceza mahkemesi başkan veya üyeliği görevini yapıyor bulunması gerekir. Esasen, ağır ceza mahkemesi kuruluşu bulunan yerdeki diğer mahkemelerde görevli olan, ancak ağır ceza heyetine dahil bir hakimin izin, hastalık, emeklilik gibi nedenlerle görevinden ayrılması üzerine, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 18.5.1981 gün ve 15- 72 sayılı genelgesi uyarınca Adalet Komisyonu Başkanları tarafından, uhdelerindeki asıl görevlerine ek olarak geçici süreyle ağır ceza mahkemelerinde görevlendirilen hakimler ise, salt bu görevin süresi ile sınırlı biçimde, ""ağır ceza mahkemesi heyetine dahil hakim"" olarak kabul edilmelidirler.

    Nitekim Ceza Genel Kurulunun 30.12.1946 gün ve 207-205 sayılı kararında; ""sulh hakimlerinin ağır ceza mahkemelerinde ledelicap yetki ile üye bulunması asli sıfatının selbini icap ettirmeyeceğinden, asli vazifesinden mütevellit suçlardan dolayı muhakemesi ağır ceza mahkemesinin görevi dahilinde olup, Yargıtay"ın hususi dairesi görevinden hariçtir"" denilmekle bu hususa işaret edilmiştir.

    C. Savcıları yönünden ise durum farklılık göstermektedir. Ağır ceza mahkemesi kuruluşu bulunan yerlerdeki C. Başsavcıları yasadan kaynaklanan görevleri nedeniyle ağır ceza mahkemesi heyetine dahil sayılırlar. Aynı yerde görev yapan C. Savcıları ise, ancak C. Başsavcısının yapacağı işbölümü gereği savcılık örgütünü ağır ceza mahkemesi nezdinde temsil edebilmektedirler. O halde, C. Savcıları da, ağır ceza mahkemesinin yargılama faaliyetlerinde savcılık makamını temsil ile görevlendirilmeleri durumunda ve bu görev süresi ile sınırlı olarak ağır ceza mahkemesi heyetine dahil kabul edilmelidirler. 5190 sayılı Yasaya göre görev yapan C. Başsavcı vekili ile C. Savcıları ise sözü edilen Yasa gereği ağır ceza mahkemesi heyetine dahil sayılmalıdır.

    Uyuşmazlığa konu husus bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;

    Birinci sınıfa ayrılmadığı anlaşılan sanık Mehmet Ali"nin Mardin Ağır Ceza Mahkemesine bağlı bulunan Savur ilçesinde C. Savcısı olarak görevli olduğu sırada ve görevi nedeniyle suç işlediğinin iddia edilmesi üzerine hakkında inceleme ve soruşturma başlatılmıştır. Bu aşamada Ermenek İlçesine C. Savcısı olarak atanan sanık, son soruşturmanın açılması kararının verildiği tarihte bu görevde bulunmaktadır. Görüleceği üzere sanık, son soruşturma kararının verildiği tarihte, suç yeri itibariyle yetkili ve yasada istisnai olarak belirlenen özel kural gereğince de kendisini yargılamakla görevli bulunan Mardin Ağır Ceza Mahkemesi heyetine dahil olmadığı gibi, birinci sınıfa da ayrılmamıştır. O halde, sanık Mehmet Ali ile ona tabaen diğer sanıklar hakkındaki yargılama yetki ve görevi, suç yerinin bağlı bulunduğu Mardin Ağır Ceza Mahkemesidir.

    Bu nedenle, Mardin Ağır Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ :

    Açıklanan nedenlerle, Mardin Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 11.6.2004 gün ve 495- 366 sayılı ( GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA ), dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 28.12.2004 günü tebliğnamedeki görüşe uygun olarak oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara