Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/6-202 Esas 2004/219 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2004/6-202
Karar No: 2004/219

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/6-202 Esas 2004/219 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ceza Genel Kurulu tarafından verilen 2004/6-202 E. ve 2004/219 K. sayılı karara göre, sanık Kemal Cemal G.'nin geceleyin yağma suçu işlediği ve TCY'nın 497/1 ve 59. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği belirtilmişti. Ancak Yargıtay 6. Ceza Dairesi, sanığın eylemlerinin yağma suçunu oluşturacak düzeyde cebir, şiddet ve tehdit unsurlarını taşımadığını ve bu nedenle mahkumiyet kararının isabetli olmadığını belirterek kararı bozmuştu. Yerel mahkeme ise önceki kararında ısrar ederek sanığın mağdurun parasını zorla ele geçirdiğine ve yağma suçunun cebir ve şiddet unsurlarının gerçekleştiğine karar vermişti. Ancak duruşma tutanağının imzasız olması nedeniyle kararın güvenilirliği tartışmalı hale gelmiş ve mahkeme kararı usul yanılgısı nedeniyle bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır:
- 765 S. Türk Ceza Kanunu (Mülga) [Madde 497]
- 765 S. Türk Ceza Kanunu (Mülga) [Madde 59]
- 1412 S. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (Mülga) [Madde 264]
Ceza Genel Kurulu 2004/6-202 E., 2004/219 K.

Ceza Genel Kurulu 2004/6-202 E., 2004/219 K.

  • GECELEYİN YAĞMA SUÇU
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 497 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 59 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 264 ]
  • "İçtihat Metni"

    Sanık Kemal Cemal G......"in geceleyin yağma suçundan TCY"nın 497/1 ve 59. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, hakkında TCY"nın 31 ve 33. maddelerinin uygulanmasına iliş-kin Denizli 2.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 05.03.2002 gün ve 68-28 sayılı hüküm, sa-nık tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesince 13.11.2002 gün ve 10367-12848 sayı ile;

    "Yakınanın anlatımı, sanığın savunması ve bunları doğrulayan tanık anlatımları karşısında, sanığın eyleminin yağma suçunu oluşturacak düzeyde cebir, şiddet ve tehdit öğelerini taşıma-dığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozul-muştur.

    Yerel Mahkeme 7.10.2003 gün ve 53-272 sayı ile;

    "Mağdura oranla çok daha güçlü yapıda olduğu gözlenen sanığın olay gecesi mağdurun on milyon lirasını zorla ele geçirdiği, ileri yaştaki sanığın çocukluk çağındaki mağdurdan borç para istediği yolundaki savunmasının inandırıcı bulunmadığı, sanığın parayı vermemek için gücünün yettiği oranda direnmeye çalışan mağduru iteklediği avucunu zorla açarak pa-rayı aldığı, sanığın bu eylemleri nedeniyle olayda yağma suçunun cebir ve şiddet unsurunun gerçekleştiği" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

    Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının 20.10.2004 gün ve 183518 sayılı "onama" isteyen tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkan-lığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    İncelenen dosyada;

    Bozma sonrası 7.10.2003 günlü oturuma ilişkin iki sayfadan ibaret duruşma tutanağının; C.Savcısı ve sanığın bozmaya karşı görüşlerini, Yerel Mahkemenin önceki hükümde ısrara ilişkin kararını ve sanığın TCY"nın 497/1 ve 59. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay ağır hapis ce-zası ile cezalandırılmasına ilişkin hüküm fıkrasını içeren birinci sayfasının Mahkeme Başkanı Adem Basmacı tarafından imzalanmadığı anlaşılmaktadır.

    Ceza Yargılaması işlemlerinin belgelenmesi, onlara belge kanıtı değerinin tanınması amacıy-la duruşmada tutanak düzenlenir. CYUY"nın 264. maddesinin emredici hükmü uyarınca du-ruşma aşamasını gösteren tutanakların her sayfasının Mahkeme Başkanı ve tutanak yazıcısı tarafından imzalanması gerekmektedir. Bu hükmün konuluş amacı, tutanakların değiştiril-mesini önlemek ve onlara güven duyulmasını sağlamaktır.

    İmza noksanı bulunan duruşma tutanağı, içindekilerin güvenilirliği yönünde duraksamaya yer açar. Bu nedenle de belgelendirme değeri taşıyamaz.

    Bu itibarla, CYUY"nın 264. maddesindeki emredici kurala aykırı davranıldığından, diğer yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün öncelikle açıklanan usul yanılgısı nedeniyle bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

    1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün usul yanılgısı nedeniyle BOZULMASINA,

    2- Dosyanın Yerel Mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 21.12.2004 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara