Esas No: 2021/39983
Karar No: 2022/19746
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/39983 Esas 2022/19746 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2021/39983 E. , 2022/19746 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, şantaj, özel hayatın gizliliğini ihlal
KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, katılanlar ... ve ... vekilinin temyiz isteminin vekalet ücreti ile sınırlı olduğu belirlenerek dosya görüşüldü;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1- Sanığa yükletilen şantaj, tehdit ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Tehdit ve hakaret suçları yönünden cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Sanığın, katılanlara yönelik şantaj eylemlerini 01/04/2010 tarihinden 23/10/2010 tarihine kadar devam ettirdiği iddia edilmesine rağmen, sanık hakkında şantaj suçundan kurulan hükümler yönünden TCK'nın 43/1. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılamayacağı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
a- Sanık hakkında bozma öncesi şantaj suçundan kurulan ilk hükümde, sonuç ceza olarak 1 yıl 3 ay hapis ve 2500 TL adli para cezası verildiği ve hükmün yalnızca sanık müdafisi tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi gereğince cezayı aleyhe değiştirme yasağı gözetilmeden, sanık hakkında şantaj suçundan kurulan hükümlerde sonuç olarak toplam 2 yıl hapis ve 200 TL adli para cezasına cezasına hükmolunması,
b- 1136 Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/1. maddesi gereğince, kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine vekalet ücreti tayin olunması gerektiği şeklindeki hüküm gereğince, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi karşısında, katılanlara kendisini vekil ile temsil ettirmesi nedeniyle, katılanlar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafisi ve katılanlar ... ile ... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükümler fıkrasına, ''1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca sanığın şantaj suçundan kurulan cezalarının toplamda 1 yıl 3 ay hapis ve 2500 adli para cezası olarak infazına'' ve ''katılanlar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca 4.080, 00 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılanlara verilmesine” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve Kanuna uygun olan HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyizinde;
Sanığa atılı suça ilişkin Yasa maddesinde öngörülen cezanın üst sınırı uyarınca, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67/4. maddelerine göre, suçun tabi bulunduğu 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından, sanık ... müdafisi ve katılanlar ... ile ... vekilinin temyiz nedenleri bu nedenle yerinde görülmekle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, başkaca yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 67/4. ve CMK'nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞMESİNE, 17/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.