Esas No: 2004/6-192
Karar No: 2004/208
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/6-192 Esas 2004/208 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2004/6-192 E., 2004/208 K.
"İçtihat Metni"
Yağma suçundan sanıklar Mehmet Y....., Necati K...... ve Cahit M....."ın, sabit olan eylemlerine göre suçlarının niteliğinin değiştiği kabul edilerek, sanıkların özgürlüğü sınırlama suçundan dolayı TCY.nın 179/2-3 maddesi uyarınca ayrı ayrı 4 yıl ağır hapis ve 80.000.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin Ankara 9. Ağır Ceza Mahkeme-since 09.11.2000 gün ve 129-224 sayı ile verilen kararın sanıklar vekili ile katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 26.11.2002 gün ve 8055-13668 sayı ile;
"Sanıkların hep birlikte katılanı tehdit ederek 1.500 Dolar almalarından ibaret eylemlerinin TCK.nun 495/1 maddesindeki suçu oluşturduğunun gözetilmemesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 08.05.2003 gün ve 47-62 sayı ile; "TCY.nın 495 maddesindeki gasp suçunda, sanıkların tamamen haksız olarak menkul bir değerin elde edilmesidir. Sanıkların bu haksızlığı bilerek ve isteyerek elde etme çabaları sonucu gasp suçu oluşur.
Olayımızda sanıkların müdahilden para istemelerinin sebebi müdahilin Çorum"da bulunan bir arkadaşının çocuğuna iş bulmak için 2000 Dolara anlaştıkları, 2000 Doların 1000 Dolarının peşin ödeneceği, 1000 Dolarının da iş bulunduktan sonra ödeneceği konusunda anlaştıkları, sanıkların bu amaçla müdahilin arkadaşı müşteki İbrahim K....."ın oğluna iş bulmak maksadı ile Ankara"ya gittikleri, Ankara"da değişik kişilerle temasta bulundukları, yemek ve yatak ücreti ödedikleri, bunları masraf adı altında İbrahim K....."tan tahsil etmek istedikleri ancak İbrahim K....."ın bu parayı ödememekteki ısrarı üzerine sanıkların müdahil Ömer K....."i yanlarına alarak İbrahim K....."ın köyüne götürdükleri ve İbrahim K....."tan parayı alamayınca Ömer K.....ten bu parayı istedikleri, Ömer K....."in de bu parayı yakınlarından ve hatta mahkememizdeki beyanında sanık Necati K......"dan 100 Dolar borç istediği, sanık Necati K......"ın da kendisine 100 Dolar borç verdiğini ve borç alarak bu sanığa gasp edilen parayı ödediğini beyan etmiştir.
Böyle bir gasp suçunun işlenmesi mümkün değildir. Gasp eden sanık, gasp edilen kişiye borç para vererek para tahsil etmez. Bu durumda dahi sanıklardaki gasp suçunun veya gasp kastının varlığından ciddi endişeye düşülmektedir. Kaldı ki sanıklar müdahilden aracı oldukları kişiden yaptıkları masrafın ve vaad ettiği paranın ödenmesini istemişlerdir. Sanıkların yaptıkları iş ahlâken doğru olmayabilir, yaptıkları iş sonucu vermeyecek bir iş de olabilir. Ancak böyle bir işe aracı olan Ömer K..... sanıklarla görüşüp, konuşmuş ve İbrahim K....."ın bu parayı ödeyeceği taahhüdünde bulunmuştur. İbrahim K..... vaad ettiği parayı ödemeyince sanıklar Ömer K....."ten bu parayı istemişlerdir.
Yukarıda açıklandığı gibi sanıkların talepleri hukuka ve ahlâka aykırı olabilir, ancak bu kişiler kendilerinin haklı olduklarına inanmaktadırlar. Zira Ankara"da iş takibi için masraf yaptıklarını beyan ederek bu parayı istemektedirler. Dolayısı ile gasp suçunun ana unsuru olan haksız ve nedensiz para talep etmek gibi bir kasıtları bulunmamaktadır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.B..savcılığının "bozma" istekli 11.10.2004 günlü ve 178346 sayılı tebliğnamesiyle Birinci B..kanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okunup, konu müzakere edilmiş ve açıklanan karara varılmıştır.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yağma suçundan sanıklar Necati, Cahit ve Mehmet"in, suç niteliğinin değiştiği kabul edilerek özgürlüğü sınırlama suçundan cezalandırılmalarına karar verilen somut olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki hukuki uyuşmazlık, sanıkların eylemlerinin hangi suç niteliğine uyduğunun belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için yasal düzenlemenin incelenmesinde yarar vardır.
Ceza Yasasının 495 ve devamı maddelerinde düzenlenen yağma suçu, cebir-şiddet veya tehdit kullanılarak yapılan bir hırsızlıktır. Malın elde edilmesine veya tesliminin sağlanmasına yönelik cebir-şiddet veya tehdit kullanılmalıdır. Yağma suçunun unsurları;
a) Eylemin gerçekleştirilmesi için cebir-şiddet veya tehdit kullanılmalı ve korkutucu nitelikteki bu icbar, belli bir yoğunluğa erişmeli,
b) Cebir şiddet veya tehdit, malın zilyetine veya cürüm yerinde bulunan kişilere yönelik olmalı,
c) Mağdur, malı teslime veya alınmasına ses çıkarmamaya mecbur bırakılmalıdır.
Yağma suçu bir kişinin malını cebir ve şiddet veya tehdit kullanarak almak suretiyle oluştuğundan, unsurları itibariyle hem zilyetliğe hem de kişinin hürriyetine yönelik bir suçtur. Ancak burada kişi hürriyetine yönelen saldırı, mal aleyhine işlenen suçun gerçekleştirilmesi bakımından bir araç niteliğinde bulunduğundan, bu suç sonuç itibariyle "mal aleyhine" işlenen bir suçtur.
Öğretide ve yargısal kararlarda da benimsendiği üzere, a) Malın taşınabilir olması, b) Mal sahibinin rızasının olmaması, c) Malın alınması, d) Faydalanmak cürmî kastının varlığı, gibi hususlar yönünden hırsızlık suçuna benzeyen yağma suçu, failin malı almak veya fer"i zilyedinin malın alınmasına sükut etmesini sağlamak bakımından cebir ve şiddet veya tehdit kullanılarak işlenmesi itibariyle hırsızlık suçundan ayrılmaktadır.
Özgürlüğü sınırlama cürmü ise, Türk Ceza Yasasının 179. maddesinde düzenlenmiş olup, madde, "Bir kimse diğer bir kimseyi gayrimeşru surette kişi hürriyetinden mahrum ederse ... cezalandırılır." hükmünü taşımaktadır. Bu hüküm ile bireylerin hareket özgürlüğünün hukuka aykırı biçimde kaldırılması, kısıtlanması yaptırıma bağlanmıştır. Suçun maddi unsuru, kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasıyla oluşur. Suçun manevi unsuru ise, öğretide çoğunlukla benimsenen görüşe göre failin, mağduru kişisel özgürlüğünden yoksun bırakmaya yönelik hareketleri gerçekleştirmeyi istemesini ve bilmesini içeren genel kasttır.
Suçun genel kasttan ayrı olarak özel kastı gerektirip gerektirmediği hususunda tartışma bulunmasına karşılık, Ceza Yasamız anılan suçta, eylemin "gayrımeşru surette" işlenmesini öngördüğünden, failin bu şekilde hareket ettiğini bilmesini ve istemesini aramaktadır. Bu nedenle Hakim, suçun manevi unsuruna dahil olan "hukuka aykırılık bilinci"ni elbette araştıra-caktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alınıp değerlendirildiğinde;
Katılan Ömer K....., C.Savcılığına sunduğu şikayet dilekçesinde, aslen Çorum ili Bayat ilçesinden olup üç yıldır Polatlı"da oturduğunu, 11.08.1999 tarihinde hemşerisi İbrahim K....."ın misafir olarak geldiğini, aynı akşam yine misafir olarak gelen ve PTT.de çalışan, soyadını bilmediği Necati adlı kişi ile diğer misafiri İbrahim"i tanıştırdığını, sohbet sırasında İbrahim"in, oğlunun işsiz olduğunu söylemesi üzerine Necati"nin, İbrahim"in oğlunu işe sokabileceğini, ellerinde 4-5 kişilik kontenjan bulunduğunu söyleyerek ev telefonundan Cahit adlı kişiyi ara-dığını, bu kişinin isteği üzerine üçünün birlikte, Eti caddesi üzerinde bulunan bir büroya gittik-lerini, yanına gittiklerinde bu kişinin daha önce parti B..kanlığı da yapan Cahit M..... olduğunu ve yanında Mehmet Y..... adlı kişinin bulunduğunu gördüğünü, İbrahim K....."ın, oğlunun işe sokulması hususunda, 1.000 doları peşin, 1.000 dolarını da oğlu işe girince verilmek üzere 2.000 dolara anlaştıklarını, Ankara"ya gidecekleri için onları orada bırakarak yanlarından ayrıldığını, aynı gün Mehmet Y....."ın, telefonla kendisini arayarak İbrahim K....."ın telefonunu istediğini, İbrahim"in, iş olduktan sonra vereceğini söyleyerek parayı vermediğini öğrendiğini, aynı akşam evine gelen Necati"nin, dışarıdan birinin kendisini çağırdığını söylemesi üzerine dışarıya çıktığında Necati ve Mehmet Y....."ın kendisini siyah bir arabaya bindirerek Cahit M....."ın bürosuna götürdüklerini, tanımadığı bir kişi ile Cahit"in de arabaya bindiklerini, kendisini kaçır-dıklarını anladığını, evine telefon etmesine izin vermeyip, kimseye söylerse öldüreceklerini söyleyerek, İbrahim K....."ın vermediği parayı kendisinden istediklerini, Bayat ilçesi İshaklı köyüne yaklaştıklarında elini ve belini kırarak atacaklarını söyleyip Necati ve kendisine birer açık çek imzalattıklarını, köy meydanına vardıklarında İbrahim K....."ı bulmasını istediklerini, Necati ile gidip İbrahim"i evinden alıp köy meydanına Cahit M....."ın yanına getirdiklerini, bu arada meydanda 15-20 kişinin birikmiş olduğunu, burada İbrahim"e, "Bana bunu mu yapacaktın, bana açık senet imzalattılar" diyerek ağlamaya B..ladığını, bunun üzerine İbrahim"in, Cahit M....."a dönerek, "siz bundan ne arıyorsunuz kardeşim parayı verecek olan benim, oğlan benim, işimi yapın alın" dediğini, bu tepki üzerine köylülerin, sanıkları dövmeye kalkıştığını ve kendisi ile Necati"yi tekrar arabaya bindirip hızla oradan uzaklaştıklarını, saat 04.00 sıralarında kendisini Polatlı"daki evine bıraktıklarını, Mehmet Y....."ın, kendisini telefonla arayarak tehdit edip, çoluk çocuğunu öldüreceğini söylediğini, bu nedenle Hasan D..... ve bir B..ka kişiden 1.000 dolar temin ederek Cahit M....."ın bürosunda Mehmet Y....."a verdiğini, 500 dolar daha isteyince 400 dolar daha verdiğini ve 100 dolarını da Necati"nin verdiğini, bu paraları verince imzaladıkları çeklerin suretlerini yırttıklarını, ancak kendilerine vermediklerini, 17.08.1999 günü yine Necati ve Cahit"in kendisini arayıp, çekin aslını almasını istediklerini ve kendilerini mahkemeye verirse öldüreceklerini söyleyip yine tehdit ettiklerini, korkusundan gidip çeki alamadığını, bu kişiler hakkında şikayetçi olduğunu belirtmiştir.
Kolluk tarafından alınan ifadesinde; Necati, Cahit ve Mehmet adlı kişilerin, konuşacaklarını söyleyerek kendisini evinden çağırıp sonra da alıp köye götürdüklerini, İbrahim para vermeyince kendisini tekrar Polatlı"ya getirip para istediklerini, üzerinde olmadığı için B..kalarından borç alıp 1.400 dolar verdiğini, ayrıca bu kişilerin kendisinden açık senet almış olduklarını, parayı aldıkları halde kendisinden zorla almış oldukları senedi geri vermediklerini, polise gitmesi halinde öldüreceklerini söyleyip sürekli kendisini tehdit ettiklerini, şikayetçi olduğunu beyan etmiştir.
C.Savcılığında da, Aziz A..... adlı kişiyi tanımadığını, avukatının bir partinin ilçe B..kanı olan bu kişiyi telefonla arayıp kendisine yardımcı olmasını istemesi üzerine çağırması nedeniyle yanına gittiğini, bürosunda olayı ona anlattığını, Aziz"in, "bu adamlar sahtekar" diyerek polise telefon ettiğini ve 4-5 sivil polisin geldiklerini, olayı onlara da anlattığında polislerin, "savcılığa şikayet dilekçesi ver biz de işlem yapalım" demeleri üzerine şikayet dilekçesini verdiğini belirtmiş ve olayı şikayet dilekçesine uygun olarak anlatmış, ayrıca kendisine imzalatılan senedin, bildiği kadarıyla bono olduğunu, kendisine pulun üzerine ve açığa imza attırdıklarını, diğer yerlerinin boş olduğunu zannettiğini, 1.500 dolar parayı Mehmet Y....."a verdiğinde senedi çıkarıp yırttıklarını, ancak yırtılan kısmı kendisine vermeyip attıklarını, yırtılan şeyin kendi imzaladığı senet olup olmadığını bilemediğini bildirmiştir.
Duruşmada ise, hemşerisi olan İbrahim"in, oğlunu işe yerleştirmek için araştırma yaptığını, kendisini sanıklar Cahit ve Necati ile tanıştırdığını, bu sanıklara iş bulma karşılığında 1.000 Dolar peşin, 1.000 Dolar da iş bittiğinde ödeneceğini, bunların birlikte Ankara"ya gittiklerini, sonra İbrahim"in onlardan ayrılarak köyüne gitmiş olduğunu fakat bu anlaşma gereği Cahit ve Necati"nin para alamadıkları için kendi evine geldiklerini ve Cahit"in bürosuna götürerek bu iş karşılığında masraf yaptıklarını, peşin ödenmesi gereken 1.000 Doları alamadıklarını ve bu parayı almaları gerektiğini söyleyerek arabaya bindirip İbrahim"in yanına Çorum ili Bayat ilçesi, İshaklı köyüne götürdüklerini, burada kendisine açık bono imzalatıp parayı İbrahim"den alamazlarsa senedi dolduracaklarını belirttiklerini, tehdit karşısında korkusundan senedi imzalamak zorunda kaldığını, gece yarısı köye ulaştıklarında İbrahim"i çağırdığını, sanıklar ile görüştüklerinde İbrahim"in parası olmadığını söylediğini, olay yerine köylüler gelince onu bırakıp kendisini tekrar otomobile bindirip Polatlı"ya getirdiklerini, 2.000 Doları getirirse senedi vereceklerini, yoksa icraya koyacaklarını söylediklerini, korktuğu için 1.500 Dolar temin edip sanıklardan Mehmet Y....."a verdiğini, onun da elinde bulundurduğu bir senedi yırttığını, ancak kendi imzaladığı senet olup olmadığını bilemediğini, 1.500 Doları temin edebilmek için eşine, dostuna gittiğini, sanık Necati"nin kendisini büroya götürürken 1.400 Dolar para temin edebildiğini söylediğinde çıkartıp 100 Dolar borç verdiğini, böylece 1.500 Dolar olarak sanıklara vermiş olduğunu söylemiştir.
Sanık Necati K......, kollukta ve duruşmada alınan ifadelerinde suçlamaları kabul etmediğini, bu olaylarla bir ilgisinin olmadığını, her iki tarafı da tanıdığını ancak hiçbir şekilde aracılık yapmadığını beyan etmiştir.
Sanık Cahit M..... kollukta, yakınan Ömer"i, sanık Necati K...... aracılığı ile tanıdığını, iddia edildiği gibi yakınanın, İbrahim K..... adlı kişiyle birlikte yazıhanesine gelmediğini, bu kişinin oğlunu parayla işe aldırma konusunda anlaşmadıklarını ve yakınanı, arabayla Bayat ilçesi İshaklı köyüne götürmediğini, kesinlikle yakınandan para almadığını ve zorla senet imzalatmadığını, suçlamaları kabul etmediğini, Mehmet Y....."ın, kendisinin ortağı olduğunu, onun da böyle bir şey yaptığını sanmadığını, İbrahim K..... adlı kişiyi tanımadığı gibi hiçbir şekilde karşılaşmadığını, bu konuda daha önce Aziz A..... adlı kişinin çağırıp kendisiyle konuştuğunu beyan etmiştir.
Duruşmada ise, benzer şekilde anlatımda bulunmakla birlikte ayrıca, yakınan Ömer"i, kendisine muska yazması nedeniyle tanıdığını, ona 50 milyon lira para verdiğini, suçlamaları kabul etmediğini, zorla senet almadığını söylemiştir.
Sanık Mehmet Y..... kolluk ifadesinde; yakınan Ömer K....."i tanımadığını, yaklaşık 10 gün önce yakınanın yazıhanelerine gelerek ortağı Cahit M..... ile oturduğunu ve konuşup ona bir şey verdiğini, Cahit"in de karşılığında para verdiğini ve sonra yakınanın ayrılıp gittiğini, o gittikten sonra Cahit"e sorduğunda, muska yazdığını söylediğini, daha sonra yakınanı görmediğini, geçen hafta da bir partinin ilçe B..kanının Cahit"i arayıp çağırması üzerine birlikte yanına gittiklerinde yakınanın orada oturmakta olduğunu, ilçe B..kanı Aziz A....."ın, Cahit ile bir süre yalnız görüştüklerini, sonra yanlarına gittiğinde Aziz A....."ın, Cahit"e, bu kişinin parasını aldıklarını söylediğini, bunun üzerine madem böyle bir şey varsa yakınanın neden polise değil de onun yanına gittiğini sorduklarını, sonra Cahit ile partinin salonuna geçip oturduklarında, polis olduklarını gördüğü dört kişinin Aziz A....."ın yanına geldiklerini, bir odada görüştüklerini ve yakınanın da bu odaya girdiğini, bir süre de onunla görüştüklerini ve daha sonra Aziz A....."ın, "bu olay uzamasın" dediğini, oradan ayrıldıklarını, iddia edildiği gibi arkadaşı Cahit M..... ile birlikte yakınandan zorla para alıp senet imzalatmadıklarını, İbrahim K..... adlı kişiyi tanımadığını, bu olayla bir ilgisi olmadığını, bu işleri Aziz A..... adlı kişinin düzenlediğini tahmin ettiğini, yakınan Ömer"in, kendilerine telefonla MHP ilçe teşkilatına 2.000 dolar bağış yaptığını bildirip, "bundan sonra Aziz A....."la ve gelen dört polisle uğraşacaksınız" dediğini, suçlamaları kabul etmediğini, adı geçen Necati adlı kişiyle de daha önceden bir tanışıklığı ve samimiyetinin olmadığını, yakınanın kendilerine iftira attığını, yakınan ve onu yönlendiren Aziz A....."dan şikayetçi olduğunu beyan etmiş, duruşmada da benzer şekilde savunma yapmıştır.
Tanık İbrahim K..... C.Savcılığındaki ifadesinde; Ağustos ayında Polatlı"da, Ömer K....."e misafir olduğunu, Necati adlı kişinin de geldiğini, sohbet sırasında işe alınmalar söz konusu olunca bu kişiden oğlunun da işe alınmasını rica ettiğini, Necati"nin bir yerlere telefon edip yemekten sonra kendilerini bir büroya götürdüğünü, burada tanımadığı 4 kişinin kendisinden 1.500-2.000 dolar alarak oğlunu işe alacaklarını söylediklerini, düşünmek için süre isteyip Ömer"in evine döndüğünü, köyüne döndükten sonra Mehmet adlı kişinin 2-3 defa telefon açarak para istediğini, işin yasal olmadığını bu nedenle para vermeyeceğini söyleyerek kendi açısından olayı kapattığını, ancak 3-4 gün sonra gece yarısı yakınan Ömer"in yanında Necati, Mehmet ve tanımadığı bir kişi ile arabayla köyüne geldiklerini, yakınanın kendisini görür görmez ağlamaya B..layarak kendisine zorla senet imzalatıp işkence yaptıklarını söylediğini, görünüşünün perişan bir halde ve eziyet görmüş şekilde olduğunu, oğlunun işe alınması karşılığında ödemesi gereken parayı yakınandan tahsil etmek istemiş olduklarını, yakınanın senet imzaladığını görmediğini ancak bunu kendisine söylediğini, daha sonra görüştüklerinde de Necati, Mehmet ve arkadaşlarının mafya tipi örgütlenme içerisinde olduklarını,gittikleri muhasebe bürosunu da paravan olarak kullanıldığını söylediğini beyan etmiş, duruşmada da benzer şekilde anlatımda bulunmuştur.
Tanık Aziz A..... aşamalarda özünde tutarlı şekilde, 1998 yılından beri bir partinin Polatlı ilçe B..kanı olduğunu, 1999 yılı Ağustos ayında yakınanın, parti binasına gelerek kendisinden yardım isteyip, daha önce partilerinde görev yapmış olan Cahit M..... ve Mehmet Y..... ile postanede çalışan Necati K...... adlı kişilerin, yeğenini işe aldırma konusunda yardımcı olacaklarını söyleyerek kendisinden 2.000 dolar para istediklerini, işe girecek kişinin babasının istenen parayı temin edememesi üzerine, bu kişilerin tehditle kendisinden para aldıklarını, hala tehditlerini devam ettirdiklerini söylediğini, bu durumun polisi ilgilendirdiğini belirterek polisi aradığını, yakınanın durumu polislere de anlattığını, polislerin yakınanı alarak karakola götürdüklerini, partinin adı kullanıldığı için adı geçen kişilerle de görüştüğünü ancak durumu inkar ettiklerini, yakınanın dolandırılıp dolandırılmadığını, olayın gerçek olup olmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
Tanıklar yakınanın eşi Satı K..... ile komşusu Fadime T...... ise, yakınanın sanıklardan Necati ve arkadaşları tarafından araba ile götürüldüğünü belirtmişler ve yakınanın olayı kendilerine anlatmasına dayalı olarak onun anlatımına uygun anlatımda bulunmuşlardır.
Tanıklar Murat B.., Bekir B.. ve Mehmet K..... da yakınan Ömer"in yanında üç kişi ile bir gece köylerine gelerek muhtar İbrahim K....."ı sorduklarını ve onunla bir süre görüşüp gittiklerini, uzakta olduklarından konuşmaları duyamadıklarını, yakınan Ömer"in perişan bir görüntüde olduğunu beyan etmişlerdir
Bütün bu anlatımlar birlikte değerlendirildiğinde;
Yakınan Ömer"in aşamalarda kendisine zorla imzalatılan belgeyi önce çek sonra da bono olarak açıklaması ve söz konusu belgenin ortada olmaması karşısında, B..kaca bir hukuki kanıt da elde edilemediği nazara alınarak bu kuşku sanıklar lehine değerlendirilmek suretiyle yakınana zorla belge imzalatıldığını kabule olanak yoktur. Aşamalardaki anlatımlarından da açıkça anlaşıldığı üzere, yakınan Ömer, tanık İbrahim K....."a ulaşabilmek ve bu suretle de bu kişiden, alacakları olduğuna inandıkları parayı tahsil edebilmek için, nerede olduğunu bildiği köye götürülmüştür. Bu nedenle sanıkların yakınan Ömer"in özgürlüğünü kısıtlamak için hukuka aykırılık bilinci ile hareket ettiklerini kabule de olanak yoktur. Tanık İbrahim"in para ödemeyi kabul etmemesi üzerine Polatlı"ya dönerek yakınan Ömer"i evine bırakmaları da bu durumu doğrulamaktadır. O halde olayda TCY.nın 179. maddesindeki özgürlüğü sınırlama suçunun unsurları oluşmamıştır. Ancak, bundan sonraki günlerde sanıkların, tanık İbrahim"den alamadıkları parayı, her hangi bir kefaleti ya da borcu kabullenmesi hali olmadığı halde haksız olarak yakınan Ömer"den istemek, telefonla tehditlerde bulunmak ve sonuç olarak 1.500 Dolar parayı zorla almaktan ibaret eylemleri, bir bütün halinde TCY.nın 495. maddesindeki yağma suçuna uymaktadır. Yerel Mahkemece dosya kapsamına ve mevcut kanıtlara uymayan gerekçelerle suç niteliğinin yanlış belirlenmesi ve direnme kararı verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan hüküm tarihi itibariyle katılan lehine 550.000.000 lira vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken noksan olarak 172.500.000 lira vekalet ücretine hükmedilmesi ve bunun katılan asil yerine vekiline verilmesinin kararlaştırılması da yasaya aykırıdır.
Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün, suç niteliğinin yağma suçu yerine isabetsiz olarak özgürlüğü sınırlama olarak belirlenmesi ve katılan lehine noksan vekalet ücreti hükmedilerek, bunun da yanlış kişiye verilmesi isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.B..savcılığına tevdiine, 30.11.2004 günü tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.