Esas No: 2021/5580
Karar No: 2022/4692
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/5580 Esas 2022/4692 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/5580 E. , 2022/4692 K.Özet:
Davacı, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği 24 aylık sürede tamamlanması gereken inşaatın zamanında tamamlanmaması ve usulüne uygun olarak teslim edilmemesi nedeniyle emsal kira bedeli olarak 88 aylık, Ekim 2005 tarihinden Ocak 2013 tarihine kadar hesaplanacak kira bedeli üzerinden 100.000 TL tazminat talep etmiştir. Mahkeme ise davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davalı vekili temyiz ettiği kararda ise zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini talep etmiştir. Yargıtay, davalının ileri sürdüğü zamanaşımı def'i değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kanun olarak, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde müteahhidin ifasının gecikmesi halinde müsbet zarar kapsamında gecikme tazminatı talebinde bulunulabileceği, bu tazminatın gecikilen her ayın sonunda muaccel olacağı ve zamanaşımının da tazminatın muaccel olduğu anda işleyeceği belirtilmiştir. (Madde 475 ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 13/10/2003 tarihide kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeyle davalının inşaatı 24 ayda tamamlamasını ve davacıya biri anahtar teslimi, biri kaba sıvası yapılmış iki daire vermesini kararlaştırdıklarını, davalının inşaatı 24 aylık sürenin sonu olan 13/10/2005 tarihinde teslim edemediğini, davacıya usulüne uygun olarak teslimin halen yapılmadığını, binada iskan alınmadığını belirterek emsal kira bedeli olarak 1.668,78 TL'den 88 aylık, Ekim 2005 tarihinden Ocak 2013 tarihine kadar hesaplanacak kira bedelinden şimdilik 100.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının Bakırköy 15. Noterliğinin ihtarnamesi ile geciken teslim nedeniyle her iki daire için aylık 1.000,00 TL kira bedeli ödenmesini, teslim süresinin 13/02/2006 tarihine kadar uzatıldığını, bu tarihe kadar inşaatın teslimini talep ettiğini, davalının 23/05/2006 tarihli ihtarname ile davacı tarafa dairelerin teslime hazır olduğunu ve 10 gün içinde teslim almasını ihtar ettiğini, yine 07/11/2006 tarihli ihtarnamede kat mülkiyet iskan işlemleri için vekalet verilmesini talep ettiğini, davacının ise 13/04/2006 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini belirterek sonrasında dava açtığını, davanın reddedilerek kesinleştiğini, davacının iyi niyetli olmadığını, işlemler için gerekli vekaletnamelerin verilmediğini, binanın teslim edilememesinde davacının kusurunun bulunduğunu, davacının teslim süresini 13/02/2006 tarihine kadar uzatması nedeniyle bu tarihe kadar kira kaybı talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde davanın 122.193,46 TL üzerinden kısmen kabulüne dair verilen hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin zamanında ifa edilmemesi nedeniyle doğan kira tazminatının tazmini istemine ilişkin olup, davacı arsa sahibi, davalı yüklenicidir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin ifayı geciktirmesi halinde müsbet zarar kapsamında gecikme tazminatı talebinde bulunulabilir. Bu tazminat gecikilen her ayın sonunda muaccel olur ve talep edilebilir hale gelir. Bu nedenle de zamanaşımı tazminatın muaccel olduğu anda işlemeye başlar.
Davacı vekili ibraz ettiği 20/09/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde talep edilen 100.000,00 TL alacağın, 16.07.2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 127.273,46 TL olarak arttırılan bedel üzerinden davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacının ıslah dilekçesi davalı vekiline 01/10/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili süresinde sunduğu 07/10/2019 tarihli dilekçesi ile ıslah edilen alacak bakımından zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Bu durumda, davalı vekilinin ileri sürdüğü zamanaşımı def’i değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'i dikkate alınmadan ıslahla artırılan alacağın tümünün hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın talep halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.