Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/6-171 Esas 2004/195 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2004/6-171
Karar No: 2004/195

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/6-171 Esas 2004/195 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Çorum Ağır Ceza Mahkemesi, resmi evrakta sahtecilik suçundan sanık Arif I.....'in beraatına karar vermişti. Ancak Yargıtay 6. Ceza Dairesi, Adli Tıp Kurumu'nun raporu doğrultusunda sanığın eyleminin sübuta erdiğini belirterek hükmü bozdu. Yerel mahkeme ise direnme kararı verdi ve sanığın ekonomik çıkarının bulunmaması nedeniyle beraatına karar verildi. Ancak Ceza Genel Kurulu, kanıtların tam olarak toplanmadığını belirterek soruşturmanın genişletilmesi gerektiğine karar verdi ve usulüne uygun şekilde oylama yapılmadığı gerekçesiyle Yerel Mahkeme'nin direnme kararının kaldırılmasına karar verildi. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: 765 S. Türk Ceza Kanunu (Mülga) [Madde 31], 765 S. Türk Ceza Kanunu (Mülga) [Madde 33], 765 S. Türk Ceza Kanunu (Mülga) [Madde 342], 765 S. Türk Ceza Kanunu (Mülga) [Madde 349], 1412 S. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (Mülga) [Madde 381], 1412 S. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (Mülga) [Madde 384], 1412 S. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (Mülga) [Madde 385].
Ceza Genel Kurulu 2004/6-171 E., 2004/195 K.

Ceza Genel Kurulu 2004/6-171 E., 2004/195 K.

  • OYLARIN ÇOKLU DAĞILIMINDA ÇOĞUNLUĞUN SAĞLANMASI
  • REYE İŞTİRAK MECBURİYETİ
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 31 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 33 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 342 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 349 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 381 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 384 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 385 ]
  • "İçtihat Metni"

    Resmi evrakta sahtecilik suçundan sanık Arif I......."ın beraatına ilişkin Çorum Ağır Ceza Mahkemesince 13.04.2000 gün ve 83-51 sayı ile verilen kararın katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesince 02.05.2002 gün ve 2107-5606 sayı ile;

    "Oluşa, dosya içeriğine ve Adli Tıp Kurumunun 8 Nisan 1999 günlü raporuna göre suça konu bonoda ödeyecek bölümünde yazılı olan Şenay I....... yazısının, sanığın el ürünü olduğunun anlaşılması karşısında eyleminin sübuta erdiği gözetilmeden, hükümlülük yerine, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

    Yerel Mahkeme ise 17.06.2003 gün ve 161-206 sayı ile ;" Sanığın dava konusu senede kefil sıfatıyla imza atmış olmasından dolayı üzerine atılı suçu işlemesinde ekonomik ve hukuki bir çıkarının bulunmadığı, kefil olarak imzasının bulunması nedeni ile senetten dolayı sorum-luluğunun devam ettiği, ayrıca senet üzerindeki yazıların ve o arada ödeyecek hanesinde ismi bu-lunan borçlu isminin de (Şenay I.......) sanık tarafından yazılmış olması tek başına dolaylı olarak Şenay I....... ismi altındaki imzanın da sanık tarafından atıldığı yönünde bir kanıyı oluşturmamaktadır. Zira, senedin bir bütün olarak sanık tarafından düzenlendiği taraflarca da kabul edil-mektedir. Borçlu Şenay I....... ve alacaklı Rıza arasında herhangi bir ticari ilişki mevcut değildir. Asıl ilişki sanık ile mağdur arasında olmakla birlikte alacaklı tarafın gerçekte asıl borçlu olan sanığın eşini de kefil olarak yükümlülük altına almak istemesi sonucu tarafların bu konuda an-laştıkları, ancak zamanın yürürlükteki Medeni Yasanın erkeğin borcu için kadının kefaleti ko-nusundaki tedbir niteliğinde düzenlemeleri dolanılmak suretiyle gerçek ilişkide borçlu olan sa-nığın dava konusu senette görüldüğü üzere eşi Şenay"ın borcuna kefil olduğu ve mahkememizin kabulünün aksine asıl borçlu Şenay I....... yazısı altındaki sanık tarafından sahte olarak atıldığı kabul edilse dahi, sanığın bunda herhangi bir ekonomik çıkarı olmadığı, dolayısıyla sanığın beraatına karar vermek gerektiği..." gerekçesiyle ve oyçokluğuyla önceki hükümde direnmiştir.

    Bu kararın da o yer C.Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Baş-savcılığının "bozma" istekli 29.06.2004 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    İşin esasının görüşülmesine geçilmeden önce, Yerel Mahkemece direnme kararı verilirken usulüne uygun şekilde oylama yapılmış olup olmadığı, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca "ön sorun" olarak ele alınmıştır.

    İncelenen dosya içeriğine göre;

    Bozmadan sonra yapılan yargılamada, direnme hükmüne katılmış olan Yerel Mahkeme Başkanı Yargıç Celal Ünal, aynen;

    "Sanık Arif I....... hakkında Türk Ceza Kanunu"nun 349/2. maddesi delaletiyle 342/1, 31, 33. maddesi uyarınca tecziyesi istemiyle açılan kamu davasında Çorum Ağır Ceza Mah-kemesinin 1999/83 esas, 2000/51 karar sayılı kararıyla sanığın kanıt yetersizliği nedeni ile beraatına 13.04.2000 tarihinde karar verilmiş, müdahil vekilinin temyizi üzerine Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2002/2107 esas 2002/5606 karar nolu 02.05.2002 tarihli kararıyla mahkememiz kararını bozmuş ve bozma gerekçesinde oluşa, dosya içeriğine ve Adli Tıp Kurumunun 08 Nisan 1999 günlü raporuna göre suça konu bonoda ödeyecek bölümünde yazılı olan Şenay I....... yazısının sanığın eli ürünü olduğunun anlaşılması karşısında eyleminin sübuta erdiği gözetilmeden hükümlülük yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesini gerekçe olarak belirtmiştir.

    Kanaatimiz odur ki dosyada kanıtlar tamamen toplanmış değildir. Zira, bozma ilamına uyulmalı ve müteakiben Adli Tıp Kurumunun 08 Nisan 1999 tarihli raporunda sadece senet metnindeki Şenay I....... yazısının sanığın eli ürünü olduğu konusunda rapor tanzim edilmiş olduğundan savunma doğrultusunda yeniden araştırma yapılmalı, senet metninde yer alan yazıların, örneğin senedin zorunlu unsurlarından olan ödeme günü, lehdar gibi hususların sanık tarafından düzenlenip düzenlenmediği konusu araştırılmalıdır. Örnek vermek gerekirse vade veya lehdar hanesindeki yazıların sanığa ait olmaması halinde bu durum savunmayı doğrulayabileceği gibi sanığın belirtmiş olduğumuz unsurlardan biri eksik olarak senedi vermiş olması halinde de söz konusu senet kambiyo senedi niteliğini kaybetmiş olacak ve özel evrak sayılması gerekecek, buna göre hüküm tesisi gerekecektir." şeklinde, soruşturmanın genişletilmesi yönünde karşı oy kullandığı anlaşılmaktadır.

    CYUY.nın 256, 381, 384 ve 385. maddelerinde, son kararın verilmesini sağlamaya yönelik "müzakere, rey verme, reylerin dağılması, reylerin toplanması" ile ilgili kurallar yer almak-tadır. Hüküm kurulması sırasında ortaya çıkan tâli sorunların öncelikle çözülmesi ve sonraki aşamada son (nihai) kararın verilmesi gerekmektedir.

    Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren kararlarında da açıklandığı üzere, soruşturmanın genişletilmesi CYUY.nın 384. maddesinde yazılı sorunlardan olup bu yöndeki oylar, 385. maddeye göre kendisine yakın olan oya ilâve edilebilecek, davayı sonuçlandırıcı oylardan değildir. Bu nedenle soruşturmanın genişletilmesine ilişkin görüş, "ön sorun" olarak CYUY.nın 384. maddesi uyarınca öncelikle oylanmalı, oylama sonucunda bu konudaki oylar azınlıkta kalmış ise, azınlık oyunu oluşturan üyelerin de katılımı ile davanın esası hakkında nihai (sonuçlandırıcı) oylama yapılmalıdır.

    İncelenen dosyada, hükmün esasını oluşturan ve yakınan vekili ile sanık vekilinin yüzlerine karşı tefhim edilen kısa kararda kullanılan karşı oyun işin esasına ilişkin olup olmadığı hususu mahkeme başkanınca tutanağa geçirilmeyip yalnızca oyçokluğu ile karar verildiğinin belirtilmesi karşısında ve yukarıda açıklanan karşı oyun, niteliği itibariyle soruşturmanın genişletilmesine yönelik olup, mahkeme başkanının işin esası hakkında görüşünü açıklayacak şekilde oy kullanmadığı, bu suretle CYUY.nın 384. maddesi hükmüne aykırı davranılmak suretiyle usulüne uygun bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.

    Bu itibarla, Yerel Mahkemece CYUY.nın 384. maddesi uyarınca bu husus öncelikle oylanıp, Mahkeme Başkanı Celal Ünal"ın sonuç doğurucu oy kullanması sağlanmadığından, hukuken yok hükmünde bulunan direnme kararının ortadan kaldırılmasına, dosyanın usulüne uygun oylama yapılarak karar verilmek üzere yerine iadesine karar verilmelidir.

    SONUÇ:Açıklanan nedenlerle hukuken yok hükmünde bulunan Çorum Ağır Ceza Mahkemesinin 17.06.2003 gün ve 161-206 sayılı direnme kararının KALDIRILMASINA, işin esası hakkında usulüne uygun bir karar verilmek üzere dosyanın yerine gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 12.10.2004 günü oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara