Esas No: 2020/1263
Karar No: 2021/3148
Karar Tarihi: 30.06.2021
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/1263 Esas 2021/3148 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı ile aralarında imzaladıkları inşaat sözleşmesi uyarınca belirtilen tarihte bağımsız bölümlerin teslim edilmemesi, eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi, kira bedelinin ödenmemesi ve diğer giderlerin tahsili için dava açmıştır. Mahkeme, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, Yargıtay kararı incelendiğinde, bilirkişi raporlarında belirtilen işlerin hangisinin ayıplı iş, hangisinin eksik iş olduğu ve ayıplı işin süresinde ihbar edilip edilmediği konusunda mahkemece bir değerlendirme yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 477/3. maddesi
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 474 ve 477. maddeleri
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 475. maddesi
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147/son maddesi
- 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 362/3. maddesi
- 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 359 ve 362. maddeleri
- 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 360. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz talebinde bulunan davalı vekili Avukat ... ile davacılar vekili Avukat Umut Şeker"in gelmeleriyle duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Bakırköy 15. Noterliği’nin 01.10.2004 tarih ve 37799 nolu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, 1. Bölge, Şevketiye Mah. 1080 ada 9 parselde bulunan taşınmaz üzerine yapılacak binadan 1 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin tarafına verileceğinin düzenlendiğini, sözleşme uyarınca ruhsat tarihinden itibaren 18 ay içinde bağımsız bölümlerin teslim edileceğini, ruhsatın 13.12.2004 tarihinde alındığını, bağımsız bölümlerin buna göre 13.06.2006 tarihinde teslim edilmesi gerekirken 01.08.2008 tarihinde teslim edildiğini, ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/293 Değ. İş sayılı dosyası ile yaptırılan tespit sonucunda eksik ve ayıplı işler giderim bedelinin 76.900,00 TL olarak belirlendiğini, ancak tespit raporunda sözleşme uyarınca konulması gereken jeneratör bedelinin hesaplanmadığını, bu nedenle eksik ve ayıplı işler giderim bedeli olarak 85.000,00 TL, geç teslim nedeniyle kira tazminatı olarak şimdilik 20.000,00 TL ile sözleşme uyarınca ödenmesi gereken kira bedeli olarak şimdilik 40.000,00 TL, iskan masrafı olarak da şimdilik 2.000,00 TL toplam 147.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bağımsız bölümlerin süresinde teslim edildiğini, eksik ve ayıplı iş bulunmadığı gibi süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, yokluklarında yapılan tespiti kabul etmediklerini, tespit raporunun taraflarına tebliğ edilmediğini, kira yardımının ödendiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı yüklenici tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK"nın 477/3. ( 818 sayılı BK"nın 362/3.) maddesi, "Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır." hükmünü içermektedir.
Yüklenicinin iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda 6098 sayılı TBK"nın 474 ( 818 sayılı BK"nın 359), gizli ayıplarda ise 6098 sayılı TBK"nın 477. ( 818 sayılı BK"nın 362.) maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, 6098 sayılı TBK"nın 475. ( 818 sayılı BK"nın 360.) maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede farkedilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede (TBK m.474); gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir (TBK m. 477). Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler bedeli ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (TBK m. 147/son ) talep edilebilir. Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (YHGK"nın 02.02.1979 gün 1977/11-393 E. 1979/80 K. sayılı ve Dairemizin 16.01.2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında bu ilke ve esaslar ayrıntıları ile açıklanmıştır.)
Öte yandan, YHGK"nın 13.05.2009 tarih ve 13-160 E., 185 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, ayıp ihbarı kural olarak şekle tabi bulunmayıp içeriği itibariyle ayıptan karşı tarafın haberdar olmasını sağlamaya elverişli her türlü ihbarın, ayıp ihbarı olarak kabulü mümkün olup, tespit dilekçesinin ya da raporunun tebliği işleminin de ayıp ihbarı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Söz konusu açıklamayı somut uyuşmazlığımız bakımından değerlendirdiğimizde; mahkemece yargılama aşamasında iki ayrı bilirkişi kurulundan rapor alındığı, her iki rapora ve tespit raporuna dayanılarak ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; az yukarıda açıklandığı üzere alınan bilirkişi raporlarında belirtilen işlerin hangisinin ayıplı iş, hangisinin eksik iş, ayıplı iş ise hangisinin açık ayıp hangisinin gizli ayıplı iş olduğu konusunda değerlendirme yapılmadığı gibi, ayıplı işin süresinde ihbar edilip edilmediği konusunda da mahkemece bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
İş bu nedenle mahkemece yapılacak iş; son bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak bedelleri hesaplanan işlerin tek tek değerlendirilerek, bunların ayıplı iş mi, yoksa eksik iş mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğunun belirlenmesinin istenmesi, inşaatın davacılara fiilen teslim edildiği tarih itibarıyla açık ayıplarla ilgili teslimden sonra yükleniciye TBK"nın 474. (BK"nın 359) maddesinde öngörülen sürede ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin TBK"nın m. 477. (BK"nın 362) maddesine uygun olarak haberdar edilip edilmediği hususları üzerinde durulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 3.050,00TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 30.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.