Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8073 Esas 2022/20146 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/8073
Karar No: 2022/20146
Karar Tarihi: 18.10.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8073 Esas 2022/20146 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2022/8073 E.  ,  2022/20146 K.

    "İçtihat Metni"

    K A R A R

    Hakaret suçundan şüpheli ... isimli ... kullanıcısı hakkında yapılan soruşturma sonunda ...Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/01/2021 tarihli ve 2021/941 soruşturma, 2021/748 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/03/2021 tarihli ve 2021/1142 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 20/04/2022 gün ve 2022/39211 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
    İstem yazısında;
    "5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Somut olayda, müşteki tarafından kayda alınan ve sosyal medyada paylaşılan videonun haber konusu olması üzerine, Gazete ... adlı ... kullanıcısı tarafından bahse konu habere atıfta bulunularak ...'de kadınlara hakaret eden 3 polis ve bir imam açığa alındı başlıklı haber yapıldığını, müştekinin videoda, kendi aralarında arkadaşlarına şaka amaçlı "Türkiyenin en çirkin kadınları nerededir" sorusunu sorduğu, okey oynayan arkadaşlarınında farklı cevaplar verdikleri, video bir müddet sonra müştekinin rızası dışında sosyal medyada paylaşıldığını, bu paylaşımın altına ... adlı ... kullanıcısının "Dunyanın butun orospu lari bir araya gelse, sizden 4 tane daha doğuramaz." şeklindeki sözlerle şüphelinin müştekinin şeref ve haysiyetine yönelik hakaret ettiği yönündeki şikâyeti üzerine,
    ...Cumhuriyet Başsavcılığınca, "... sitesinde paylaşımı yapılan video görüntüsünde birden fazla kişinin bulunduğu, şüpheliler tarafından sarf edildiği iddia edilen ifadelerin duraksanmayacak şekilde müşteki ...'ın şahsına yönelik olduğunun anlaşılamadığı gibi bu yönde somut bir delil bulunmadığı, dolayısıyla matufiyet şartının gerçekleşmediği, bu itibarla şüphelilerin üzerine atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı" gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de,
    Söz konusu videoyu kayda alan kişinin müşteki ... olduğunun şikâyet dilekçesinde belirtildiği, hakaret içerdiği iddia edilen ... paylaşımının ise "...'de kadınlara hakaret eden 3 polis ve bir imam açığa alındı" şeklinde doğrudan videoyu kayda alan kişilere yönelik ifadelerde bulunduğu nazara alındığında, matufiyet şartının gerçekleştiği cihetle, söz konusu sosyal medya hesabı ile ilgili açık kaynak araştırması yaptırılması, şüphelinin kimlik bilgilerinin tespiti durumunda savunmasının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden soruşturmanın genişletilmesi kararı yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. " denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    CMK'nın 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    Aynı Kanun'un 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonraki “Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
    “(3) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, O Yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
    (4) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
    Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
    Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
    Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
    TCK'nın 125/1. maddesi: “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmünü;
    Aynı Kanunun 126. maddesi ise: “Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.” hükmünü içermektedir.
    İnceleme konusu somut olayda, şikayetçi ...'ın vekili aracılığıyla başvurusu üzerine başlatılan soruşturmada, ... sitesinde paylaşımı yapılan video görüntüsünde birden fazla kişinin bulunduğu, şüpheli tarafından sarf edildiği iddia edilen sözün duraksanmayacak şekilde müşteki ...'ın şahsına yönelik olduğunun anlaşılamadığı gibi bu yönde somut bir delil bulunmadığı, dolayısıyla matufiyet şartının gerçekleşmediği, bu itibarla şüphelinin üzerine atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse de, müşteki vekilinin dilekçe içeriğinden söz konusu videoyu kayda alan kişinin müşteki ... olduğunun anlaşıldığı; hakaret içerdiği iddia edilen ... paylaşımının ise "...'de kadınlara hakaret eden 3 polis ve bir imam açığa alındı" şeklinde doğrudan videoyu kayda alan kişilere yönelik ifadelerde bulunduğu nazara alındığında, sözlerin doğrudan videoyu kayda alan kişiye yönelik olduğu ve matufiyet şartının gerçekleşmesi karşısında; söz konusu sosyal medya hesabı ile ilgili açık kaynak araştırması yaptırılması, şüphelinin kimlik bilgilerinin kolluk marifeti ile tespitinin sağlanması, tespiti durumunda ifadesinin alınması ve sonucuna göre karar verilmesi, tespit edilemediği takdirde ise daimi arama kararı alınarak dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilmesi gerekirken, etkin soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ve bu karara yapılan itirazın kabulü yerine reddedilmesi hukuka aykırı bulunduğundan, kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1- ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/03/2021 tarihli ve 2021/1142 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2- CMK’nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 18/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara