Esas No: 2022/8989
Karar No: 2022/19966
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8989 Esas 2022/19966 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/8989 E. , 2022/19966 K."İçtihat Metni"
KARAR
Müşteki ...'un şikayeti üzerine kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/09/2020 tarihli ve 2020/400 soruşturma, 2020/399 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 06/01/2021 tarihli ve 2020/3376 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/05/2022 gün ve 2022/57327 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, müştekinin 2019 yılı Kasım veya Aralık aylarında ... iletişim hizmetlerinden internet hizmeti almak için başvuru yaptığını, ayın 28'inde aboneliğinin açıldığını ve 3 gün sonra kendisine 29,00 Türk lirası kullanım faturası düzenlendiğini, kendisinde böyle bir şey olmayacağını, kullandığı kadar fatura kesmeleri gerektiğini söyleyerek aboneliğini iptal ettirdiğini, iptal işleminden sonra 360,00 Türk lirası kadar bir fatura daha çıkardıklarını ancak söz konusu faturaları ödemediğini, e-Devlet üzerinden kontrol yaptığında hakkında haciz dosyası olduğunu öğrendiğini, 27/02/2020 tarihinde kardeşi ...'un kendisini arayarak 2.900,00 Türk lirası civarında borcunun olduğunu ve yine aynı gün kardeşinin eski eşi olan ...'ın anılan borçtan dolayı avukatlık bürosundan kendisinin arandığını söylediği, aynı gün içerisinde tekrar aynı numaradan amcası ...'un arandığını ve borcu olduğunun ona da söylendiğini, bu olanlar üzerine kullanmakta olduğu ... numaralı GSM hattından ... numaralı GSM hattını aradığını ve karşısına ... adında bir kadının çıktığını, karşısındaki kadına neden beni değilde başka kişileri aradıklarını sorarak yasal yollara başvuracağını söylediğini beyan ederek, şahsına ait takibi başlatılan icra dosyası ile ilgili borç bilgilerinin izni olmadan üçüncü şahıslarla paylaşan ... Hukuk Bürosu çalışanlarından davacı ve şikayetçi olması üzerine yapılan soruşturma neticesinde, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca, şüphelilerin üzerine atılı suçun oluşması için kişilerin huzur ve sükununu bozma maksadıyla bir kimseye ısrarla telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka davranışta bulunulmasının gerektiği halde şüphelilerin verdiği cevabi yazılardan müştekiye yönelik ısrarlı bir telefon aramasının bulunmadığından ilgili suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış ise de,
Benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 27/03/2018 tarihli ve 2017/6844 esas, 2018/4309 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, müştekinin iddiası doğrultusunda, şüpheli/şüphelilerin eylemlerinin görevinden doğan veya görev sırasında işlenmiş bir suç niteliğinde görüldüğü anlaşılmakla birlikte, şüpheli isminin dosyada mevcut olmadığı, müştekiye ait başlatılan icra dosyası ile ilgili bilgilerinin izni olmadan ... Hukuk Bürosu tarafından 3. kişilerle paylaşıldığının anlaşılması karşısında, öncelikli olarak bahse konu icra dosyası ile ilgili anılan Hukuk Bürosunda görevli avukatın kim olduğunun tespit edilmesini müteakip, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlarından dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır.” şeklindeki düzenlemeye istinaden soruşturma izni verilip verilmeyeceğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmesi gerektiği nazara alınmadan, atılı suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle genel hükümler uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu cihetle, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesinde; “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” Aynı Kanun’un 59. maddesinde ise; “ 58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.
Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir. Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır.(Ek cümle: 02/05/2001 - 4667/38. md.) Durum avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilir” hükümleri yer almaktadır.
İncelenen dosyada; müştekinin şikayet dilekçesinde belirttiği yakınlarını arayan şahıs ya da şahısların kim olduğunun araştırılması, bu şahıs ya da şahısların avukat olduğunun belirlenmesi halinde haklarında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin iddianın, şüpheli ya da şüphelilerin avukatlık görevleri sırasında olduğundan avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, şüpheli ya da şüphelilerin avukat olup olmadığının araştırılmaksızın, genel hükümler çerçevesinde soruşturma yapılarak, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 06/01/2021 tarihli ve 2020/3376 değişik iş sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK'nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 18/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.