Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6014 Esas 2022/4738 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6014
Karar No: 2022/4738
Karar Tarihi: 13.10.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6014 Esas 2022/4738 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/6014 E.  ,  2022/4738 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı yüklenici şirketten 19 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını ve bedelini ödediğini, davalı yüklenicinin inşaatı %97 seviyesinde tamamlamış olduğunu, davalı arsa sahibinin davaya konu bağımsız bölümün tapudaki maliki olduğunu, müvekkili adına tescilin gerçekleşmediğini ileri sürerek davaya konu bağımsız bölümün arsa sahibi adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı arsa sahibi vekili özetle; davalı yüklenicinin inşaatı zaten %62 seviyesindeyken teslim aldığını, edimini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Diğer davalı yüklenicinin davaya cevap vermediği görülmüştür.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; inşaat seviyesinin %82,74 olarak hesaplandığı, bu durumda tapu iptali ve tescil şartlarının gerçekleşmediği, ayrıca arsa sahipleri ile yüklenici şirket arasında 17.09.2013 tarihli fesihname imzalandığı, fesihnamede yüklenicinin % 62 seviyesinde teslim aldığı binayı %70 seviyesinde arsa sahiplerine teslim ettiği, yaptığı işler karşılığında da 15 numaralı daireyi aldığı, hiçbir alacak verecekleri kalmadığı şeklinde düzenlemeye yer verildiği, bu fesihname uyarınca davacının davaya konu daireyi aldığı yüklenicinin bir hak ve alacağı kalmadığının yüklenici tarafından kabul edildiği, davaya konu olayda gerek Yargıtay uygulamasında öngörülen bitirme oranına ulaşılamamış olması, gerekse davalı yüklenici şirketin davalı arsa sahiplerini fesihname ile ibra etmiş olması sebebiyle tapu iptal ve tescil talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesi 2016/16085 Esas – 2019/2364 Karar ve 14.03.2019 tarihli kararı ile; 19.06.2015 tarihinde yapılan keşifte inşaatın tamamlanma oranının %82,74 olarak belirlendiği, ancak inşaata aynı yüklenici tarafından devam edilip edilmediği konusuna bir açıklama getirilmediği, davalı yüklenici ile arsa sahipleri ... ve ... arasında imzalanan adi yazılı anahtar teslimi sözleşmesinde davalı arsa sahibi ...’ya ait 19 No’lu dairenin yüklenici firmaya bırakılacağı konusunda ihtilaf olmadığı, arsa sahiplerinden yalnızca ... ile yüklenici arasında düzenlenen 17.09.2013 tarihli fesih sözleşmesinin tek arsa sahibinin imzasını taşıdığı için geçerli kabul edilemeyeceği, bu nedenle yüklenici tarafından haricen davacıya satılan dava konusu 19 No’lu bağımsız bölüm için yüklenici şirketin yükümlülüklerinin devam ettiği kabul edilerek mahallinde yeniden keşif yapılarak; inşaatın getirilen fiziki seviyesinin belirlenmesi, inşaat daha yukarı bir seviyeye gelmişse, inşaata kimin tarafından devam edildiğinin saptanması, araştırma ve inceleme sonunda binanın davalı yüklenici tarafından arsa sahibinin reddedemeyeceği bir seviyeye getirildiği tespit edildiği takdirde eksik iş varsa bu işlerin bedelinin belirlenmesi ve bu bedeli depo etmesi için davacı tarafa süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
    Bozma kararı sonrasında, mahallinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi ek raporunda inşaatın geldiği seviyenin %98,50 olduğu, ortak alanlarda tespit edilen eksik imalatların giderim bedelinin 22.500,00 TL bulunduğu belirtilmiştir. Mahkemece, inşaat her ne kadar arsa sahibinin reddedemeyeceği bir seviyeye getirilmiş ise de, inşaatın bu seviyeye kimin tarafından getirildiğinin saptanamadığı, arsa sahipleri tarafından inşaatın bu seviyeye getirildiğine dair sunulan evrak, fatura ve makbuzlar incelendiğinde inşaata arsa sahipleri tarafından devam edildiğinin kabul edilmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davalı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında eser sözleşmesinin özel bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmaktadır. Eser sözleşmesinde işin imal edilerek iş sahibi davalıya teslim edildiğinin ve iş bedelinin hak edildiğinin ve istenebilir olduğunun yüklenici tarafından yasal delillerle kanıtlanması gerekmektedir. İşin teslimi “maddi olay” niteliğinde olduğundan yüklenici tarafından her türlü yasal delille kanıtlanabilir. Bozma kararı sonrasında, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile inşaat seviyesinin %98,5 oranına ulaştığı belirtilmiştir. Yargılama sırasında davalı arsa sahibi tarafından söz konusu inşaatın kendisi tarafından bu seviyeye getirildiği belirtilmiş ve buna dair bir takım belgeler ibraz edilmiş ise de, söz konusu belgeler incelendiğinde dava dışı üçüncü kişiler tarafından her zaman düzenlenmesi mümkün olan faturalar ile makbuzlar olduğu anlaşılmıştır. Davalı arsa sahibi tarafından yapı denetim ücretinin de kendisi tarafından icra yoluyla yapı denetim şirketine ödendiği savunulmuş ise de, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde özel olarak söz konusu ücretin yüklenici tarafından ödeneceği düzenlenmediği sürece kanunen yapı denetim ücreti arsa sahibi tarafından ödenmek zorunda olduğundan bu ödemenin de dikkate alınması doğru değildir. Yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile inşaatın arsa sahipleri tarafından reddedilemeyecek aşamaya geldiği anlaşılmış olup, söz konusu işin davalı yüklenici haricinde arsa sahipleri tarafından bu aşamaya getirildiği hususu yasal delillerle kanıtlanamadığından dairemizce kabul edilen karine uyarınca inşaatın davalı yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerekir.
    Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişi kurulundan geri kalan inşaatın tamamlanması için gerekli olan bedelin karar tarihine en yakın olacak şekilde hesaplanması için ek rapor alınması, hesaplanacak bedelin depo edilmesi için davacı tarafa süre verilmesi, verilen süre içinde davacı tarafça depo edilmesi durumunda dava konusu bağımsız bölümün davacı adına tesciline karar verilmesi, depo edilmemesi durumunda ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesinden ibaret olmalıdır.
    Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 13.10.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara