Esas No: 2004/1-128
Karar No: 2004/163
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/1-128 Esas 2004/163 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2004/1-128 E., 2004/163 K.
"İçtihat Metni"
Kalkışma aşamasında kalan adam öldürme suçuna azmettirmekten sanık Şaban Y......."nin dönüşen suç niteliğine göre silahla yaralamaya azmettirme suçundan TCY"nın 64/2. maddesi aracılığı ile 456/4, 457/1 ve 647 sayılı Yasanın 6. maddeleri uyarınca 5 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine ilişkin Elazığ 1.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 31.12.2002 gün ve 190-227 sayılı hüküm sanık vekili tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 1.Ceza Dairesince 29.12.2003 gün ve 2289-3418 sayı ile;
"Toplanan delillere göre, aşamalarda suçu reddeden sanık Şaban"ın, sanık Yusuf"un anlatımı dışında mahkumiyetine yeter herhangi bir delil bulunmadığı, sanık Yusuf"un ise hazırlıktaki ilk anlatımından hemen sonra suçu tek başına işlediğini, kimsenin kendisini azmettirmediğini ifade etmesi karşısında sanık Şaban"ın müsnet suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 18.02.2004 gün ve 36-42 sayı ile;
"Hakkındaki mahkumiyet hükmü kesinleşen sanık Yusuf, hazırlık soruşturması sırasında verdiği ifadelerinde, olayı sanık Şaban"ın para karşılığı azmettirmesi üzerine gerçekleştirdiğini belirtmiş, Şaban ile aralarındaki geçmiş ilişkiyi ayrıntılı olarak anlatmıştır. Sanık Yusuf"un kollukta ifadesi alınırken müdafii de hazır bulunmuştur. Ayrıca, sanığın bu beyanlarının husumete dayalı olduğu veya başkaca saikle hareket ettiği de ileri sürülmemiştir. Sonradan mahkemede verdiği ifadede önceki beyanlarından dönerek, mağduru kendisine hakaret ettiği için yaraladığını, olay günü alkollü olduğunu, kendisini kimsenin azmettirmediğini savunmuşsa da, olay günü alkollü olmadığı doktor raporu ile belirlenmiştir. Ayrıca sanık Yusuf"un sanık Şaban ile mağdur arasında mevcut parti içi anlaşmazlığı kendiliğinden bilmesi mümkün değildir. Nitekim, sanık Yusuf"un bu beyanından sonra azmettiren sanık Şaban"ın kimliği tespit edilmiş, Parti İl Başkanı olan mağdur ile aynı Partinin İlçe Başkanı olan sanık Şaban arasında ihtilaf bulunduğu, il başkanı olan mağdurun 2000 yılında ilçe başkanı olan sanık Şaban"ı görevinden aldığı, aralarında bazı olaylar geliştiği, sanık Şaban"ın zaman zaman mağduru tehdit ettiği, mahkemelik oldukları anlaşılmış ve mağdurun bıçaklanma nedeni böylelikle saptanmıştır. Oysa, sanık Yusuf ile mağdur arasında herhangi bir husumet ve mağduru yaralaması için başkaca herhangi bir neden de bulunmamaktadır. Bu değerlendirmelere göre, sanık Yusuf"un hazırlık aşamasındaki beyanlarına itibarla, sanık Şaban"ın azmettirmesi sonucu mağduru bıçakladığı sabit olmuştur" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 8.6.2004 gün ve 46486 sayılı tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık Şaban Y......."nin yaralamaya azmettirme suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanık Şaban"ın azmettirme suretiyle yaralama suçuna iştirakinin sabit olup olmadığına ilişkindir.
İnceleme konusu olayda;
D.. Elazığ İl Başkanı olan mağdurun 27.06.2002 günü 11.30 sıralarında parti binasından çıkıp evine giderken uğradığı silahlı saldırı sonucu sol meme altına isabet eden ve cilt altı dokulara nüfuz eden tek bıçak darbesi ile (7) iş ve gücüne engel biçimde yaralandığı, kaçan saldırganın eşkalini belirleyen güvenlik güçlerinin birkaç saat içerisinde sanık Yusuf T........"i bir çay ocağında otururken yakaladıkları, emniyette görgü tanıklarınca teşhis edilen sanık Yusuf"un olayda kullandığı bıçağı Hasan G.. isimli kişiye bir milyon lira verip attırdığını açıklaması üzerine bu şahsın da yakalandığı, toplam uzunluğu 22,5 cm olan suç aleti çakı bıçağını attığı yeri gösterip bulunmasını sağladığı, sanık Yusuf"un kendisini suça azmettirenin Şaban Y....... oldu-ğunu açıklaması üzerine bu kez aynı partinin Maden İlçe Başkanı olan sanık Şaban"ın da gözaltına alındığı, dosyadaki tutanaklar ve diğer kanıtlardan anlaşılmaktadır.
Mağduru yaralama eylemi nedeniyle mahkum olmuş ve mahkumiyeti kesinleşmiş bulunan Yusuf T........ kollukta müdafii huzurunda verdiği ifadede; D.. Maden İlçe Başkanı sanık Şaban Y......."yi altı yıl öncesinden tanıdığını, zaman zaman bir araya gelip görüştüklerini, Antalya"da günü birlik işlerde çalıştıktan sonra işsiz kalıp olaydan dokuz gün önce Elazığ"a döndüğünü, ertesi gün sanık Şaban Y....... ile karşılaştıklarını, çay içmeyi teklif etmesi üzerine çay ocağına gidip oturduklarını, sanık Şaban"ın D.. İl Başkanı olan mağdur Selçuk"la aralarında sürtüşme olduğundan söz edip, bu şahsın belden aşağısına korkutmak için bir bıçak vurmasını isteyerek, bunu kendisinin yapacağını ancak rahatsız olduğu için yapamadığını, bu işi yaptığı takdirde beş milyar lira vereceğini, bunun iki milyarını olaydan üç dört gün sonra, kalanını ise bir iki ay içinde ödeyeceğini, yakalanması halinde de parayı ailesine vereceğini söylediğini, paraya ihtiyacı olduğu için teklifi kabul ettiğini, aynı gün yeniden buluştuklarını, mağ-duru şahsen tanımadığı için sanık Şaban"ın mağduru göstermek üzere kendisini Köfteciler sokağı bitimine götürdüğünü, mağdurun her gün 16.00-16.30 sıralarında buradan geçtiğini söyleyip, biraz sonra oradan geçen mağduru kendisine gösterdiğini, daha sonra sanık Şaban"dan bir hafta süre isteyip bu süre içinde işi halledeceğini söylediğini, sanık Şaban"ın gösterdiği yere olaydan bir gün önce gidip dört beş saat kadar beklemesine karşın mağdurun o gün geçmediğini, olay günü de saat 11.00 sıralarında aynı yere gidip çay ocağında oturarak beklediğini, bir süre sonra mağ-dur oradan geçerken bıçağı çıkartıp bir kez vurup kaçtığını, eve gidip tanınmamak için giysilerini değiştirdikten sonra tekrar çıktığını, önceden tanıdığı motorsikletli bir şahsa bir milyon lira verip bıçağı caddenin sonuna atmasını söylediğini, bundan onbeş dakika sonra da kendisini polislerin yakaladığını, olayı gerçekleştirdiğini sanık Şaban"a söyleyemediğini, anlaşmalarına göre olay akşamı sanık Şaban"la çay ocağında buluşup iki milyarı alması gerektiğini belirtmiş, Sulh Ha-kimliğindeki sorgusu sırasında, kolluk ifadesini doğrulayıp benzer beyanda bulunmuş, duruş-madaki sorgusunda ise, ifadesini değiştirerek, mağdur ile sanık Şaban arasında bir şey olup ol-madığını bilmediğini, bu eylemde sanık Şaban ile işbirliği yapmadığını, olaydan bir gün önce saat 11.00 sıralarında karşıdan karşıya geçerken yolun ortasında bir arabanın korna çaldığını, içindeki mağdurun kendisine "şerefsiz" diye hitap ettiğini, bir gün sonra rastlantı sonucu mağ-durun karşıdan geldiğini görünce elindeki bıçakla vurduğunu belirtmiştir.
Sanık Şaban Y....... kolluk ifadesinde, D.. Maden İlçe Başkanı olduğunu, Partisinin İl Başkanı olan mağdur İlyas Selçuk Erdem ile aralarında herhangi bir sorun olmadığını, sanık Yusuf"u tanımadığını, mağduru yaralaması için bu şahsı azmettirmediğini, bu şahsı mağdurun il başkanlığını istemeyen kişilerin kiralamış olduğunu, il başkanı olan mağdurla iki yıl önce partide ağız münakaşası yaptıklarını, zaman zaman mağdurla görüştüklerini ve o tarihten bu yana kavga etmediklerini belirtmiş, aşamalarda benzer savunmada bulunmuştur.
Mağdur İlyas Selçuk Erdem kollukta verdiği ifadede; çay ocağı önünden geçerken oturanlardan birinin hiçbir şey söylemeden kesici bir aletle aniden bir kez vurup kaçtığını, yaralayanı arkadan gördüğünü, hiç kimse ile husumeti olmadığını, ancak partide muhalifleri bulunduğunu, bu konu ile ilgili olup olmadığını bilemediğini belirtmiş, duruşmadaki ifadesinde ise, kendisini bıçaklayan sanık Yusuf"un duruşmadaki anlatımlarının yanlış olduğunu, arabası olmadığını, bu nedenle araç kullanmadığını ve karşıya geçerken sanık Yusuf"a hakaret etmediğini, sanık Şaban"ın Partilerinin İlçe Başkanı olduğunu, bu şahsı 2000 yılı içinde görevden aldığını, bundan sonra aralarında bazı olaylar geliştiğini, bu şahsın kendisini tehdit ettiğini, ancak zaman içinde barıştıklarını belirtmiştir.
Yargılama sırasında getirtilen karar ve dosya içeriklerine göre, sanık Şaban"ın olaydan iki yıl kadar önce 19.6.2000 tarihinde mağdur İlyas Selçuk Erdem"e basit etkili eylemde bulunduğu iddiasıyla açılan kamu davasının, mağdurun şikayetten vazgeçmesi nedeniyle Elazığ 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 21.11.2000 gün ve 769-1242 sayılı kararıyla ortadan kaldırıldığı,
Yine sanık Şaban Y....... hakkında yargılamaya konu olaydan bir ay kadar önce 2002 yılı Mayıs ayı içinde mağdur İlyas Selçuk Erdem"e hakaret edip tehdit ettiği iddiası ile yürütülen bir başka soruşturma nedeniyle kamu davası açıldığı, Yerel Mahkemece incelendiği tarihte davanın henüz derdest olup sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu kanıtları birlikte değerlendirecek olursak;
Bıçakla yaralama eyleminin asli maddi faili olan ve hakkındaki mahkumiyet hükmü kesinleşen sanık Yusuf yakalandığında olayı ayrıntılı biçimde anlatmış, kendisini suça sanık Şaban"ın azmettirdiğini belirterek, aralarındaki görüşmeleri aktarmış, suç aleti bıçağı da olaydan sonra Hasan G.. isimli kişiye para verip attırdığını açıklamıştır. Nitekim sanık Şaban"a bu ifade sayesinde ulaşıldığı gibi, olayın maddi kanıtı olan suç aleti bıçak da sanık Yusuf"un bu açık-lamaları sayesinde elde edilebilmiştir. Sanık Yusuf, Sulh Hakimliğindeki sorgusu sırasında da kolluk beyanlarını doğrulayarak olayı benzer şekilde anlatmış, ancak duruşmadaki sorgusu sıra-sında kendisini suça sanık Şaban"ın azmettirmediğini belirtip, oluşu da öncekilerden farklı bi-çimde aktarmış ise de, sanık Yusuf"un duruşmadaki bu beyanları olay mağduru tarafından yalan-lanmıştır. Yine sanık Yusuf, kolluk ifadesinin baskı altında alındığını belirtmişse de, gözetime alınırken ve adliyeye sevk edildiği sırada aldırılan doktor raporlarına göre, bedeninde darp ve ce-bir izi bulunmadığı, keza kollukta ifade verdiği sırada müdafiinin de hazır bulunduğu anlaşıl-maktadır. Öte yandan, sanık Yusuf"un, sanık Şaban ile mağdur arasında geçimsizlik bulunduğu-na yönelik hazırlık beyanları sonradan bu hususta yapılan araştırmalarla doğrulanmıştır. Oysa, bizzat sanık Şaban tarafından bildirmedikçe, bu tür özel bilgilere sanık Yusuf"un başka yolla ulaşması son derece düşük bir olasılıktır. Sanık Yusuf"un mağduru önceden tanımadığı, araların-da husumet olmadığı gibi mağduru yaralamasını gerektirecek başkaca bir neden de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine, sanık Yusuf"un diğer sanık Şaban"a atfı cürümde bulunmasını gerektire-cek bir neden de ileri sürülmemiştir.
Sanık Şaban"a gelince; bu sanık ile mağdur arasında uzun zamandır süregelen bir geçimsizlik bulunmaktadır. Sanık, olaydan iki yıl kadar önce mağdur tarafından ilçe başkanlığı görevinden alındıktan sonra mağdura yönelik etkili eylemde bulunmuş, buna ilişkin olarak açılan kamu davası mağdurun vazgeçmesi nedeniyle ortadan kaldırılmıştır. Sanık Şaban bu olaydan sonra mağdurla görüşmeye devam ettiklerini, aralarında başkaca olay olmadığını belirterek gizlemeye çalışsa da, yargılamaya konu olaydan bir ay kadar önce yine aralarında olaylar meydana geldiği ve sanık Şaban hakkında mağdura yönelik tehdit ve hakaret suçlarından kamu davası açıldığı, böylelikle sanık Şaban ile mağdur arasındaki husumetin olay tarihine değin sürdüğü an-laşılmaktadır.
Tüm bu hususlara göre, sanık Şaban"a atfı cürümde bulunması için geçerli bir neden bulunmayan sanık Yusuf"un müdafi huzurunda verdiği, oluşa uygun ve maddi kanıtlarla doğrulanan kolluk ve sulh hakimliği anlatımlarına itibar edilmesi gerekir. Bu nedenle, sanık Yusuf"ta önceden bulunmayan mağduru yaralama fikrini yaratıp iradesi üzerinde etken olarak, husumetli olduğu mağduru para karşılığında yaralamaya azmettirdiği sabit olan sanık Şaban"ın bu suçtan cezalandırılmasına ilişkin Yerel Mahkeme direnme hükmü isabetli olup, onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Kurul üyeleri; Özel Daire bozma kararının haklı nedenlere dayandığını belirterek, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulması gerektiği yo-lunda karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün ONANMA-SINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 29.06.2004 günlü birinci müzakerede karar için gerekli oy çoğunluğu sağlanamadığından, 06.07.2004 günü yapılan ikinci müzakerede tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oyçokluğu ile karar verildi.