Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8988 Esas 2022/19973 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/8988
Karar No: 2022/19973
Karar Tarihi: 18.10.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8988 Esas 2022/19973 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2022/8988 E.  ,  2022/19973 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR

    Basit yaralama ve hakaret suçlarından sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 29, 125/1, 129/1 ve 62. (iki kez) maddeleri gereğince 660,00 TL ve 500,00 TL adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... Sulh Ceza Mahkemesinin 15/06/2012 tarihli ve 2011/555 esas, 2012/1107 sayılı kararının itiraz edilmeden 10/09/2012 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içinde 28/01/2013 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbarı üzerine, hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 29, 125/1, 129/1 ve 62. (iki kez) maddeleri gereğince 660,00 TL ve 500,00 TL adli para cezaları cezalandırılmasına, ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 20/10/2021 tarihli ve 2021/132 esas, 2021/1015 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 20/05/2022 gün ve 2022/57341 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan suç için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zamanaşımının aynı Kanun’un 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olduğu, hüküm tarihinden önce zamanaşımını kesen en son işlemin sanığın savunmasının alındığı 15/06/2012 tarihi olduğu ve sanık hakkında verilen 15/06/2012 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 06/09/2012 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 28/01/2013 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 06/09/2012 ile 28/01/2013 tarihleri arasında (4 ay 22 gün) dava zamanaşımı süresinin duracağı, denetim süresinde işlenen suçun tarihi olan 28/01/2013 tarihinden itibaren zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacağı, sanığın savunmasının alındığı tarih olan 15/06/2012 ile hükmün açıklandığı 20/10/2021 tarihleri arasında 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin dolduğu nazara alınarak davanın düşürülmesi yerine, yargılamaya devamla sanığın mahkûmiyetine dair yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir." denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı açısından sanık hakkında uygulanması gereken 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesi;
    "(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
    a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
    b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi beş yıl,
    c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
    d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl,
    e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer.
    (2) Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
    (3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
    (4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
    (5) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./8.mad) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
    (6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
    (7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı uygulanmaz." şeklinde,
    Anılan Kanun'un 67. maddesi;
    "(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
    (2) Bir suçla ilgili olarak;
    a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
    b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
    c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
    d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
    halinde, dava zamanaşımı kesilir.
    (3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
    (4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar." biçiminde düzenlenmiştir.
    Görüleceği gibi 5237 sayılı TCK'da bütün suçlar bakımından kesme nedenleri ortak olarak düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 67/2. maddesinde, suçla ilgili olarak şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, iddianame düzenlenmesi, sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde dava zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
    Dava zamanaşımının durması ise, Kanunda açıkça sayılan bazı hallerde soruşturma veya kamu davasının yürütülememesinden dolayı, bu halin ortaya çıkmasından, kalkması anına kadar geçen sürede zamanaşımının işlememesini ifade etmektedir. Zamanaşımını durduran nedenlerin varlığı halinde, zamanaşımı süresi en son kesen işlemden itibaren, durdurucu nedenin ortaya çıktığı ana kadar işleyecek, bu engelin kalkmasıyla duran zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Zamanaşımı süresinin hesaplanmasında ise önceden işleyen süre ile sonradan işleyen süreler birbirine eklenmek suretiyle zamanaşımı süresi belirlenecektir.
    Anayasanın 38. maddesinde dava zamanaşımının kanunilik ilkesi kapsamında olduğu benimsenmiş olup dava zamanaşımını durduran veya kesen nedenlerin kanunda açıkça gösterilmesi gerekir, bu nedenlerin yorum veya kıyas yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/03/2017 tarihli ve 2015/8-268 esas ve 2017/124 sayılı, 17/01/2017 tarihli ve 2015/15-536 esas ve 2017/14 sayılı, 01/03/2016 tarihli ve 2015/3-599 esas ve 2016/99 sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayıp, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde yeni suç işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte yeniden işlemeye başlayacaktır.
    İncelenen somut olayda, sanık hakkında kasten yaralama ve hakaret suçlarından iddianame düzenlendiği, sanığın 15/06/2012 tarihinde savunması alınıp hakkında atılı suçlardan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, bu kararın 06/09/2012 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 28/01/2013 tarihinde tehdit suçunu işlemesinden dolayı ihbar üzerine hükümlerin 20/10/2021 tarihinde açıklandığı anlaşılmıştır.
    Sanık hakkında 4 ay 22 günlük durma süresi de göz önüne alındığında, yargılama sürecinde olağan dava zamanaşımı süresi olan 8 yıllık sürenin dolmasıyla TCK’nın 66/1-e, 67 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince üzerine atılı suçlardan kamu davalarının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükümleri kurulması hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1- Kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 20/10/2021 tarihli ve 2021/132 esas, 2021/1015 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2- Bozma nedenine göre karardaki hukuka aykırılığın, CMK'nın 309. maddesinin 4-d fıkrası uyarınca Yargıtay tarafından düzeltilmesi gerektiğinden; sanık hakkında, hakaret ve kasten yaralama suçlarından açılan kamu davalarının, CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, sanık hakkında açılan kamu davalarının düşmesi nedeniyle bu suçlar için yapılan yargılama giderinin Hazine üzerinde bırakılmasına, hükmolunan cezaların çektirilmemesine, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara