Esas No: 2022/8987
Karar No: 2022/19971
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8987 Esas 2022/19971 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/8987 E. , 2022/19971 K."İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 125/4, 129/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 860,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve 2020/191 esas, 2021/145 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 20/05/2022 gün ve 2022/49438 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli kararı ile her ne kadar sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin uygulanmasını istemediğinden 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, sanığın 25/06/2020 tarihli duruşmada “hakkımda mahkûmiyet hükmü kurulduğu takdirde şartları var ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul ederim” şeklinde beyanda bulunduğu hâlde, sanığın kabul etmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz etmemesi,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin objektif koşulların gerçekleşmiş olmasına karşın bu koşulların oluşmadığından bahisle bu kurumun uygulanmamasına ilişkin hukuka aykırılıkların, hâkimin takdir hakkına taalluk eden bir husus olmaması nedeniyle bu hususların kanun yararına bozma konusu yapılabileceği yönünde de bir kuşku bulunmamaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında hakaret suçundan adli para cezası verildiği, sanığın adli sicil kaydının bulunmayıp hakaret suçunun da somut zarar suçu olmadığı, sanığın 25/06/2020 tarihli duruşmadaki beyanında; hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul ettiğini belirtmesi karşısında; mahkemece subjektif şart da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının uygulanmasını kabul etmediğinden bahisle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Sanık ... hakkında hakaret suçundan ... Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve 2020/191 esas, 2021/145 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK'nın 309. maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 18/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.